Yıldız Holding’de 'en iyinin iyisi' sahanın şampiyonları
Yıldız Holding ve grup şirketlerinin başarısına önemli katkı sağlayan “en iyinin iyisi” satışçıları ödüllendirildi. Türkiye ve yurtdışı satış teşkilatından 6.202 çalışan arasından seçilen 97 kişi, grup başkanları, genel müdürler ve insan kaynakları genel müdürlüğü tarafından değerlendirilerek 59 çalışan “iyinin en iyisi” ödülüne layık görüldü.
Bu yıl ikincisi düzenlenen “Sahanın Şampiyonları” Ödül Töreni’nde konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, dünyaya yayıldıkça daha geniş bir alanda rekabet etmek durumunda kaldıklarını belirterek, satış ekiplerine büyük görevler düştüğünü söyledi. 2013 yılında holdingin cirosunu yüzde 25 artırarak 15.7 milyar TL’ye ulaştığını, net satışların ise yüzde 28 arttığını vurgulayan Ülker, “Demek ki daha az harcayarak daha çok satmışız. Bunun haricinde, eskiden beri yapageldiğimiz işler de dahil bütün kategorilerimiz çift haneli büyüdü. Mesela atıştırmalık dediğimiz bisküvi, çikolata ana işimiz de yüzde 16, gıdada yüzde 14, ambalajda yüzde 13, dondurulmuş gıda, kişisel bakım gibi kategorilerimizde ise yüzde 26’lık artışlar yaşadık. Bu başarıda satışçılarımız başta olmak üzere herkesin büyük payı var. Hepimizi bu başarıdan dolayı kutluyorum” diye konuştu.
Sahanın Şampiyonları’nda sadece Türkiye’den değil Türkiye dışından da çok başarılı ekipler olduğunu kaydeden Murat Ülker, “Hepinize teşekkür ediyorum; geldiğiniz için, başardığınız için, şampiyon olduğunuz için. Mısır’dan Arabistan’a kadar, Ankara’dan Van’a kadar birçok yerden geldiniz. İstanbul da şampiyonluğu kutlamak için iyi bir yer diye düşünüyorum. Sizinle birlikte 6 bini aşkın satış ekibimizi de kutluyorum” dedi.
Her satış noktası için ayrı organizasyon şart
Yıldız Holding’in işlerinin dünyaya yayıldıkça dünya rekabetini de takip etmek durumunda kaldıklarına işaret eden Ülker, yıllar önce gittiği Şikago Atıştırmalık Şeker Fuarı’nda yaşadığı bir olayı anlattı:
“İşlerimiz dünyaya yayıldıkça bütün dünyada rakiplerle boy ölçüşmek durumunda kalıyoruz. Bunun için de gidip rekabeti yerinde görmek lazım. Biz neredeyiz, onlar nerede? Geçtiğimiz günlerde Şikago’da “Sweet’n Snacks” fuarı vardı. Biz de Godiva ve Demet’s ile katıldık. Yıllar önce bu fuara ilk gittiğim zamanı düşünüyorum şimdi. “Acaba burada da mal satar mıyız?” diye bakınırken, Amerikalı satıcılar, “Fancy food (alışılmadık ürünler) olarak satış yaparsınız” demişlerdi. Şimdi bakıyorum da epey yol kat etmişiz.”
Yıldız Holding’in ana işinin gıda olduğuna dikkat çeken Murat Ülker, “Diğer bir deyişle işimiz küçük mutluluklar dağıtmak, herkese mutlu bir an yaşatmak. Tabii ki, burada en önemli şey dağıtım… Ürünlerimizin insanlara sağlıkla ulaşması” diye konuştu. Artık her satışçının satış noktası tipine göre organize olması gerektiğini belirten Ülker, satış ekiplerine şu önerilerde bulundu:
Distribütör ortağımız, müşteri velinimetimiz
“Satış kanallarına göre organize olan şirketlerimiz var. Ama siz de gittiğiniz müşterinin tipine ve ihtiyacına göre hareket etmelisiniz. Yani her perakendecinin müşterisi birbirinden farklı oldu, satılacak ürünleri de farklı. Ürünlerinizi müşteriye anlatmanız, göstermeniz, tanzim-teşhirini yapmanız da farklı olacak. Tabii bu işimizi biraz zorlaştırıyor gibi duruyor. Ama biz zora talibiz. İş ne kadar zor olursa, o zorun az bir kısmını bile başarmış olsanız kazançlı sayılırsınız. Distribütörlerimizin ortağı gibi olmalıyız, işvereni, patronu gibi değil. Beraber çalışan, aynı taşın altına elini koyan, onlarla aynı mesuliyeti paylaşan insanlar gibi olmalıyız. Çünkü yapmak istediğimiz, onların başarılı olması, daha iyi para kazanması. Onlar kazandıkça biz de kazanacağız.
Müşterimiz bizim velinimetimiz. Velinimet, sahip olduğunuz şeyleri size sağlayan demek. Biz öyle inanıyoruz. Bakkalda alışveriş eden çocuklar, o bakkalın kendisi, hatta hepimiz birbirimize velinimetiz. Sosyal hayat bu şekilde ayakta duruyor. Birbirimize muhtacız. İş yaparken bu sosyal ilişkilerden meydana gelecek olan ihtiyaçları anlamamız lazım. Bu ihtiyaçları doğru tanımlayıp, çözüm önerileri getirip, karşılıklı bunları konuşmak lazım.”
