Medya
  • 5.9.2011 00:44

ZAMAN GAZETESİ'NDE İKİ SAKALLI VAR, İKİSİ DE GAYRİMÜSLİM

Zaman'ın köşe yazarı Joost Lagendijk Türkiye-AB ilişkileri dendiğinde akla ilk gelen isimlerden. Uzun sayılacak bir süre Türk-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanlığı görevinde bulundu.

2009 yılında siyaseti bırakarak Türkiye'ye yerleşen Lagendijk şimdilerde Sabancı Üniversitesi'ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi'nde danışman olarak görev yapıyor. 2006 yılında gazeteci Nevin Sungur ile evlenmesi epey ses getirmişti. Enişte ya da milli damat ile siyaset dışına çıktık, yeni hayatını, evliliğini ve Türkiye günlerini konuştuk. Muhatap, bir futbol fanatiği olunca sohbetimiz ister istemez şike soruşturmasına kadar gitti.

Bayram tatilinde neler yaptınız?

Sakin bir tatil oldu. Yalova'ya kayınpederlerin evinde bütün aile beraberdik.

Kayınpederiniz ve kayınvalidenizle aranız nasıl?

Sık görüşüyoruz. Dil aramızda sorun elbette ama 'nasılsın, nasıl gidiyor' gibi basit şeyleri konuşabiliyoruz. Dağıstan kökenli bir aile. Yalova'da Dağıstan'dan gelen hatırı sayılır bir nüfus var. Kayınpederim yörede çok aktif biri. Dernek faaliyetlerine gidiyoruz beraber. Kayınvalidem çok güzel yemek yapıyor. Onun yemeklerini çok seviyorum.

Onlara nasıl hitap ediyorsunuz?

Annecim, babacım (gülüyor).

Doğu toplumlarında aile ve akraba ilişkilerinin daha sıcak olduğu, Batı'da bireyselciliğin daha ağır bastığı söylenir. Sizin de bunu doğrular bir gözleminiz oldu mu?

Evet bu doğru. Tabii istisnalar da var ya da tam tersi örnekler. Hollanda'da insanlar kendi hayat mücadeleleri ile uğraşırlar. Ancak Noel'de bir araya gelirler. Kariyer düşüncesi insanı bireyselleştiriyor. Burada eğer akrabalarınızdan biri maddi açıdan zor durumdaysa ona destek olursunuz. Bu Hollanda'da yok.

Kendi ailenizde durum nedir?

Ben evin üniversiteye giden ilk ferdiyim. Bizimki küçük bir aile, o açıdan şanslıyım... Kız kardeşimle çok yakınızdır. Geçen ay Bodrum'da hep beraber tatil yaptık.

Türkiye'de yaşamayı seçtiniz, Hollanda'da ya da Brüksel'de yaşayabilirdiniz. Bu kararda Nevin Hanım etkili oldu herhalde.

Yok hayır, bu yaygın bir yanlış kanaat. 2008'de siyasete devam etmeme kararı vermiştim. O günlerde Brüksel'de Güler Sabancı ile bir toplantıda karşılaştık. Biraz sohbet ettik. Birkaç ay sonra İstanbul'da görüştüğümüzde benim Sabancı Üniversitesi'nde çalışıp çalışmayacağımı konuştuk. Teklif çok güzel geldi. Siyasetten sonra bu tür bir iş yapmayı istiyordum. Nevin'i İstanbul'a yerleşmeye ben ikna ettim.

Onun başka planları mı vardı?

İngiltere, Amerika ya da başka bir yerlerde serbest muhabirlik yapmak istiyordu. En azından bir on yıl daha yurt dışında bulunmayı arzu ediyordu.

Türkiye'de, alışmakta en çok zorlandığınız şey ne oldu?

Dil. Kesinlikle Türkçe. Dil dersleri aldım hâlâ da almam lazım. Ama yavaş yavaş ilerliyor (burasını Türkçe söylüyor). Türkçe çok zor bir dil. Bildiğim bütün dillerden daha zor. Hele hele benim gibi 54 yaşında bir insan için yeni bir dil öğrenmek hiç kolay değil.

