
YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitimin bütçesini milli bütçede birinci sıraya yerleştirdiklerini belirterek, "Eğer gelişecekseniz, eğer dünyada ön sıralarda yer alacaksanız her şeyden önce cehaletle savaşı kazanacaksınız" dedi.Başbakan Erdoğan, Casper'ın yeni üretim tesislerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, bunun ülkenin kalkınması yolunda atılan en önemli adımlardan biri olduğunu söyledi.
40 metrekarelik bir alanda, üniversiteden henüz mezun olmuş 3 heyecanlı arkadaş tarafından kurulan Casper firmasının, şu anda ülke genelinde 10 binin üzerinde vatandaşa iş imkanı sağladığını kaydeden Erdoğan, bu ülkede taş üstüne taş koyanların başları ve gözleri üstünde yeri bulunduğunu ifade etti.
Erdoğan, ülkeye böyle bir tesis ve marka kazandırdığı için firma yetkilileri ve çalışanlara teşekkür ederek, bunun bir başarı öyküsü olduğunu dile getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bütün gençlerimiz, müteşebbislerimiz adına yüz ağartıcıdır. Casper'ın büyüme ve gelişme öyküsü bize şunu söylüyor, çağın taleplerine göre üretim yapar, proje üretir, üretim araçlarını yeniler ve kaliteden taviz vermezseniz başarı kendiliğinden gelir" diye konuştu.
Erdoğan, eski üretim araçlarının yenilendiği, iletişim ve bilişim teknolojilerinin ekonomik hayatı yönlendirdiği bir çağda yaşanıldığına işaret ederek, bu nedenle göreve başladıklarında özellikle eğitimi ilk 4 temel taşlarından biri olarak ifade ettiklerini söyledi.
Bu nedenle Milli Eğitimin bütçesini milli bütçede birinci sıraya yerleştirdiklerini belirten Erdoğan, "Çünkü eğitim noktasında Türkiye çok çok gerilerdeydi. Eğer gelişecekseniz, eğer dünyada ön sıralarda yer alacaksanız her şeyden önce cehaletle savaşı kazanacaksınız. Cehaletle savaşta başarılı olamazsanız bu hedefleri bulmanız da mümkün değildir" dedi.
Başbakan Erdoğan, yüzde 80 okuma yazma oranında teslim aldıkları Türkiye'de bu oranın yüzde 90'a ulaştığını, ancak hedeflerinin yüzde 100'ü yakalamak olduğunu bildirdi.
YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKACAK
Bunu başarma konusunda kesin kararlı olduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü öyle bir medeniyetin mensubuyuz ki, bizim medeniyetimiz, inancımız bize okumayı emrediyor. İlk emriyle. . . Peki biz bunu mu yaptık? Maalesef bundan tam geriye gittik. Ve gelişen ülkelerin yakalamış olduğu seviyeyi biz yakalayamadık. Ama bir zamanlar yakalamıştık, bir zamanlar örnek durumdaydık.
Onunla şu anda övünebilir miyiz? Övünemeyiz. Niye? Yakalamışsın ama orada duramamışsın, düşmüşsün. Aslolan o zirvede kalabilmektir. Şimdi biz zirveye tırmanıyoruz. İnşallah 'yiğit düştüğü yerden kalkar' anlayışıyla yine biz düştüğümüz yerden kalkacak ve o zirveye yeniden oturacağız. "
Başbakan Erdoğan, bu konuda kararlı oluklarını ve atılan bu adımları da bir sıçrama hareketi olarak gördüklerini belirterek, "Bu süreci doğru okuyamayan, analiz edemeyen, yatırımlarını üretimlerini özellikle bilişim sektöründeki gelişmeleri esas alarak yapamayan veya yapmayan şirketler, ülkeler dünyadaki ekonomik rekabetle başa çıkamayacaklardır" dedi.
Konuşmasında İrlanda örneğini veren Erdoğan, bu ülkenin son zamanlara kadar Avrupa'da ekonomik göstergeleri en düşük seviyede olan ülkelerden biri olduğunu, tıpkı Türkiye gibi yüksek enflasyon, işsizlik ve yoksulluktan mustarip olduğunu söyledi.
Erdoğan, ancak İrlanda'nın son 25 yıl içinde büyük bir sıçrama gerçekleştirdiğini, kişi başı milli gelirin 27 bin Avroya yükseldiğini, ihracatının 4 kat arttığını dile getirerek, bütün bunların, bu ülkenin bilişim sektörüne planlı ve programlı yatırım yapması ile gerçekleştiğini bildirdi.
Avrupa'da bugün satılan bilgisayarların ve dünyadaki yazılımların önemli bölümünü İrlanda'nın ürettiğini ifade eden Erdoğan, benzer başarı öykülerinin Hindistan, Çin ve İsveç'te de görüldüğünü söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkeler bilişim sektörünün önemini kavramış, bu konuda altyapı yatırımlarına AR-GE çalışmalarına ağırlık vermiş.
