
YUNANİSTAN'DA 18 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN VİRÜS TÜRKİYE'DE: 3 ÖLÜ!
ANKARA - Bilim Kurulu ve Bakanlık yetkilileri tarafından Hıfzıssıhha Merkezi Merkezi Başkanlık Toplantı Salonu'nda basın toplantısı düzenlendi. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Ertek, yaptığı konuşmada, Bakanlığa 12 Ağustos 2010'da Manisa Devlet Hastanesinden sinir sistemi belirtileriyle seyreden bir hastalık bildiriminde bulunulduğunu, bu durum üzerine Sağlık Bakanlığının derhal bilimsel danışma kurulu oluşturarak incelemeler başlattığını anımsattı. Bildirim yapılan 16 hastanın bir çoğunun altta yatan kronik hastalığı bulunduğunun ve aşırı sıcağa maruz kaldığı saptanan yaşlı hastalar olduğunun ve farklı sebeplerden dolayı bu hastalardan 6'sının kaybedildiğinin belirlendiğini söyleyen Ertek, şu bilgileri verdi: ''Bu 16 hastanın tamamı ülkemizde görülen ve görülmeyen sinir sistemi enfeksiyonları yönünden araştırıldı. Yapılan laboratuvar incelemeleri sonucunda 3 hastada Batı Nil virüsü enfeksiyonu saptandı. Hastalık konusunda duyarlılığı artırmak üzere hastalığın özellikleri ve şüphelenildiğinde yapılması gereken işlemlerle ilgili olarak sağlık teşkilatı bilgilendirildi. Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta'dan toplam 4 yeni vaka daha Batı Nil ateşi olarak tanımlandı. Sonuç olarak bugüne kadar 5 ilimizden toplam 7 vakaya Batı Nil ateşi tanısı konuldu ve bu hastalardan 3'ü kaybedildi. Halen 2 hasta takip ve tedavi altındadır.'' Ertek, Batı Nil virüsünün bulaşması durumunda en önemli belirtilerin baş ağrısı, kusma, bilinç değişiklikleri olduğuna dikkati çekti. Genellikle hafif seyirli bir hastalık olduğunu anlatan Ertek, hastaların önemli bir kısmında tedaviye gerek olmadığını, çok az sayıdaki vakanın ise hastanelere yatırılarak izlenmesi gerektiğini söyledi. Batı Nil ateşi virüsüne karşı insanlar için geliştirilmiş herhangi bir aşının henüz bulunmadığını anlatan Ertek, ''Sivrisineklerle mücadele, korunmanın en temelini oluşturur'' dedi. ''Türkiye'nin sonbahar mevsimine girmesi ve havaların soğumasıyla yeni vakaların görülmesinin azalacağını'' belirten Ertek, bu süreçte Türkiye'de görülen 7 vakanın, hem sağlık teşkilatının, hem vatandaşların hem de diğer kamu kuruluşlarının duyarlılığını artıracağını dile getirdi. Ertek, bu virüsün insanlara tesadüfen bulaştığını, esas kaynağın yabanıl kuşlar olduğunu ifade ederek, ''Kuşlarda da yoğun bir şekilde ölümlerle seyreder. Yine kuş dışında özellikle atlarda ağır seyreder. Kuş ve at ölümü olan yörelerde de Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çalışanlarının dikkatli olması ve bu durumla karşılaştıkları zaman Sağlık Bakanlığı yetkililerini bilgilendirmeleri önem taşır'' diye konuştu. Ertek, şunları kaydetti: ''Özellikle üstünü vurgulayarak söylüyorum; herhangi bir salgın söz konusu değildir. Sadece 7 vaka görülmüştür. Ülkemiz açısından belki ilk defa tanı koyuyoruz ama bu tanı konma laboratuvar kapasitemizin gelişmiş olması, sağlık hizmetine ulaşımın bugün çok daha iyi noktalarda olması nedeniyle bu tanıyı belki koyduk. Daha önceki yıllarda da bu hastalıkların görülmüş olma ihtimali vardır. Bugün mevsimin özellikle sonbahara girmiş olması, sivrisinek faaliyetlerinin azalması ve az sayıda vaka görülmesi bizim açımızdan, vatandaşlarımız açısından ciddi bir tehdit olmadığını gösteriyor.'' BATI NİL VİRÜSÜ Batı Nil Virüsü, genellikle kuşlarda görülüyor. Ancak insanları, atları, köpekleri, kedileri, maymunları ve evcil tavşanları da etkilediği biliniyor. Birçok ülkede bu virüsten kaynaklanan hastalık ya da ölümlerin verileri tutulmuyor. Ancak ABD, bu verileri koruyor. 