
Zihin egzersizi yerine somut adım atalım!..
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uluslararası toplumdan beklentilerinin, yeni zihin egzersizleri yapmak yerine, somut bir şekilde Suriye halkının acısına deva olacak adımların atılması olduğunu söyledi.
Bir basın mensubunun, Arap Birliği ve BM Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el İbrahimi'nin Suriye temasları ve bu ülkedeki geçiş süreci tartışmalarıyla ilgili sorusu üzerine Davutoğlu, Brahimi ile Suriye temasları öncesinde istişare imkanı bulduklarını ve ilgili taraflarla da bu konuları ele aldıklarını belirtti.
Buradaki temel görüş ayrılığının 30 Haziran tarihli Cenevre mutabakatında öngörülen geçiş hükümetinin nasıl gerçekleştirileceği konusu olduğunu ve bu görüş ayrılığının halen devam ettiğini vurgulayan Davutoğlu, ''Cenevre mutabakatında bulunan Rusya ve Çin'in dışındaki ülkelerin tümü Beşar Esad'ın bu kadar büyük katliamlardan sonra Suriye'de kalması durumunda böyle bir geçiş hükümetinin sağlıklı bir görev ifa edemeyeceği kanaatine sahiptir. O zaman da bu kanaate sahiptiler ve bugün de aynı kanaati taşıyoruz'' diye konuştu.
Var olan sistemin, güvenlik güçlerinin yapılanması da göz önüne alındığında geçişin Beşar Esed ile olabilmesi şansının haziran ayına göre bile bugün artık tümüyle neredeyse kaybolduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Bu yeni şartlara uygun bir geçiş modeli üzerinde istişarelerimiz sürüyor'' dedi.
-''Şartların olgunlaşması konusunda bir bekleme seziyoruz''-
Gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Davutoğlu, bir an önce bu sorunun çözümü konusunda herkesin odaklanması gerektiğine değinerek, şöyle devam etti:
''Uluslararası toplumdaki genel kanaat 'nasıl olsa bu rejim gidecek' haline dönüştüğü için, şimdi bu gidiş konusunda formüller üretme yanında biraz da şartların olgunlaşması konusunda bir bekleme seziyoruz. Ama Suriye'deki şartlar beklemiyor. Şu anda milyonlarca insan aç ve susuz, soğukta korunaksız bir şekilde uluslararası toplumun anlaşmasını bekliyor. Ve aynı turlar, daha önce Sayın Annan tarafından, şimdi Sayın İbrahimi tarafından tekrar ediliyor. Ortada somut olarak Suriye halkının yaşadığı insanlık trajedisine bir çözüm bulma çabası göremiyoruz, açık söylüyorum. Bunun bedelini de Suriye halkı ödüyor. Komşu olarak da en yakından biz hissediyoruz.
Artık zihin egzersizlerinden çıkıp, somut bir şekilde herkesin, masa başında, bir şekilde, alandaki realiteleri de göz önünde bulundurabilecek bir süreci işletmesi lazım.''
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ve AFAD koordinasyonunda iki ayrı kampanya başlatıldığını anımsatan Davutoğlu, pazartesi günü de Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla Türkiye'nin aktif olarak bu insanlık trajedisini durdurmak için milli kapasitesiyle ve halkıyla da dayanışma içinde Suriyeli kardeşlerine yardım konusunu yine öne aldığını vurguladı.
Bu kış şartlarında ekmek yapımı için 50 bin tonluk buğday taahhüdünde bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, diğer bütün ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde Suriye halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getirerek, ''Uluslararası toplumdan beklentimiz, yeni zihin egzersizleri yapmak yerine somut bir şekilde Suriye halkının acısına deva olacak adımların atılmasıdır'' dedi.
Sudan ile Güney Sudan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, sıkıntıların giderilmesi konusunda Türkiye büyük bir rol oynayabilir''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Sudan ve Güney Sudan arasındaki güven artırıcı önlemler ve diğer ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde Türkiye, Sudan ve Güney Sudan arasında üçlü bazı çalışmalar yapılması konusunda prensip kararı aldıklarını söyledi.
Davutoğlu ve Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti, Dışişleri Bakanlığı'nda yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakan Davutoğlu, burada yaptığı açıklamada, Sudan'ın, her zaman Türkiye'nin temel dış politika yaklaşımlarına son derece olumlu bir tutum sergileyen dost ve kardeş bir ülke olduğunu, bu çerçevede görüşmede bölgesel sorunları da ele aldıklarını belirtti.
Sudan'ın, Güney Sudan'ın bağımsızlığı öncesinde Afrika'nın en büyük ülkesi olduğunu dile getiren Davutoğlu, gerek coğrafi büyüklüğü gerekse komşuları üzerinden Afrika'nın hemen hemen bütün etnik ve dini gruplarıyla olan yakın ilişkisi dolayısıyla bu ülkenin istikrarının Afrika istikrarı demek olduğunu ifade etti.
Güney Sudan ve Sudan arasındaki ilişkinin Türkiye açısından da son derece önemli olduğuna değinen Davutoğlu, Güney Sudanlı muhatabını da 23 Kasım'da Ankara'da ağırladığını anımsattı.
Türkiye'nin her iki ülkede de büyükelçiliği bulunduğunu belirten Davutoğlu, Sudanlı muhatabından son dönemde Güney Sudan ve Sudan arasında yürütülen temaslarda gelinen noktayı bizzat dinleme imkanı bulduğunu söyledi.
