Gündem
  • 9.6.2003 01:41

ABDULLAH GÜL : AB İŞİNİ BU HAFTA BİTİRECEĞİZ

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 6. Uyum Paketi’ni bu hafta Meclis’e sevk ederek onaylatacaklarını söyledi. “Bu işi bu hafta bitireceğiz.” diyen Gül, AB yolunda özgürlüklerin kaygılardan daha önemli olduğunu kaydetti. Bakan Gül, düşüncenin özgürleştirilmesi konusunda geri adım atmayacaklarını belirtti. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Avrupa Birliği 6. Uyum Paketi’nin bu hafta içerisinde TBMM’ye sevk edileceğini söyleyerek “Bu iş bu hafta bitecek.” dedi. Bakan Gül, ZAMAN’a yaptığı açıklamada, modern dünyada artık kapalı yönetim tarzının sürdürülmesinin mümkün olmadığına dikkat çekti, AB yolunda yönetimin sivilleşmesinin önemini vurguladı. Gül, ABD ile ilişkilerde ise bazı komplekslerin bırakılarak geleceğe bakılması gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Gül, gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, AB konusunda yaşanan korku ve kaygıların yersiz olduğuna dikkat çekerek, “Kaygılardan dolayı daha büyük hak olan özgürlükleri reddedemeyiz. Kanunlarımızda ve uygulamalarımızda bazı şeyler var ki bunlar AB standartlarında bir ülkeye yakışmıyor.” dedi. Düşünceyi özgür kılma konusunda geri adım atmayacaklarının altını çizen Gül, Terörle Mücadele Kanunu’nun 8. maddesi konusunda ise bir değişiklik düşünmediklerini belirtti. Gül, “Bir düşünce, şiddeti teşvik etmiyorsa, şiddet içermiyorsa serbest olabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bunu söylüyor, BM sözleşmesi bunu söylüyor. Terörle Mücadele'nin 8. maddesi bunu içeriyor. Tabii ki bunlarla ilgili çeşitli tedbirler alınacaktır. Bunlar başka kanunlarımızda zaten var.” diye konuştu. Uyum paketi içerisinde dikkat çeken ‘apartmanda ibadethane’ başlığının paketten çıkartılacağını belirten Bakan Gül, bu konuda şöyle konuştu: “Antalya ve Alanya’da 5–10 bin Alman var. Mevzuatta ibadethane yerine cami olduğundan kilise yapılamadığını aktarmışlar. Bunun üzerine cami yerine ibadethane yapalım diye böyle bir değişiklik yapıyoruz. Bu işin mantığı bu. Apartmanlarda ibadethane ise daha sonra ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı’na müracaat etmişler. İçişleri, kilise yapmanın zor olacağını, bu insanların oturduğu apartman veya sitelerde ibadethane yapılabileceğini bildirdi. Ama bunun daha sonra çok farklı olarak yorumlandığını gördük.” Abdullah Gül, apartmanda ibadethane konusunda, “Diyanet’ten sorumlu bakan arkadaşımız bunun mahsurlarını da söyledi. Kanunun esas anlamı olarak Türkiye’de ibadethane yapılabilmesi kaldı.” şeklinde konuştu. Uluslararası gözlemcilerin Türkiye’de seçimleri izlemesine imkan tanıyan düzenlemeye dikkat çeken Gül, “Bunlar sadece Türkiye için zannediliyor. Bundan dolayı bir kaygıya, farklı anlamlar çıkarmaya gerek yok. 1950’den beri Türkiye’de seçimler açık ve şeffaf bir şekilde yapılmıştır. ABD’deki seçimleri bile gözlemciler izledi.” dedi. ‘AB demek, sivilleşme demek’ “Bu hafta bu işi bitireceğiz” diyen Gül, 6. Uyum Paketi'nin MGK’ya ne şekilde geleceğinin sorulması üzerine, “AB demek sivilliğin olduğu sivil yönetimdir. Sanki hükümetin iradesi yok, hükümet atacağı her adımda MGK’dan yetki alacak, izin alacak gibi bir görüntü vermek Türkiye’nin AB’deki ilerlemesini engelleyecek önemli tavırlardan biridir” dedi. Gül, uyum paketinde bazı kesimleri rahatsız eden, özel televizyon kanallarında anadilde yayın imkanına bakışını ise şöyle açıkladı: “Burada TRT’nin yapması