Türkiye'de yaşıyorsunuz, çalışıyorsunuz, etrafta herkes Türkçe konuşuyor yine de mi zor?

Haklısın ama işyerinde tamamen İngilizce kullanıyorum, evde İngilizce...

Evde Türkçe konuşmuyor musunuz?

Yok, evde de İngilizce konuşuyoruz. Annesinin ders çalıştırdığı küçük çocuk değilim evde.

Argo ya da küfür biliyorsanız dil olayı tamamdır.

Özellikle Dink'in yargılandığı davayı takip ederken, mahkemeye gelip laf atanlardan epey kelime öğrendim (gülüşmeler). O zaman Türkçem onlara karşılık verecek seviyede değildi. Şimdi biraz bir şeyler söyleyebilirim. Ama benim tarzım değil (gülüşmeler).

Başka alışmakta zorlandığınız şeyler oldu mu?

Son dakika değişen planlara alışmam zor oldu. Müsaitseniz akşam size gelmek istiyoruz ya da hadi bir yerlere gidelim gibi. Hollanda'da o gün yapacaklarınız edecekleriniz bellidir, kolay kolay değişmez.

Genelde yabancılar trafik der en çok zorlandıkları şey sorulunca...

Trafik açısından şanslıyım. İşe vapurla gidiyorum.

Enişte lafını duymaktan sıkıldınız mı?

Yok. İnsanlar çok dostça söylüyorlar. Bir Türk'le evli olmamdan dolayı büyük bir sempati duyuyorlar. Enişte ya da milli damat denmesi bana hoş geliyor.

Türkleştiğinizi düşündüğünüz şeyler olmuştur muhakkak...

Bir tanıdığa ya da onun yakınına yardımcı olmak için çevremi kullanmam ya da hatır için referans olmam benim için yeni şeyler oldu. Bugün ben senin işini halledeyim yarın sen benim. Biliyorum Türkiye'de işler böyle hallediliyor. Ama zorlanıyorum.

Hollanda'yı özlüyor musunuz?

Evet ve çok sık gidiyorum. İrtibatlarımı koparmamaya çalışıyorum. 2012 Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı vesilesi ile Hollanda Dışişleri'nin oluşturduğu bir komisyondayım. Konuşmacı olarak davet ediliyorum. Hollanda'da olmayı çok seviyorum ama evim Türkiye.

Siyasetçi olarak Türkiye ile ilgili çalışmalar yapmanızın bütün hayatınızı değiştirebileceğini tahmin eder miydiniz?

Zaman zaman bunun şakasını yapıyoruz evde. 10-11 yıl önce bugün buralarda olacağımı hiç hayal etmezdim. Türkiye ile ilgilenmemiş olsaydım Nevin'le tanışamazdım, burada böyle bir işim olmazdı. Öngörülemeyecek bir şey. Alınyazısı. Türkiye kaderimi değiştirdi.

Genç denilebilecek bir yaşta siyaseti bırakmak pek alışık olduğumuz şey değil, zor oldu mu?

Yok hayır. Ömür boyu siyaset yaptığınız zaman sadece siyasetten anlıyorsunuz başka bir şey bilmiyorsunuz hayata dair. 10 yıl kadar yayıncı olarak iş hayatındaydım, daha sonra siyasetle ilgilendim. Şimdi hep olmak istediğim akademi ve yazı işleri içerisindeyim. Hiç pişman değilim. Siyaseti bırakmaya çok önceden karar vermiştim. Türk siyasetçilere de tavsiye ederim. Siyaseti bırakıp hayatın başka alanlarında da bulunsunlar.

 

Zaman'da yazıyorum diye sakal bıraktığımı söyleyenler oldu

Sakallı yeni imaj çok yakışmış, nereden aklınıza geldi sakal bırakmak?

Geçtiğimiz yılbaşı tatilinde bir süre yüzümü dinlendirmek için tıraş olmadım aslında tıraş olmayı hiç sevmem eskiden de kirli sakal dolaşırdım. Nevin fena görünmüyorsun birkaç hafta daha uzasın bir bakalım dedi. Sonra baktık güzel durdu kalsın dedik.

