AMERİKAN MEDYASINDA İŞKENCE YORUMLARI!..
Irak’ta Ebu Garib Cezaevi’nde tutuklulara uygulanan işkenceler, Amerikan medyasında büyük tartışmalara neden oldu. Pek çok yorumcu, bu skandalın ABD’nin Irak politikasını temelinden sarstığını belirtirken, bazıları olayı küçük göstermeye ve hatta savunmaya kalktı.
Amerika’nın en önemli dış politika yazarlarından biri olan Thomas Friedman, Başkan George Bush’un ‘Arap dünyasından özür dilemesi, dış politikada yeni bir sayfa açması ve bunu göstermek için de Savunma Bakanı Rumsfeld’i hemen görevden alması gerektiğini’ savundu. Los Angeles Times’ın liberal yazarı Robert Scheer da Başkan Bush’un Irak, İran ve Kuzey Kore için kullandığı ‘şer ekseni’ ifadesine gönderme yaparak yazdığı ‘Irak’ta kötülük yapanlar biz olduğumuzda’ başlıklı yazısında, yönetime ağır eleştiriler getirdi. Clinton’ın eski danışmanı olan The Guardian yazarı Sidney Blumenthal, ABD’nin sadece Irak’ta değil, Afganistan’dan Guantanamo’ya ve gizli CIA hapishanelerine kadar uzanan bir toplama kampı zinciri kurduğunu’ yazdı.
Amerikan medyasının sertlik yanlısı dış politika savunan yorumcularından bazıları, işkence olaylarını küçük veya mazur göstermeye çalışıyor. Wall Street Journal’da yazan Victor Davis Hanson, işkencelerin ‘başka hayatları kurtarabilmek için gereken istihbaratı elde etmek adına yapılmış olabileceğini’ iddia ederek, yapılanları meşru göstermeye çalıştı. Ünlü yorumcu Alan K. Henderson ise, İran, Suriye, Küba ve diğer bazı ülkelerdeki işkence uygulamalarından örnekler vererek, Irak’taki tutuklulara yapılanları önemsizleştirmeye çalıştı. ‘Asıl işkence nasıl olur?’ başlıklı yazısında, “Irak’taki olayı ‘işkence’ olarak tanımlamak, bir mafya üyesine ‘Nazi’ demek gibi abartıdır.” iddiasında bulundu.
