Gündem
  • 17.6.2008 09:09

AKP'YE KANADOĞLU TAVSİYESİ!

Özel hayatında hiç tanımadığım ve tanımak da istemediğim Sabih Kanadoğlu, iş siyasete geldiğinde hele AKP söz konusu olduğunda hayli kaba bile olabiliyor. Konuşmalarının nasıl da gerginlik yaratacağını hiç düşünmüyor, sınırsız bir sorumsuzluk ve dokunulmazlık duygusu var bu kişide

Sonunda, hayli faal olduğu tahmin edilen ‘Türk derin devleti’nin de bir Dalai Lama figürü oluşabildi.

Sabih Kanadoğlu arada bir çıkışlar yaparak gelişmelere yön verme faaliyetlerine devam ediyor.

Bu tür insanları özellikle bulup çıkarmakta ve onları alabildiğine saçmalatmada büyük mahareti olan Hulki Cevizoğlu’nun programına çıkıp yine esip üfürmüş derin devlet gurusu.

Bazı insanlarda ‘düşünceli davranmak’, ‘itidalli olmak’, ‘siyasi incelik’ gibi vasıflar maalesef olamıyor.

Özel hayatında hiç tanımadığım ve tanımak da istemediğim Sabih Kanadoğlu, iş siyasete geldiğinde hele AKP söz konusu olduğunda hayli kaba bile olabiliyor. Konuşmalarının nasıl da gerginlik yaratacağını hiç düşünmüyor, sınırsız bir sorumsuzluk ve dokunulmazlık duygusu var bu kişide.

‘Hatalardan öğrenme’ diye de bir şey yok. Daha önce, bu tür müdahalelerinde ilk başta sonuç alınır gibi olsa da sonuç itibarıyla onun amaçladığının tam tersi çıkmıştı. Bu da hatırlarda.

Bu durumda insanın ne yapması mantiki olur? Biraz susmayı denemek olmalı değil mi? Yok; böyle yapılmıyor. Sanki ona özel konuşma emri verilmiş de, konuşma platformu hazırlanıyor ve o da görevini yerine getiriyor.

Bunlar işin siyasi boyutları tabii. Ama bir de işin kültürel boyutu var.

Yoğun çalışma içindeki her insanın kendine göre bir emeklilik rüyası muhakkak olmalı.

Örneğin; ben medyayı ileride tamamen bıraktığımda ya Bodrum ya da Cunda’ya çekilip hiç gazete okumadan, televizyon seyretmeden yaşamayı düşünüyorum. Sağlığım el verirse sadece akşam içeceğim içki türü üzerine plan yapacağım. Minik bir sandal bulabilirsem balık da tutacağım.

Böyle düşünmek çok mu zor, bilemiyorum. Her normal insanın bu tür düşünceleri vardır. Devlette bir süre çalışanların hemen hepsi muhakkak ‘Ecevit sendromuna’ yakalanıyor. Bu insanlar adeta emekli olduktan sonra hemen yeni bir çalışma hayatına atlıyor. Devletten ‘derin devlet’e yatay geçiş yapıyorlar.

Emekli oldukları için hepsi de yaşlı olan bu insanlar, devletin resmen söyleyemeyeceği lafların gayriresmi seslendirilmesi gibi bir görevi üstleniyorlar. Bu da aslında o kadar kötü bir şey değil. Çünkü ben Kanadoğlu’nu dinleyerek devletin bilinçaltında nelerin olduğunu anlayabiliyorum. Bu insanların zaman zaman çok rahatsız edici, dedikleri manasız da olsa yine de konuşmaları yararlı olabiliyor. Onlar sözde demokrasimizin bilinçaltının gayriresmi sözcüleri.

Ben AKP yöneticisi olsaydım, bu insanlara kızmak yerine onları daha da konuşmaya teşvik ederdim.

Son zamanlarda iş tadından çıktığından, bu bir türlü susmayan insanlar yüzünden bana sonunda Kenan Evren’i bile sevdirdiler. Bunun hiç olamayacağını düşünürdüm ama bu travmatik olay da gerçekleşti.

Adam ihtilal yaptı, sonra emekli olunca deniz kenarına çekildi ve kadın resimleri yapıyor.

Haline bakın; kendinden 20 yaş küçük olanlardan bile daha genç gözüküyor maşallah.

O, devletten derinine yapay geçiş yapmadığı için, potansiyeli hayli fazla olduğu halde manasız demeç vermeyi en aza indirdiğinden genç ve zinde kaldı.

Her derin devlet gurusuna onun hayatını incelemesini tavsiye ediyorum. Belki o zaman biraz ders alırlar.

serdar turgut

(Akşam)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:35

İLGİLİ HABERLER