2009 yılında ABD'de 663 kişide bu virüstün görülürken, tanı konulamayan 302 kişinin de hastalık belirtileri gösterdiği belirtiliyor. Virüsün görüldüğü 663 kişinin 30'u hayatını kaybetti. Bir diğer deyişle 2009 yılında ABD'de Batı Nil Virüsü'nden ölüm oranı yüzde 4.5 oldu. Virüs, enfekte olmuş bir sineğin ısırmasıyla bulaşıyor. Kesin bir bulgu olmamakla birlikte gösterdiği semptomlar nedeniyle Büyük İskender'in olası ölüm sebepleri arasında gösteriliyor. Virüs, ilk defa 1937 yılında Batı Nil bölgesinde bulunan Uganda'da 37 yaşındaki hasta bir kadının vücudundan çıkarıldığı için Batı Nil Virüsü olarak isimlendiriliyor. ''BATI NİL'' SİVRİSİNEK İLE BULAŞIYOR Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ölümlere yol açan ve Türkiye'de de kendini gösteren ''Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu'' özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hayati risk taşıyor. Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre, hastalık özellikle kaynağı kargalar olan rezervuarlardan ''Culex'' türü sivrisinekler aracılığı ile insanlara, atlara ve diğer memelilere bulaşıyor. Bulaşma, çoğunlukla sivrisinek popülasyonunun aktif olduğu sıcak havalarda meydana geliyor. Bunların dışında kan yoluyla, organ ve doku nakilleriyle, anneden bebeğe anne karnında ve emzirme sırasında söz konusu olabiliyor. Hastalık, virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu vermiyor. Genellikle kişiler farkına bile varmıyor. Yaklaşık yüzde 20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişiyor ve tam iyileşme gerçekleşiyor. Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde Batı Nil virüsü çok ciddi olabiliyor ve beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliğini çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabiliyor. Virüse yakalananların yaklaşık yüzde 1'inden daha azında, şiddetli hastalık görülüyor ve az sayıda vakada Batı Nil virüsü ölümcül olabiliyor. -HASTALIĞIN AŞISI YOK- Verilen bilgiye göre hastalık, kendini ilk olarak ateş ile gösteriyor. Bu belirtileri, baş ağrısı, kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma ve ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi, coğrafi dağılım izliyor. Hastalıktan korunmak için herhangi bir aşı mevcut değil. -ÖNLEMLER- Batı Nil Virüsünden korunmak için özelikle hasta veya ölmekte olan kuşlara dikkat edilmesi gerekiyor. Sivrisineklerin hakim olduğu saatlerde, özellikle gün ağarırken, akşam karanlığında ve akşamın erken saatlerinde gereksiz dış mekan faaliyetlerinden kaçınılması öneriliyor. Sivrisineklerin istila ettiği alanlarda uzun kollu gömlek ve pantolon giyilmesi tavsiye ediliyor. Cilt üzerine ve giysilere yoğunluğu yüzde 10 ila yüzde 30 arasında değişen sivrisinek kovucu ilaç sürülmesi öneriliyor. Yoğunluğu yüzde 10 olan bir koruyucunun yaklaşık iki saat etkili olduğuna ise dikkat çekiliyor. -YOLCULAR İÇİN RİSK- Ilıman bölgelerde Batı Nil virüsü, ilkbahar sonlarında başlayan, genellikle Ağustos ve Eylül aylarında doruğa ulaşan bir mevsimsel kalıp izliyor. Güney iklimlerinde yaşayan insanlar, bütün bir yıl boyunca enfeksiyona yakalanma riski ile karşı karşıya bulunuyor. -ÖLÜ SAYISI ARTIYOR- Bu arada, Yunanistan'da geçen ay ortaya çıkan Batı Nil virüsü nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 18'e ulaştığı bildirildi. Yerel basında yer alan haberlerde, Batı Nil Virüsünün bulaştığı tespit edilenlerin sayısının 177 olduğu, hastanelerde 9 hastanın yoğun bakım ünitelerinde tutulduğu