
ZAMAN’IN YAYIN YÖNETMENİNDEN PROFESÖRE “O… ÇOCUĞU” MESAJI…
Profesör Metin Bonak'ın Superpoligon'a gönderdiği yazıyı noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz.
Bendeniz Metin Boşnak. Daha önceleri Fatih Üniversitesinde çalışıyordum. Orada ömrümün on yılını vererek, iki bölüm kurdum, ayrıca yüksek lisans programlarını. Hem idareci hem de hoca olarak çalıştım. Oraya verdiğim emekler için de pişman değilim. Şu an Missouri STLCC’de öğretim üyesi olarak bulunmaktayım. Bir sürü işiniz arasında bu postayı size göndermekle nezaketsizlik de etmiş olabilirim. Özür dilerim. Ancak her fırsatta demokrasi ve hoşgörü lafı ederek, kamuoyuna aldatıcı mesajlar vererek, adına “tedbir” dedikleri takiyyelerle gündemdeki bazı konularda ilgili tepkileri azaltma ve yanıltma stratejileri izleyen Zaman Gazetesi YY Ekrem Dumanlı, kendisini samimi bulmadığıma dair yazdığım bir yazıdan dolayı bendenize hem küfretmiş, hakaret etmiş, hem de tehdit etmiştir. Gazeteci adabıyla yazmak bir yana kabadayı üslubuyla benimle “hesaplaşma” tavrına giren bu müsvedde gazeteciyi kınıyorum. Beni Jurnalcilikle suçlayan Dumanlı Bey, kendi gazetesinde yazılar yazan Alev Alatlı’nın bir yazısını Zaman Gazetesi’nde yayımlatmadı. Alev Alatlı da bu yazıyı “Turna” ve “Alevalatli” tartışma gruplarına gönderdi. Ben de bu “ne perhiz bu ne lahana turşusu” diye bazı gazetecilere gönderdim yorum dahi yapmadan. Ardından Ekrem Dumanlı’nın gönderdiği mektup ve ona cevabım aşağıdadır. “Mahalle baskıları” sözlerinin bir gazete YY boyutunda nasıl bir kabadayı edasına dönüştüğünü görmek açısından, “hoşgörü” ve “diyalog” çığırtkanlığı yapanlarca demokratik mekanizmaları adeta talan ederek, kendi amaç ve çıkarları için kullanmak isteyebileceklerine dair bir belge niteliğinde olduğunu bildirir, yazıyı okuma zahmetine katlandığınız için teşekkür ederim. Muhabbetle, Metin Boşnak.
EKREM DUMANLI’NIN MEKTUBU
From: Ekrem Dumanlı [mailto:[email protected]]
Sent: Monday, February 18, 2008 6:53 AM
To: Metin Bosnak
Subject: RE: Dumanli Dumanli
Sensitivity: Confidential
Senın soyadın bosnak ama sutun bozuk bosnak olamazsın mutlaka sende sırp kanı olmalı. Cunku gazeteyı ve benı baska gazetecılere jurnalleyen adam olsa olsa o cocugu olur… Senınle gorusecegız kahpeleık yaparak yalan yanlıs bılgı servısı yaparak profosorluk yapılmaz. Sen namuslu bır adam olsan hıc tanımadıgın bır ınsan hakkında ve bılmedıgın bır konuda jurnal calısması yapmazsın. Yureksız ve serefsız bır adama mesaj atma gıbı bır mecburıyette bıraktın
EKREM DUMANLI’YA CEVABIM
Ekrem Dumanlı,
Birazcık “journalism” eğitiminiz varsa, “jurnal”ciliğin menfaat karşılığı ve gizlice yapılan bir şey olduğunu bilmeniz lazım. Sizin “servis” yapma maharetiniz bende yok, şükür. Bu yazıyla ilgili durumu ve gazete yazılarınızdaki çelişkileri ben size daha önceden de yazdığıma göre ve bu gazetenizdeki insanlara gittiyse bunun neresi jurnal? Ayrıca hem yazım da kendi e-posta adresim ve ismim var. “Takiyye” yok “tedbir” yoktur. Zülf-ü yare dokununca asıl fıtratının ne olduğunu ortaya koyan insanlarda bu durum bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Benim hocalıktan ne anladığım talebelerim ve beni bilenler bilirler. Size beyhude anlatmakla zaman ısraf edecek değilim. “Namuslu” olan adam haksızlığa uğrayan kimse varsa ona taraf olan ve varsa fikri, fikrin namusunu taşıyandır, kendinde olmayan güçlerle, kendinde varlık vehmedenlerin ne olduğunu veya azından ne olmadıklarını bir kere daha ispatlamış oldunuz. Yüreğiniz ve cesaretiniz var ise, kaleminizle, aklınızla, vicdanınızla ve teketek ve varsa birikimizle gösteriniz. Ateşin olduğu yerden Dumanlı pusularla vaktimi harcamak yerine, eğer aynı Allah’a inanıyorsak, ve Allah’ı siyasi ve ticari meta halinde pazarlamıyorsak, sizi O’na havale ediyorum. Annem rahmetli olduğu için “o çoçuğu” olup olmadığımı, ona sorma imkanım yoktu ve fakat babamdan kimin çocuğu olduğumu biliyorum. Ben sizin rahmetli annenizin de sizi, bilse doğurmayacak kadar ahlaklı olduğundan eminim. Ayrıca erkeğin fahişesinin kadınlara taş çıkartacağını da bilirim. Mahkeme durumu olmasın diye size “adam” diyemiyorum. Kusura bakmayınız. Metin Boşnak.