Davutoğlu, ''İki ülke arasındaki güven artırıcı önlemler ve diğer ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde Türkiye, Sudan ve Güney Sudan arasında üçlü bazı çalışmalar yapılması konusunda prensip kararı aldık. Güney Sudan'la da bu konuda prensip kararımız vardı. Biz her iki ülkenin aralarındaki sınır sorunlarını aşarak, geçmişteki birliktelikten de güç alarak, ortak ekonomik çıkarlar etrafında sağlam bir temelde ilişkilerini geliştirmesine büyük önem veriyoruz ve Türkiye bu konuda her türlü çabayı sarf edecektir'' diye konuştu.
Türkiye'nin insani yardım bağlamında da Sudan'a ciddi katkılar yapmaya çalıştığını vurgulayan Davutoğlu, Darfur'da bir hastane yapımını tamamladıklarını, TİKA ofisinin birçok önemli projenin içinde bulunduğunu belirtti.
Uluslararası alanda da Sudan'ın her zaman Türkiye'nin üyeliklerine verdiği destek dolayısıyla müteşekkir olduklarını dile getiren Davutoğlu, son olarak Türkiye'nin 2015-2016 BM Güvenlik Konseyi adaylığına verdiği destek vesilesiyle Sudan'a teşekkür etti.
-''Miras iki ülke arasındaki sağlam ilişkiler için temel''-
Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti ise iki ülke arasında ayrıcalıklı bir ilişki bulunduğunu ve birçok uluslararası konunun iki ülkeyi birleştirdiğini söyledi.
Karti, ''Türkiye'nin Osmanlı tarihi ile Sudanlıların nezdinde büyük bir etkisi ve duygusal bağı vardır. Birçok Sudanlı vatandaşımız Türk orijinlidir. 19. yüzyıldan bu yana Türkiye'nin kültürü Sudanlıların hayatında bütün alanlarda mevcuttur. Bu miras iki ülke arasındaki sağlam ilişkiler için bir temel teşkil etmektedir'' dedi.
Afrika'nın pek çok ülkesinden öğrencilerin ülkelerinde eğitim gördüğünü belirten Karti, bunların çoğunun daha sonra dönerek kendi ülkelerinde en üst düzeyde görev yaptığını ifade etti.
Türkiye'ye Afrika ülkeleriyle ilişkiler konusunda da yardımcı olmayı arzuladıklarını dile getiren Karti, Sudan'da Türk şirketlerinin büyük yatırımlarda bulunduğunu, Türkiye'nin insani yardımlar yaptığını bildirdi.
Davutoğlu ile Sudan ve Güney Sudan arasındaki ilişkiyi görüşerek güvenlik konusunda nasıl gelişme sağlanabileceği konusunu da ele aldıklarını aktaran Karti, ''Sudan ile Güney Sudan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, sıkıntıların giderilmesi konusunda Türkiye büyük bir rol oynayabilir. Türkiye'nin ekonomik yönden etkisi olabilir ve ekonomik anlamda iki taraf da bundan istifade edebilir'' diye konuştu.
Nehir ulaşımı, kara ve demiryollarının geliştirilmesi konularının da kendileri için önem arz ettiğine değinen Karti, Türkiye ile Sudan arasında hayvancılık konusunda iş birliği yapılabileceğini ifade etti.
Bir gazetecinin, Güney Sudan Dışişleri Bakanı ile Afrika Birliği Zirvesi çerçevesinde görüşmeyi planlayıp planlamadığı yönündeki soru üzerine Karti, Güney Sudanlı muhatabıyla sürekli istişarelerde bulunduğunu belirtti.
Karti, önümüzdeki Ocak ayı sonunda yapılacak Afrika Birliği Zirvesi sırasında da dışişleri bakanlarının yanı sıra devlet başkanları düzeyinde de görüşme yapmayı planladıklarını bildirdi.
-Atılabilecek somut adımlar-
Türkiye'nin, Sudan ve Güney Sudan ile ortak çalışmayı nasıl gerçekleştirileceği yönündeki soru üzerine Davutoğlu, muhataplarıyla görüşmelerinde iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yoluyla bir barış ortamının sağlanması konusunda atılabilecek somut adımlar üzerinde durduklarını, Türkiye'nin de bu konuda bazı somut projeleri her iki tarafla da paylaştığını belirtti.
Bu çalışmanın sürdüğünü ifade eden Davutoğlu, ''Burada önemli olan Sudan ile Güney Sudan'ın aralarındaki güvenlik sorunlarını en kısa sürede aşarak, iki komşu ülke olarak, ekonomik karşılıklı bağımlılık üzerinden, ortak ekonomik projeler üzerinden tekrar bir barış ortamına gelmesinin temin edilmesi'' dedi.
Güvenlik konusunda BM Güvenlik Konseyi ve Afrika Birliği çerçevesinde yürütülen çalışmalar bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, özellikle somut bazı güven artırıcı projeler kapsamında THY'yle ilgili ve diğer bazı projeler bulunduğunu kaydetti.
Davutoğlu, ''Mutabık kaldığımız husus, daha çok böyle bir mekanizmanın işletilmesi hususu. Ancak hangi projeler etrafında yürütüleceği konusu, birlikte her üç tarafla ele alınacak hususlar'' dedi.
Karti ise Sudan ve Güney Sudan halkları arasındaki irtibatların yeniden sağlanması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin önerdiği projelerin Sudan ve Güney Sudan arasındaki ilişkileri pekiştireceğini söyledi.
Çatışmaların uzun yıllar sürdüğünü dile getiren Karti, insanların sivil hayata dönmelerinin oldukça zor olduğunu, ilişkilerin ancak ortak çıkarlar bağlamında geliştirilebileceğini kaydetti.
Bakan Davutoğlu, ortak basın toplantısının ardından Karti onuruna akşam yemeği verdi.