açıklandı. Özellikle Yunanistan'ın kuzeyinde görülen vakalarda hayatını kaybedenlerin büyük bölümünü 70 yaş üstü hastalar oluşturuyor. Hastalığın Romanya'da da görüldüğü ve ölümlere yol açtığı kaydedildi. AKDAĞ: SALGIN DÜŞÜNMÜYORUZ Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''(Batı Nil Ateşi virüsü) Ortada ciddi bir salgın falan düşünmüyoruz. Çünkü hastalık mevsim itibariyle sıcak mevsimde daha çok görülüyor. Artık sonbahara doğru yaklaştık, ancak bizde görülen vaka sayısı da bu yıl az'' dedi. Erzurum'da gezi ve incelemelerini sürdüren Akdağ, bir gazetecinin, ''Türkiye'de de Batı Nil virüsü görüldü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, bilimsel kurulun Batı Nil Ateşi virüsünün yol açtığı hastalıkla ilgili bir açıklama yaptığını söyledi. Bütün bulaşıcı hastalıklar konusunda Sağlık Bakanı olarak şeffaf ve toplumu doğru bilgilendirici bir yöntem izlediklerini belirten Akdağ, şunları kaydetti: ''Bu meselede de böyle yaptık. Zannediyorum 13 Ağustosta Manisa'da, işini iyi bilen ve dikkatli bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı, gördüğü bazı vakaların Batı Nil virüsü hastalığına benzediğini, Hıfzıssıhhaya rapor etti. Derhal bir bilimsel heyet oluşturduk. Bu bilimsel heyet sıkı bir çalışma yaptı ve bu virüsle ilgili olarak Hıfzıssıhha metotlarını süratle geliştirdi. Bu metotları teyit etti, bu işte tecrübeli olan diğer ülkelerdeki laboratuvarlarla görüştü. Sonuçta 7 vakada hastalık tespit edilmiş oldu, bunların da 3'ü hayatı kaybetmiş.'' Akdağ, Batı Nil Ateşi virüsünün yol açtığı hastalığın geçmiş yıllarda da görüldüğünün söylenebileceğini ifade ederek, ''Çünkü İzmir'de bir öğretim üyemizin yaptığı çalışma, geriye yönelik olarak virüsle ilgili bazı bulgulara, daha doğrusu antikorlara insanlarda rastlandığını gösteriyor'' dedi. Bütün meselenin iyi organize olmak ve bu tür durumlarda hastalığı ortaya çıkararak takibini yapmak olduğunu vurgulayan Akdağ, ''Artık sonbahara doğru yaklaştık, ancak bizde görülen vaka sayısı da bu yıl az. Komşularımızda çok vaka görüldü. Yunanistan, Rusya, Romanya'da, diğer Avrupa ülkesi, özellikle Akdeniz'e komşu ülkelerde'' diye konuştu. Virüsün yol açtığı hastalığın ülkede görülmesi, kendilerini şimdiden dikkatli olmaya sevk ettiğini söyleyen Akdağ, ''Gelecek sene için özellikle sivrisinek mücadelesi konusunda belediyelerimiz ve yerel yönetimlerin, il özel idarelerinin dikkatli çalışması gerektiğini söyledi bize. Sağlık Bakanlığı olarak bu işin takipçisi olacağız, ancak mücadelenin aslını da sivrisinek mücadelesi oluşturacaktır'' dedi. Bilim adamlarının, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'nin konuyu takip etmeye devam edeceğini ifade eden Akdağ, vatandaşın sivrisinekten korunması için kendilerinin de alması gereken tedbirler olduğunu belirtti. Batı Nil Ateşi virüsünü yok edici bir ilacın olmadığını belirten Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hastalığın uzmanı ben değilim, ama bilim adamlarından, ilgili bilim kurulundan aldığım bilgiler, hastalığın genellikle hafif seyirli olduğu, ama yaşlı hastalarda; sinir sistemi, beyinle ilgili bir tutulum olursa riskli olabildiğini ve hayati tehlike oluşturduğu yönünde. Tedavisi için spesifik, özel bir ilacı yok. Bu çeşit virüsün yaptığı hastalığın tedavilerinde, 'destek tedavi' yapılıyor.'' Prof. Dr. Önder Ergönül, Türkiye'de 3 ölüme neden olan Batı Nil Virüsü'nü CNN TÜRK'te yayınlan Bugün programında anlattı... İşte Serdar Cebe'nin soruları ve Prof. Dr. Ergönül'ün yanıtları...
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 03:43