ZİNANIN RAFA KALDIRILMASI, AVRUPA BASININDA MEMNUNİYETLE KARŞILANDI
LONDRA -Fransa'da yayımlanan Le Monde, kararı Avrupa Birliği'nin ve Türkiye'deki sivil toplumun etkisine bağlarken, ''Zina düzenlemesinin yasal reform paketine dahil edilmemesi, AB'nin Türkiye'deki reform sürecini nasıl etkilediğinin kanıtı'' başlıklı haberinde, ''Hükümetin fikir değişikliği sivil toplum örgütlerinin giderek güçlendiğini de gösteriyor'' ifadelerine yer verdi.
El Pais, ''Avrupa Birliği'nin aday ülkelerdeki demokratikleşme sürecini ilerletme gücünün göstergesi'' başlıklı haberinde, Ankara'nın kararının övgüye değer olduğunu ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin konunun yeniden gündeme gelmeyeceğini garanti etmeleri gerektiğini belirtti.
Gazete, haberinde, ''Türkiye'nin İslamcı bir parti tarafından yönetilmesi, AB'nin sorumluluğunu daha da artırıyor. Eğer bu parti Avrupa'ya ve onun laik değerlerine uyum sağlayabilirse, bu Müslüman dünyasını da olumlu etkileyecektir'' ifadelerine yer verdi.
Almanya'da yayımlanan Der Tagesspiegel ise ''haksızlık'' başlıklı haberinde, zina tartışmasının Türkiye'nin aleyhine kullanılmaması gerektiğini savunurken, zinanın Almanya'da da 1969 yılına kadar suç olduğunu anımsattı.
Gazete, daha sonra bundan vazgeçilmiş olmasının ''tabii bir ilerleme'' olduğunu yazıyor, ancak yine de Türkiye aleyhinde estirilen havaya karşı çıkıyor.
Avusturya'da yayımlanan Der Standard ise ''oy kaygısı'' başlıklı haberinde , Türkiye'nin üyeliğine muhalefetin en yoğun olduğu ülkelerden biri olan Avusturya'da, bütün partilerin bu görüşte olmasını eleştirdi.
Gazeteye göre, bu alışılmadık siyasi uzlaşmanın nedeni: Oy kaygısı.
Der Standard, ayrıca Türkiye'nin kabulü halinde Avrupa Birliği'nin sınırlarının Irak'a dayanacağını söyleyerek, çekince koyan çevreleri eleştirdi ve bu tür kaygıların birliğin ''alışıldık öz güvenine yakışmadığını'' belirtti.
Financial Times gazetesi, Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi konusundaki kararın vakti yaklaştıkça kızışan tartışmaları aktardı.
Gazete, haberinde, ''Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük siyasi grubun lideri olan Hans-Gert Pöttering yine Türkiye karşıtı bir çıkış yaptı. Parlamentodaki sağ kanat partileri çatısı altında toplayan Avrupa Halk Partisi'nin lideri Pöttering, 'Müzakerelerin birliğe üyelikle değil, özel bir ortaklık statüsüyle sonuçlanabileceğinin Türkiye'ye anlatılmasını' istedi'' ifadelerine yer verdi.
Haberde, ''Müzakerelere oturulursa, bunların nasıl sonuçlanacağına peşinen karar verilmemeli'' diyen Pöttering'in, ''Müzakere kararı açıklanırken sonucun birliğe tam üyelik kadar, özel bir ortaklık da olabileceğinin açıkça ortaya konmasını memnuniyetle karşılarım'' sözlerine yer verildi.
Financial Times'ın yorum sayfalarındaysa ''Türkiye'yi neden kabul etmeliyiz?'' başlıklı bir makale yer aldı.
Makale, daha önce de Türkiye'yi bu konuda destekleyen yazılarıyla dikkat çeken bir Financial Times yazarının, Quentin Peel'ın imzasını taşıdı.
Haberde, ''Avrupa Birliği'ne üyelik ihtimali, yıllardır bölünmüş durumda olan dinci ve laik çevreleri bir araya getirmeyi başardı. İktidardaki AKP, güçlü Türk ordusunun başını çektiği laik yönetici kadrolara karşı korunma yöntemi olarak AB üyeliğine sarıldı.
İş çevreleri, çalkantılı ekonomiye istikrar getireceği için üyeliği şiddetle destekliyor. Ordu ise hem Kemal Atatürk'ün Avrupa medeniyetine katılma hayali yüzünden hem de ülkede İslamlaşma sürecinin hız kazanmasını önleyeceği için üyelikten yana.
Kısacası AB üyeliğini, birbirinden farklı hatta birbiriyle çelişen nedenlerle istiyorlar. Bu tesadüf ise, ülkede değişime fırsat tanıyor. Ama acaba AB üyeleri Türkiye'ye yeşil ışık yakacak cesareti kendilerinde bulacaklar mı?'' ifadeleri yer aldı.
Guardian, ''Avam Kamarası'nın işgali'' manşetini attığı haberinde, 5 protestocunun oturum halindeki meclise sızıp, kürsüye kadar ulaştığını ve milletvekillerine bağırdıklarını bildirdi. Haberde, ''Eylemciler, İngiltere'nin geleneksel köpekle tilki avlama partilerinin yasaklanmasına karşı çıkan bir grup. Bu yasak dün mecliste 190 oyluk bir farkla onaylandı'' ifadeleri yer aldı.
Guardian, mecliste güvenliğin böylesine açıkça ihlal edilmesinin ardından, ''meclis salonunda silahlı koruma bulundurulmaması, yalnızca bir adet kılıçlı görevli bulunması geleneğine son verilebileceğini'' yazdı.
Times, teröristlerin aynı taktiği kullanmalarının çok da kolay olmayacağı görüşünde.
Gazete, dünkü eylemcilerin toplumda iyi sosyal konumlarda bulunan, içerden bilgi sızdırabilecek nitelikte insanlar olduğuna dikkat çekiyor. Ve meclis salonuna girmek için kullandıkları kapının kilidinin bir süredir bozuk olduğunu, meclise çok sayıda kişinin bildiğini kaydediyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:55