Eğitimi bu konuda yönlendirmiş ve bu tür girişimleri teşvik etmiştir. Her şeyden önce uluslararası yatırımları çekme konusunda da olabildiğince açık olmuşlardır" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi 4,5 yıl önce devraldıklarında, üretimin durma noktasına geldiğini, istikrar ve güvenin sağlanamadığını belirterek, "Bizim diğer ülkelerden eksiğimiz yok. Hatta birçok yerden fazlamız var ama bir zihniyet sorunumuz vardı" dedi.
Başbakan Erdoğan, Casper Bilgisayar Sistemleri AŞ'nin yeni üretim tesisi açılışındaki konuşmasında, bilişim sektörüne verdikleri önemi vurgulayarak, bu yönde yaptıkları çalışmalara değindi.
Bu konuda önemli bir adım attıkları kaydeden Erdoğan, "Bakanlar Kurulu'nda kararımızı geçirdik. Pendik sınırları içerisinde bilişim teknolojilerine yönelik olarak Teknoparkımızı kuruyoruz. Büyük bir alanda uluslararası bütün markaların toplanacağı böyle bir adımı atıyoruz. Süratle bunu uygulamaya sokacak şekilde hazırlıklarımızı hızlandırıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, yıllar boyunca Türkiye konuşulurken hep girişimci, genç ve dinamik nüfustan bahsedildiğine işaret ederek, bunların "adeta bir tekerleme" gibi sürekli dile getirildiğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "4,5 yıl önce bizim devraldığımız Türkiye'nin manzarasını hepiniz biliyorsunuz: Enflasyon ve faizler yüksek, ihracat düşük, işsizlik aynı şekilde fabrikalar kapanıyor. . . Böyle bir sürecin içinde bir Türkiye. . . İnsafsızca ve hesapsızca bir borçlanma. . . " dedi.
DEVLET TÜCCAR OLMAZ'
Türkiye'nin o dönemdeki borç miktarının GSMH içerisindeki oranının yüzde 78,4 olduğunu belirten Erdoğan, "böyle Türkiye devraldıklarını" anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"4,5 yıl önce devraldığımız Türkiye'de üretim durma noktasına gelmişti.
İstikrar, güven sağlanamamış, hiç kimsenin kimseye güveni yok. Böyle bir Türkiye. . . Peki, bizim Türkiye olarak diğer ülkelerden eksiğimiz neydi? Girişimcimiz mi yok, teknik donanımımız mı yok, teşebbüs kapasitemiz mi yetersiz? Bütün bunlara baktığımızda eksiğimiz yok. Hatta birçok yerden kat kat fazlamız var ama bizim bir zihniyet sorunumuz vardı. Biz öz güvenden yoksun bir ülke durumundaydık. Türkiye yıllardır bu zihniyet sorununu aşamamıştı. Çok şükür bu konuda 4,5 yılda önemli mesafeler kaydettik ama hala Türkiye'yi yerinde saydıran bu zihniyetin izleri yok değil. Bunlar her yerde olacaktır. Bunu da böyle bilmenizi isterim. Fakat biz inandığımız yolda azimle kararlılıkla devam ediyoruz. "
Başbakan Erdoğan, bu yolda ilerlemek için ne gerekiyorsa yaptıklarını ifade ederek, "Biz gelir gelmez bir şey yaptık. Dedik ki, 'devlet tüccar olmaz'. Devlet ticari hayatın içinden çıkacak. Devlet hukuk belirler, düzenler, denetler.
Devletin görevi budur. Devlet heyecan verir teşvik eder" diye konuştu.
TÜRKİYE'Yİ DIŞARIDA TANITMAK LAZIM
Türkiye'yi dışarıda tanıtmak için yaptıkları çalışmaları da anlatan Erdoğan, göreve geldikten sonra iş adamlarıyla birlikte çok sayıda seyahat gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Erdoğan, müteşebbislerle birlikte dünyayı dolaştıklarını belirterek, "Adeta bir pazarlamacılığa başladık. Neyi pazarlıyorduk? Ülkemizi, kaynaklarımızı, girişimcimizi. Bundan haz duyuyoruz. Çünkü buna mecburduk. Dışarıda Türkiye'yi bilmeyen, tanımayan var. Onlara Türkiye'yi tanıtmamız lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belki bunlar size komik gelecek ama şunu hiçbir zaman unutmayın. 'Ol maniler ki derya içreler, deryayı bilmezler'. Yani biz bu ülkede kendimizi çok zengin bilebiliriz ama zenginliğimizi deryanın içinde olduğumuz sürece anlayamayız. Ancak karaya attıkları zaman anlarsanız deryanın kadrini, kıymetini.
İşte şimdi bu dünyayı bir derya olarak biliyoruz. . . Ve bunun içinde iş adamlarımızı Çin'de, Endonezya'da gördüğümüz zaman 'bu iş tamam' diyoruz. Türkiye markasını dünyanın her yerinde görüyoruz ama onlar da buraya geliyor. Bundan çekinmeyelim, onlardan korkmayalım rahat olalım. Onlar buraya gelecek, biz oraya gideceğiz. Bunda da rahat olacağız. "
"Peki başbakanım ulusalcılık ne olacak?" şeklinde eleştiriler yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Ulusalcılık içe kapanmalı bir mantıkla olmaz. İçe kapanma ulusalcılık değil, ülkeyi yok farz etmektir" dedi. yenişafak
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 20:34