Asayiş
  • 26.1.2005 05:34

PATRONUNU ÖLDÜRDÜĞÜ SEVGİLİSİYLE BİRLİKTE KAYIPLARA KARIŞAN MUSTAFA BARAN HERŞEYİ SAVAŞ AY'A ANLATTI!..

Bahçeşehir'de, patronunu öldürdüğü sevgilisiyle birlikte kayıplara karışan Mustafa Baran gerçeği SABAH'a anlattı..



ÇOK KISKANDIM
"Olay gecesi Selin'i almaya işyerine gittim. O arkadaş bana ters davrandı. Selin'e 'dışarıda konuşalım' dedim. Çok kıskanmıştım. Selin'in çantası kalmış. Almaya gittim. O arkadaş bana hakaret eder gibi konuşmuştu."

TETİK DÜŞTÜ
"İçeri girdiğimde 'Sen burada çalışan bir kızı dağ başı gibi zorla götüremezsin' deyip üzerime hamle yaptı. Silahla kafasına vurmak istedim ve tetik düştü. Teslim olmayı düşünüyordum. Öldüğünü öğrenince yıkıldım."

MUSTAFA'YI ÇOK SEVİYORUM
Kaçırıldığı sanılan Selin ise sevgilisini savundu: "Mustafa'yı çok seviyorum. O günden beri yanında olmayı ben istedim.

'Beni kaderime terk et git' dedi, gitmedim. Hastayken ilacımı cebinde taşıyan bir sevgili o. Kaç yıl yatarsa yatsın beklerim.

Vefat eden Evren Bey bana patrondan da öte bir abi gibiydi. O öleceğine keşke ben ölseydim. Perişanım."



Kaçaklar Savaş Ay'a teslim oldu

Geçen hafta Evren Açıkgöz'ü öldürüp Selin'i kaçıran Mustafa Baran dün Savaş Ay'ı telefonla arayarak teslim olacağını söyledi. Silivri'de perişan haldeki iki genci alan Savaş Ay, daha sonra onları polise götürdü. Her iki genç olanlardan son derece pişmandı..

Sevgilisinin çalıştığı yeri basıp patronunu öldürdükten sonra kaçıran Mustafa Baran ve ailesi beni arayıp, "Size konuşacağız ve teslim olacağız" deyince olayın ardı çorap söküğü gibi geldi. Saatler süren tartışmaların sonunda Asayiş Şubesi'nin özel operasyon timlerine teslim olmalarını sağladım firari genç ve sevgilisinin. Ve gördüm, konuşup anladım ki; Mustafa Baran olaydan dolayı müthiş derecede üzgün ve pişman. Gözleri dolarak; "İstemeden oldu. Sen bu iş yerinde çalışan bir kızı dağ başı gibi zorla götüremezsin deyip üzerime hamle yapınca silahla kafasına vurmak istedim ve tetik düştü. Yaralandı sandım. Teslim olmayı düşünüyordum. Öldüğünü öğrenince yıkıldım" derken zorla kaçırıldığı söylenen Selin sanılanın tam aksi konuştu: "Mustafa'yı seviyorum. Onu ben bırakmadım. 'Git, ailene dön beni kaderime terk et' dedi, ben gitmedim. Hayatım boyunca onu beklerim. Ölen Evren arkadaş bana patrondan da öte bir abi gibiydi. O öleceğine keşke ben ölseydim. Perişanım."

SESİ TİTRİYORDU
Gazete yöneticileri ve bir grup yazarla sabahın saat 09.30'unda Akbank idarecileriyle sabah kahvaltısı için bir araya geldik. Öğlenedoğru bitti bu toplantı. Otoparktan arabamı almak için arkadaşlardan ayrıldım çıkışta. İstiklal Caddesi'nde yürürken telefonum çaldı. Arayan çok ünlü bir yönetmen ağabeyimizdi. "Seni az sonra bir arkadaş arayacak. Şaka yapıyorlar sanma diye önce benim aramamı rica ettiler. Çok önemli bir durum varmış, ama bana söylemediler" dedi. O kapattıktan hemen sonra gizli numaradan biri aradı. Günlerdir cinayet suçundan aranan Mustafa Baran'ın yakını olduğunu belirtiyor: "Can güvenliği konusunda endişeleri var. Teslim olmadan önce sizinle konuşmak olayın gerçeğini anlatmak istiyorlar." Sesi titriyordu. Gazeteci insiyakıyla arayanın yakını filan değil, bizzat Mustafa Baran'ın olabileceği yolundaki önsezim doğru çıktı. Bunu birkaç saat sonra onunla yüz yüze gelip uzun uzun konuştuğumuzda anladım.

CERRAH'IN SÖZÜ
Saat 03.00 Bakırköy'de bir ilan bürosu. Aile avukatı Ömer Bey'le orada karşılaşıp konuşuyoruz. Olayın asla medyada yazılıp çizilen şekilde olmadığını. Can güvencesi verilmesi halinde gençlerin jandarma ya da polise teslim olabileceğini belirtiyordu. "Savcılığa, jandarma ve polise haber verip bu görüşmeyi öyle yapabileceğimi. Görüşmeden sonra da mutlaka teslimolmaları gerektiğini. Adaletten kaçamayacaklarını. Devletle pazarlık yapılmasına hiçbir yetkilinin izin vermeyeceğini" söyledim. Hak verdi. Ben de İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ı arayıp durumu anlattım. Deneyimli Emniyet Müdürü, "Devletin polisi de jandarması da elbette duruma hakim olur. Gelsin teslim olsun. O andan itibaren bizim korumamız altına girer. Suçlu da olsa o bir vatandaşımızdır ve teslim olduğu andan itibaren güvenliği bizdedir" diyerek güvenceyi verdi.

VE TESLİM ANI
Akşam saatlerine doğru Mustafa'nın babası, annesi ve ablasıyla buluşuyoruz. Berbat haldeler. Ölen gencin anısına her gün yasin okuttuklarını, oğullarının da gençliğinin çürüyeceğini söyleyip ağlıyorlar durmadan. Uzun süren konuşmaların ardından iki ayrı araçla Silivri tarafına hareket ettik. Bir noktaya geldikten sonra orada bir benzinlikte beklememi söylediler. Yarım saat kadar sonra geri döndüklerinde Mustafa Baran ve sevgilisi Selin de vardı. Arabadan indiklerinde her iki genç de perişan görünüyordu. Anneye, babaya ve kız kardeşe sarılıp ağladılar. Selin de Mustafa'nın yakınlarına sıkı sıkı sarılmış ağlamaktaydı. Daha sonra polisler teslim aldı her iki genci de.

Savaş Ay, Mustafa Baran'a "Bana her şeyi anlat" dedi. O da anlattı: "Elime geçen kuruşu bile Selin'e verip evlilik parası biriktiriyordum. O gece kendim alayım istedim Selin'i. Gittim oturdum. Biraz ters davrandı o arkadaş. Soğuk bir hava esti ve ben kalkalım dışarıda konuşalım dedim. Kıskanmıştım. Arabaya gir otur dedim. Çantası ve ceketi içeride kalmış. Almaya gittiğimde "sen bu işyerinde çalışan bir kızı dağ başı gibi zorla götüremezsin" deyip üzerime hamle yapınca silahla kafasına vurmak istedim ve tetik düştü. Yaralandı sandım. Öldüğünü öğrenince yıkıldım. O arkadaş hakaret eder gibi konuşmuştu."

Sabah

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:57

İLGİLİ HABERLER