konusunda görüş var. Baştan devlet eliyle yayın yaptığınızda farkına varmadan ikinci bir resmi dil koyuyorsunuz. Oysa Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Biz herkese Türkçe öğretecek ve dilimizi zenginleştireceğiz. TRT yabancı bir dille yayın yapınca –ki buna Kürtçe diyelim– o zaman başkaları da çıkabilir ve mahkeme kararları alarak kendileri için de yayın isteyebilir. İsteyen istediği gibi bir televizyon yayıncılığı yapabilir. Ama tabii ki bazı kurallar söz konusu olacak” dedi. Gül, Türkçe altyazı şartının da bu kurallardan biri olacağını, böylece bazı kesimlere Türkçe öğretilebileceğini sözlerine ekledi. Dışişleri Bakanı, bu konuda ayrıca “Irak’tan da Kürtçe yayın yapılacak. Irak’taki değişime herkesin dikkat etmesi gerekir. Buna müdahale edemezsiniz” diye konuştu. Kıbrıs’ta yaşanan değişim sürecine atıfta bulunan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, “Biz yeni bir yaklaşım getirdik. Bu Türkiye’nin her şeye hayır diyen, uzlaşmaz tavır izlemesi yerine imajını değiştirmektir. Sınırlar açılmadan önce herkes korkardı. Sanki bu durumda gelip işgal edecekler diye. Rum Kesimi'ne geçenler iltica edecek deniliyordu... Sonunda görüldü ki güven inşa edildi. Görüldü ki Türk tarafı uzlaşmaz değildir.” dedi. ‘ABD ile ‘komplekssiz’ geleceğe bakalım’ Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin kamuoyuna yansıtılış şeklini eleştiren Gül, “Bir kompleks içerisinde hareket ediyor insanlar. Bizi üzen bu oluyor. Türk–Amerikan ilişkilerine bizim verdiğimiz önem gayet açıktır. Her bağımsız ülke kendi kararlarını kendi dinamikleri içerisinde alır. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, serbest piyasa ekonomisi, din özgürlüğü... Bütün bunları düşündüğünüzde ABD’nin çabalarından mutlu oluruz.” dedi. ABD ile ilişkilerde artık geleceğe bakmanın gerekliliğine inandıklarını belirten Dışişleri Bakanı, “İnanıyoruz ki birlikte yapılabilecek çok şey var. Mesela Irak’taki problemlerin çözümünde biz çok faydalı oluruz. Bizim için önemli olan, bu bölgenin barışın, istikrarın, işbirliğinin geçerli olduğu bir bölge haline gelmesidir.” yorumunu yaptı. Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal’in ABD’ye 15 Haziran’da yapacağı ziyaretin nedenini anlatan Gül, “Kopmuş ilişkileri tutmak gibi bir anlayışla bakmamak lazım. Türk–Amerikan ilişkilerini, Amerikan–İran ilişkileri gibi göstermeye kimsenin hakkı yok. Amerikalılarla bizim aramızdaki en büyük fark bu. Onlar en üst seviyeden en alt seviyeye kadar geleceğe yönelik mesajlar verirken bizde ise geçmişe takılıp kalınıyor. Geçmiş neyse odur, geleceğe bakalım ve ne yapacaksak yapalım” şeklinde konuştu. ABD’ye savaş sürecinde aldatıcı, yanlış yöne sevk edici bilgi vermediklerini, açık ve şeffaf ve gerçek bilgileri ilettiklerini anlatan Bakan, Irak konusunda daha önce ortaya konan çekincelerin artık büyük oranda bertaraf edildiğini de hatırlattı. Gül, ayrıca İslam coğrafyasında ciddi bir fikir değişimine ihtiyaç bulunduğunu, “Artık dünyada kapalı rejimlere, kapalı yönetim tarzının sürdürülebilmesi mümkün değil. Ben bunu Türkiye için de söylüyorum, İslam ülkeleri için de söylüyorum. Niçin Müslüman bir ülkenin insanları eziyet içerisinde olsun, ayrımcılıkla, zenginlik içinde fakirlikle uğraşsın? Geçmişte çok büyük yanlışlıklar yapıldı, hâlâ bunların sürdüğünü görüyorum. Bunda yönetimlerin çok sorumluluğu olduğunu düşünüyorum” sözleriyle aktardı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:07

İLGİLİ HABERLER