Gündem
  • 20.6.2002 10:03

YER ALTI DÜNYASININ AVUKATINDAN ÜRPERTEN İTİRAFLAR:‘TOPAL, YARGITAY BAŞKANINI AĞIRLAR, YEŞİL’İN TELEFONUNU CEBİNDE TAŞIRDI’

KAYNAK : Haber Vitrini Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinin avukatlığını yapan Ekrem Marakoğlu, anılarını Kırmızı Kadife adlı kitapta topladı. Marakoğlu, kitapta ‘Kumarhaneler Kralı’ Ömer Lütfi Topal’ın dönemin Yargıtay Başkanı Müfit Utku’yu ağırladığını, Topal’ın personelinin Yeşil’e kahvaltı servisi yaptığını anlatıyor. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın Türkiye’de Amerikan tipi ilk mafya örgütlenmesi girişimi olarak nitelendirdiği “Kumarhaneler Kralı” Ömer Lütfi Topal’ın bilinmeyen dünyası, avukatı Ekrem Marakoğlu’nun bugün piyasaya çıkan Kırmızı Kadife adlı kitabında ortaya döküldü. Kitaba göre siyaset, yargı, polis ve iş dünyasında şaşırtıcı boyutlarda ilişkiler geliştiren Topal, 1993’te dönemin Yargıtay Başkanı Müfit Utku’yu Antalya’daki Seven Seas tatil köyünde ağırladı. İki yıl sonra 1995’te polisin gözaltına aldığı Topal’ın üzerinden Yeşil olarak bilinen ünlü Mahmut Yıldırım’ın telefon numarası çıktı. Çünkü, Yeşil’in Antalya’daki evi Topal’ın Antalya Ofo Oteli’ndeki kumarhanesinin tam karşısındaydı ve Topal’ın personeli her sabah Yeşil’e kahvaltı servisi yapıyordu. 40 yılı aşkın süren ağır ceza avukatlığı boyunca, Osman Duman, Fevzi Öz, Abuzer Uğurlu, Halil Havar ve Ömer Lütfi Topal gibi yeraltı dünyasının ünlü isimlerinin avukatlığını yapan Ekrem Marakoğlu’nun kitabında, yeraltı dünyası ile birlikte uluslararası uyuşturucu ve silah kaçakçılığı konusunda da çarpıcı bilgiler yer alıyor. Kitaba göre İstanbul Narkotik polisi, 1996 yılında öldürülen Ömer Lütfi Topal’a, uyuşturucu kaçakçılığındaki ustalığı sebebiyle “Sansar” kod adını vermişti. Türkiye’de uyuşturucu bağlantısı bulunamayan Topal’ı Belçika yakalamayı başarıyor. Topal, Belçika ve ABD’de yargılanıp bu iki ülkede 7 yıl cezaevinde kalıyor. ‘Onu Kurmel kral yaptı’ “Cezaevinde bir dilim karpuz için yaşardık.” diyen Topal, ABD’den döndükten sonra, Amerika’daki hayallerini gerçekleştirmek üzere hızla kumar sektörüne girerken, bu işteki en büyük destekçisi Saray Halı’nın sahibi Necati Kurmel oluyor. Topal, ilk kumarhanelerini Kurmel’in Manavgat ve Adana’daki otellerinde açıyor. Kurmel, Topal’ın İstanbul’daki Polat Reneissance’ta casino açması için İbrahim Polat’a güvence verdiği gibi, onun Antalya’da Seven Seas tatil köyünü Mustafa Tatlıcı’dan kiralamasını da sağlıyor. Bu sebeple Topal’ın, her karşılaşmada Necati Kurmel’in elini özellikle öptüğünü ve havaalanlarında Kurmel’in valizini elinden alıp taşıdığını belirten Marakoğlu, “Çünkü casinocular kralı Ömer Lütfi Topal’ı bir anlamda Necati Kurmel yaratmıştı.” diyor. Marakoğlu, dersane sahibi Mahmut Tezcan’ın kumar borcundan dolayı 1996’da intihara kalkıştığı olayla ilgili ilginç bir anekdot aktarıyor. Topal’ın kumarhane yöneticilerinin, intihar girişimi sebebiyle yargılandığı duruşma sırasında, Ankara’dan bir telefon geldiğini ve hakimin kürsüden inmek zorunda kaldığını kaydeden Marakoğlu şöyle devam ediyor: “Daha sonra olayı araştırdım. Ünlü sanayicimiz, Ömer Lütfi Topal’a jest olsun diye Adalet Bakanlığı’na telefon açarak, sanıkların tevkiflerini önlemeye yönelik bir teşebbüste bulunmuş.” Topal’ın Ankara ve iş dünyası ilişkilerini deşifre etmeyi sürdüren Marakoğlu, 1993’te birçok ünlü isimle birlikte Yargıtay Başkanı Müfit Utku’nun da bayram tatilini Topal’ın Antalya’daki tesisinde geçirdiğini belirtiyor. Kitapta anlatılanlardan Türk Hava Yolları’nın yer hizmetleri için HAVAŞ ihalesine giren Topal’ın bu iş için kurduğu şirkete dönemin HAVAŞ Genel Müdürü Ahmet Kutlu’nun oğlunun da ortak olduğu anlaşılıyor. Topal, ABD’den gelen “uyuşturucu kaçakçısıdır” uyarısı üzerine bu ihaleye sokulmamıştı. KOCADAĞ GELDİ, CESET UÇTU! Kitaba göre Topal, Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen kazada hayatını kaybeden Hüseyin Kocadağ ile yakından görüşüyordu. Nitekim Topal’ın, bir dönem en yakın adamlarından olan Bülent Fırat’ı, 1994 sonunda casinosunu işlettiği İstanbul Akgün Otel’in otoparkında öldürtmesinden hemen sonra Kocadağ ziyaretine geliyor. Marakoğlu, bu ziyaretten sonra kahkahalarla gülen Topal’ın kendisine, “Ekrem abi, ölü kaçmış...” dediğini ifade ediyor. Çünkü nasıl yapıldıysa, polis aramasında Fırat’ın otoparktaki cesedi bulunamıyor. Ancak, daha sonra yapılan aramada casinodaki bir dolapta Fırat’ın öldürülmesinde kullanılan silaha ait boş kovanlar ve ruhsatsız silahlar çıkıyor. Buna rağmen Topal için işlem yapılmıyor. ABDİ İPEKÇİ CİNAYETİ Kitapta, Milliyet Gazetesi başyazarı Abdi İpekçi cinayeti olayında, tetikçi olmakla suçlanan Mehmet Ali Ağca ile ünlü kaçakçı Abuzer Uğurlu’nun ilişkisi şöyle anlatılıyor: “Uğurlu, o tarihte ticari bir iş için Sofya’da bulunan Ömer Merşan adındaki bir dostuna telefon etmiş, Metin adındaki bir öğrencinin kendisini arayacağını belirtmiş ve bu kimseye 3.000 mark vermesini istemiştir. Olayların seyri içerisinde de Metin adındaki kişinin gerçek kimliğinin Ağca olduğu ortaya çıkmıştır.” Marakoğlu’na göre, Ağca’ya paranın verilmesini Uğurlu’ya söyleyen kişi 1970’li yıllarda Deniz Harp Okulu’ndan atılma Avukat Doğan Yıldırım’dı. Yıldırım ile Uğurlu, 1980 öncesi tutuklu bulundukları Selimiye Kışlası’nda tanışmışlardı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:15

İLGİLİ HABERLER