Sizin hoşunuza gitmesine rağmen Nevin Hanım kes deseydi?

Kesinlikle keserdim. Neticede beni her gün görmek zorunda olan o. (Gülüşmeler)

Çevreden nasıl tepkiler geldi?

Beğenildi ama 'Zaman'a geçtin, sakal bıraktın' diyenler de çıkmadı değil.

Siz ne dediniz?

Yapmayın Allahaşkına. Zaman'da iki sakallı adam var biri ben, diğeri Etyen (Mahçupyan), ikimiz de Müslüman değiliz... (gülüşmeler)

Şike soruşturması acı veriyor

Fenerbahçeli olduğunu biliyoruz. Bunda Cengiz Çandar'ın bir rolü var mı?

Cengiz çok yakın arkadaşım ama bunda bir etkisi olmadı. Hollanda'da daha çocuk yaşlarda bir şekilde Fenerbahçe'nin methini duymuştum, o zamandan aklımda kalmış Türkiye'de futbol denince aklıma hep Fenerbahçe gelirdi. Bir de 2002'de komisyon eşbaşkanı olduğum günlerde Pierre van Hooijdonk Hollanda'daki takımım Feyenoord'dan Fenerbahçe'ye transfer olmuştu.

Feyenoord demişken geçen sene PSV'ye karşı 10-0 kaybetmiştiniz, bu travmayı atlatmak zor oldu mu?

10-15 yıl önce olsaydı zorlanırdım. Ama şimdi birkaç günde geçti. Tabii Hollanda'da olmamanın da etkisi var. Spor programlarından uzak olmak ve etrafta seni kızdıracak kimsenin olmayışı avantaj oldu.

Şike soruşturması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türk futbolu adına önemli bir gelişme ama bir Fenerbahçeli olarak bana acı veriyor. Futbolda kirlilik sadece Türkiye'ye özgü bir durum değil. Bence herkes ile ilgili her şey en ince ayrıntısına kadar ortaya çıkarılmalı ve Fenerbahçe günah keçisi olmaktan kurtulmalı.

Dünya Kupası elemelerinde Hollanda ile Türkiye aynı grupta. Kimi daha şanslı görüyorsunuz?

Benim için karışık duygular ama elbette biraz daha fazla Hollanda'yı tutacağım. Türkiye en iyi ikincilerden birisi olur inşallah Dünya Kupası'na beraber gideriz.

Vatandaşınız Hiddink'i nasıl buluyorsunuz?

Başarısız. Tamam, Almanya'ya karşı kaybedebilirsin bu normaldir ama Azerbaycan'a kaybetmek kabul edilemez. Bence en büyük hatası eski jenerasyonla devam etmesindeki ısrarı ve takımı yenilemekte geç kalması.

Japonlar yüzünden planladığım evlenme teklifini yapamadım

Yabancı biriyle evli olmak zor mu? Kültürel çatışma kaçınılmazdır herhalde.

Zaman zaman oluyor ama üstesinden geliyoruz. Nevin ile benim en büyük şansımız benzer sosyal geçmişlerden geliyor olmamız. İkimiz de hep büyük şehirlerde yaşadık. Dünyayı tanıyoruz. Ortak yönlerimiz çok fazla. Nevin'in kendi dünya görüşüne uzak bir Türk ile yaşayacağı kültürel çatışmadan daha azını yaşadığımızı söyleyebilirim.

Sizin yaşadığınız zorluklar neler?

Her şeye ana dilde konuşur gibi en ince ayrıntısına kadar giremiyoruz ama bir ortak dil eninde sonunda oluşuyor.

Evlenmeden önce Nevin Hanım daha göz önündeydi...

Bu tamamen kendisinin bilinçli seçimi. Savaş bölgelerinde koşturmanın ardından daha sakin bir hayatı tercih etti.

Bu ekim evliliğinizin 5. yıldönümü, özel bir planınız var mı?

Özel bir plan henüz yapmadık. Belki Beyrut'a gideriz, görmeyi çok istediğim bir yer. Ama sürpriz bir şeyler de olabilir.

Sürprizleri seviyorsunuz yani.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 14:20

İLGİLİ HABERLER