Yaşam
  • 31.5.2004 11:02

KAÇAKÇILIK 4000 YIL ÖNCE DE VARMIŞ...

Kayseri Arkeoloji Müzesi kütüphanesindeki kaynaklardan derlenen bilgilere göre, M.Ö. 2000'de Anadolu'ya yazıyı getiren Asurlu tüccarların yaşadığı Kültepe-Kaniş Höyüğü'nde 1948 yılından beri sürdürülen kazı çalışmalarında elde edilen çivi yazılı tabletlerde, ilginç bulgulara rastlanıyor. Asurlu tüccarlarla yerli krallar ve yerli halklar arasında zaman zaman problemler çıktığına ışık tutan tabletlerde, kralların tüccarlardan muhtelif vergi ve harçlar aldıkları, tüccarların bunlardan kurtulmak için hileli yollara başvurdukları belirtiliyor. 4000 YIL ÖNCEKİ KAÇAKÇILIK Asur'dan Kültepe'ye yazılan bir tablette, ''Zalıpa ve Hurama'ya gidecek kumaşlarımı gümrük kaçakçısı ile bana gönderin ve kumaşlarımı benim için memlekete girdirsinler'' ifadesine yer veriliyor. Bu durumun, ''şehir kapıları amiri'' (rabi abullatim) unvanıyla görev yapan kişiden, yerleşim bölgesine kaçak mal girmesine aracılık etmesi istendiğini ortaya koyuyor. PİYASA DALGALANMALARI Bazı metinlerde, günümüzün ekonomik yapısına benzer durumların Anadolu'da da olduğu, bazı mallarda spekülasyonlar yapıldığı ve piyasa dalgalanmaları yaşandığı belirtiliyor. Metinlerde yer alan ''memleketin tartısı'', ''sarayın tartısı'', ''onun tartısı'', ''bizim tartımız'', ''Kalayın fiyatı burada düşük, senin kalayın şimdilik duruyor'' gibi ifadelerle Asur'da pahalı olduğu için bazı tekstil ürünlerinde kullanılan yünün yerine ucuz emtianın tercih edilmesi, piyasa dalgalanmalarının yaşandığını belgeliyor. Kültepe-Kaniş Höyüğü'ndeki kazılarda gün yüzüne çıkarılan tabletlerde, Asurlu bir kişinin, boşandığı karısına nafaka olarak her ay 4 kilogram kırık bakır vermeyi taahhüt ettiği, babası olmadığı anlaşılan ve evlenmek isteyen Asurlu kızın ağabeylerinin, karşı taraftan günümüzün başlık parası anlamına gelen para aldığı da yazıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:18

İLGİLİ HABERLER