Henüz 5 yaşındayken annesinden boşanan babasının Kıbrıs'a yerleşmesi üzerine Ayşe Çiğdem Tekbaş, Mersin'deki akrabalarının yanında yaşamaya başladı. Ayşe Çiğdem, 19 yaşına geldiğinde genç kızlık hayallerini süsleyen erkekle amcasının domates yetiştirdiği serada tanıştı. Bu genç, Kırıkhan'dan mevsimlik işçi olarak gelen kendisiyle aynı yaştaki Mustafa Büyük'tü. Çiğdem, ailesinin karşı çıkmasına rağmen sevdiği gençle kaçtı.
Genç çift, damadın yaşadığı Kaskeli Köyü'ne gelerek 1 hafta içinde resmi nikah kıydırıp evlendi. Çift, Mustafa'nın annesi Melek, babası Hakkı ve 5 kardeşinin yaşadığı iki odalı eve yerleşti. Bunun üzerine Tekbaş ailesi, oğlan tarafından 30 milyar lira başlık parası istedi. Ama Büyük ailesi, 30 milyar lira yerine Ata hakkı' olarak 5 milyar teklif etti. Pazarlıkta anlaşamayan aile büyükleri masadan kalktı.
Bu olaydan sonra Mustafa Büyük'ün yakınları, gelinleri Ayşe Çiğdem'in yakınları tarafından tehdit edildiğini ileri sürerek Cumhuriyet Savcılığı'na 3 kez dilekçe verdi.
Baskına geldiler basıldılar
Aradan 1.5 ay geçmişti ki Ayşe Çiğdem'in amcaları 30 yaşındaki Ahmet ve 34 yaşındaki Abdullah Tekbaş ile halası 46 yaşındaki Fevziye Tekbaş ve yakınları 32 yaşındaki Mesut Doğaner'in de aralarında bulunduğu 10 kişilik bir grup iki ayrı otomobille Kırıkhan'a geldi. Bu ziyaret Büyük ailesini telaşlandırdı.
Baba Hakkı Büyük, çocuklarına 'hazır' olmaları talimatı vererek tüfeklerine fişek doldurdu. Evde başlık parası pazarlığı yine kızışınca olanlar oldu. Amca Abdullah Tekbaş, yeğenine eve dönmesini, kocasını bırakmasını söyledi. Ayşe amcasının isteğini reddedince de ''Seni onlara yar etmeyiz'' diyerek yanlarındaki tabancayla ateş etti.
Eşinin bacağından yaralandığını gören Mustafa Büyük, öfke krizine girerek babasının av tüfeğini alarak rastgele ateş açtı. Amcalar Ahmet, Abdullah ve Fevziye Tekbaş ve yakınları Mesut Doğaner hayatını kaybetti. Olay yerine gelen jandarma baba Hakkı ile Mustafa Büyük'ü gözaltına aldı. Olayda yaralanan Ayşe Çiğdem ile Ahmet Büyük ise sevk edildiği Antakya Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Ev ve çevresinde yapılan araştırmada ise 2 ruhsatsız av tüfeği, bir ruhsatsız tabanca, 4 boş kovan, 18 av tüfeği kartuşu, 33 dolu av tüfeği fişeği, 11 dolu mermi bulundu.
Tecavüzcüden arsa istemiş!
Tecavüze uğrayan 14 yaşındaki kızı Nuran'ı boğarak öldürüp önce kümese sonra da ormanlık araziye gömen baba, kendisine arsa alırlarsa kızını tecavüzcüyle evlendireceğini söylemiş. Baba Mehmet Hanifi Halitoğulları, savcıya verdiği ifadesinde işlediği vahşeti şöyle anlattı: ''Adının Mevlüt Sevinç olduğunu öğrendiğim adamın annesi beni aradı. Oğlunun kızımı kaçırdığını ve istersek kızımı oğluna alabileceklerini söyledi. Ben de kızımın üstüne bir arsa aldıkları taktirde görüşebileceğimi söyledim. Amacım kızımın yerini tespit etmekti. Sonra jandarma kızımı bana teslim edildi. Evde bir yerde elektirik kablosu buldum. Nuran'ın boğazına sarıp sıktım. Bağırmaya, yalvarmaya başladı. Daha kuvvetli sıktım. 8-10 dakika sonra nefessiz kaldı. Evin kümeslik kısmına bir çukur kazdım, cesedi torba içinde oraya gömdüm. Pişmanım ama namusumu temizledim.''
VATAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:18
