Asayiş
  • 24.6.2014 21:11

Zirve Yayınevi'nde flaş tahliyeler

Zirve Yayınevi davasında örgüt suçlamasıyla tutuklu bulunan 8 sanıktan 4’ü tahliye edildi.
Zirve Yayınevi davasının 94. duruşmasının ikinci bölümünde sanıklardan emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, “Özel yetkili mahkemelerin adil yargılama yapmadıkları ortaya çıkmış durumdadır. Bu mahkemeler haklı nedenlerden dolayı kaldırılmıştır. Özel yetkili savcıların nasıl hak mahrumiyeti yaptıkları tespit ve tescil edilmiştir. Sadece adil yargılanmak istiyorum. Savcı Zafer Hazar tarafından sanık savunmaları hiç okunmamış ki, mütalaasında hiçbir şekilde yer vermemiştir. Bu davada gizli tanık ve tanıklar mahkeme tarafından ve savcı tarafından yönlendirilmiştir. Sahte deliller üretilmiştir. Haydar Yeşil’e ait olduğu iddia edilen hard-disk TÜBİTAK’a gönderilmemiştir. İlker Çınar’a ait ses kayıtları başkalarına aitmiş gibi gösterilerek bir kısım bölümler çıkartılmıştır. Ses kayıtlarına eklemeler yapılarak sahte belgeler üretilmiştir. Ses kayıtlarının incelemesi Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polislere yaptırılmıştır. Bu polisler taraflı olarak rapor hazırlamışlardır. Adalet Bakanlığı’na suç duyurum üzerine Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Ses kayıtları TÜBİTAK tarafından incelenmeli. İl Jandarma Komutanlığı personelinin hiç ilgisi ve alakası olmamasına rağmen bu olay İl Jandarma Komutanlığı’nın üzerine yıkılmıştır. İşte en büyük ahlaksızlık budur. Emre Günaydın’ın olay yerinde düşmesinden sonra kaldırıldığı hastanedeki kamera ve görüntü kayıt sistemi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emri üzerine Emniyet Müdürlüğü tarafından kurulmuştur ve görüntü silinmişse bu kurumca silinmiştir. Ancak bu kayıtların silinmesi olayı benim üzerime atılmıştır. İlker Çınar’ın askeri mahkemede yargılanarak cezaevine girişi ile ilgili evraklar Savcı İsmail Aksoy tarafından saklanmış ve adil yargılama yapılmamıştır” dedi.
“İSTİHBARAT ÇALIŞMASI YAPAN KİŞİYİ TESPİT ETTİK, ANCAK SAVCILIKTA BİR SONUÇ ÇIKMAYINCA YURT DIŞINA KAÇTI”
Emekli Albay Ülger, “Cemaat bu cinayeti masum insanların üzerine yıkıyor. İlker Çınar’ın TUSHAD kuryesi Ahmet Erdoğan’ı teşhis ettiği dosyada belirtiliyor. Bu şahsın mahkemede dinlenilmesini talep ediyoruz. İlker Çınar için yurt dışı yasağı konulmasını talep ediyorum. İlker Çınar benim mahkemeyi yanıltmam için 16 klasör sunduğumu iddia etmiştir. Ancak bu 16 klasör maktullerin bilgisayarlarından çıkan belgelerdir. Bu bir cinayet davası değildir. Bu dosya dahil edilenlerin tasfiye edilmesi davasıdır. Binbaşı Haydar Yeşil tanıdığım en namuslu subaylardan birisidir. Fethullah Gülen cemaati ile ilgili çalışma ve kimin Alevi, kimin Sünni diye tespit yapanları ortaya çıkardığı için bugün burada yargılanıyor. İl jandarma olarak istihbarat çalışması yapan kişiyi tespit etmek için dönemin valisinden öğretmenlerin listesini istedim, vermediler. Savcılıktan talepte bulunduk, ancak bir sonuç çıkmadı ve o şahıs yurtdışına kaçtı. O şahısla ilgili olarak Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazmıştık. O yazı içeriği gizli tanık İlker Çınar’a verilmiş. Dönen dolap çok büyük. Aleyhimize konuşması için zorlanan Uzman Çavuş Aykut Saka, konuşmadığı için uygunsuz fotoğraflarla şantaj yapıldı ve ordudan atılması sağlandı” iddialarında bulundu.
Duruşmada konuşan Binbaşı Haydar Yeşil ise şunları söyledi:
“Bu dosyanın soruşturma ve kovuşturmasını yapan savcı, hakim ve emniyet mensupları paralel yapı nedeniyle ya görevlerinden alınmış ya da görev yerleri değiştirilmiştir. Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nca operasyon yapılan kişilerden ve halen bu operasyonlar nedeniyle yargılananlardan kurgu tanıkların iftira ve hakaretlerine göz yumulmuştur. Emre Günaydın’ı azmettirmekle suçlanan Ruhi Polat halen dosyada müşteki olarak aranıyor, Suat Er adlı şahıs ise mütalaanın verildiği duruşmada tanık olarak dinlenmiştir. Yargılamanın yapıldığı günden beri istemiş olduğumuz HTS kayıtları verilmemiştir. Dosyadaki HTS kayıtları montajlanmış ve sahte belge üretilmiştir. Ses kayıtlarını içeren sahte içerikli çözümler yapılmıştır. İlker Çınar’ın yargılanıp cezaevinde kalması ile ilgili belgeler mahkemeden saklanmıştır ve herhangi bir soruşturma yapılmamıştır. Savcının devletin arşivinden gelen belgeler için ‘sahtedir’ demesi düşündürücüdür. Delil değerlendirmesi yapılmadan mütalaaya geçilmiştir. 17 Aralık hadisesinin ardından yangından mal kaçırırcasına hemen mütalaa verilmiştir. İlker Çınar’ın 17 Şubat tarihli ifadesindeki çok sayıdaki paragraf kes-yapıştır yapılarak mütalaaya eklenmiştir. Türkiye’de sanıkları suçüstü yakalanıp da 7 yılda bitmeyen başka bir dava var mıdır? Tanıktan 17 kez ifade alınan başka bir dava var mıdır?”
Sanık Ruhi Abat ise, kendisinin 1998 yılında bilimsel makale olarak kaleme aldığı “Dinler Arası Diyalog Noktası” adlı makalesi nedeniyle bu davaya dahil edildiğini belirterek, “Bizden ses örnekleri alınmadan ses kayıtları çözümü yapılmıştır. ‘Kes yapıştır Hayrettin usulü’ ses kayıtları çözümü yapılmıştır. 1998 yılında henüz kurulmamış olan AK Parti’yi düşürmek ve görevini yaptırmamakla suçlanıyorum” dedi.
Abat, can güvenliği nedeniyle korunduğu bir dönemde terör örgütü üyesi olarak suçlandığını belirterek, Malatya Valiliği’nden can güvenliğinin korunması ile ilgili kararın istenilmesini de talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Zafer Hazar, mahkeme heyetinden tüm sanıklar için tutuklamanın devamına karar verilmesini talep etti.
Mağdur avukatlarından Murat Dinçer, dava kapsamındaki cinayet dosyası ile örgüt dosyasının birbirinden ayrılmasını talep etti.
Emekli Albay Mehmet Ülger’in avukatı Saim Tuğrul, “Eğer İlker Çınar doğru söylüyorsa, çok değerli yargının üst düzey görevlilerinin hepsini askeri mahkeme kararının altında imzası var. Bunların hepsinin örgüt üyesi olarak yargılanması gerekiyor” dedi.

MİSYONERLİK BELGELERİNİ İSTEDİ
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, daha sonra kararlarını açıkladı. Mahkemenin vermiş olduğu ara kararlara göre Ergenekon davası kararının istenilmesine, kovuşturmanın genişletilmesi talepleri için taraflara 15 gün süre verilmesine, davanın asıl 5 sanığı olan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Salih Gürler ve Hamit Çeker için adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen kriminal oda soruşturması dosyasının istenilmesine, Gölcük’te ele geçirilen CD için hazırlanan evrakların istenilmesine, Malatya ve Mersin İl Jandarma’da istihbarat birimlerinin bulunup bulunulmadığının, görev sınırlarını coğrafi olarak belirlenip belirlenmediğinin, Emniyet Müdürlüğü sınırları içerisinde görev yapıp yapamayacaklarına, misyonerlikle ilgili bir görevlendirmenin olup olmadığının, istihbarat bilgilerinin MİT ve devletin başka kurumları ile paylaşılıp paylaşılmadığının, ASAF adı altında misyonerlik faaliyetlerinin izlenip izlenmediğinin, bu izlemenin yasal olup olmadığının sorulmasına, MİT’ten misyonerlikle ilgili faaliyet bilgilerinin gönderilip gönderilmediğinin istenilmesine karar verildi.

40 AY SONRA TAHLİYE
Mahkeme heyeti, 40 aydan beri tutuklu olan Astsubaylar Abdullah Atılgan ve Murat Göktürk, Uzman Çavuş Mehmet Çolak ve Levent Ercan Gelegen hakkında tahliye kararı verirken, emekli Albay Mehmet Üler, Binbaşı Haydar Yeşil, Öğretim Üyesi Ruhi Abat ve Varol Bülent Aral hakkında ise tutuklamanın devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, 95. duruşmanın 18 Ağustos 2014 tarihinde yapılmasına karar verdi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 03:55

İLGİLİ HABERLER