Ekonomi
  • 26.1.2005 18:03

BAŞBAKAN ERDOĞAN''DAN KAMU ÇALIŞANLARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA...

YILMAZ KILIÇKAYA İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''''Türkiye yıllardan sonra nihayet unu, yağı, şekeri olan bir ekonomiye sahip olmuştur, gelin artık hep beraber helvayı yapalım'''' dedi. Başbakan Erdoğan, İstanbul Sanayi Odası''nın (İSO) Ocak ayı meclis toplantısına katıldı. ''''Türkiye''nin Yatırıma, Üretime, İstihdama ilişkin Vizyonu ve Bu Vizyon Doğrultusundaki Ekonomik Öncelikleri'''' konusunun ele alındığı toplantıda konuşan Erdoğan, AK Parti''nin, iktidara geldiğinden bu güne kadar ülke için çok çalıştığını söyledi. Erdoğan, ''''Bu ülkeye duyduğumuz inanç ve güvenle son 2 yıl içinde ülkemizi nasibi olan noktaya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizi nasıl bir karanlıktan alıp, nasıl aydınlıklara taşıdığımızı herkes biliyor. Bundan 2 yıl öncesini değerlendirecek olursak, 3 Kasım 2002 öncesinde nasıl bir Türkiye vardı ve 3 Kasım''dan sonra bugün nasıl bir Türkiye var. Neredeydik, nereye geldik. İçeride ne durumdaydık, şu anda ne durumdayız. Dışarıda ne durumdaydık, şu anda ne durumdayız. Bunu her aklı selim sahibi ve yurtdışındaki tüm yatırım çevreleri de çok açık ve net olarak bizlere ifade etmektedir. Bundan 2 yıl öncesine kadar kırılan hayaller, sönen umutlar vardı. Kısır politikalarla, insanımıza yararı olmayan boş tartışmalarla bu ülke neredeyse yarımlarını kaybetme noktasına gelmişti'''' dedi. Ekonomik göstergelerin tamamının dibe vurmuş olduğunu ifade eden Erdoğan, ''''Millet için harcanması gereken kaynaklar, geleceğimiz için yatırımlara yönlendirilmesi gereken milli servetimiz maalesef 3-5 çapulcuya peşkeş çekilir hale gelmişti. Fonlara devredilen bankaların sayısını düşünün. Sadece ana para olarak 46 milyar dolar o dönemde fona devredilen bankalar nedeniyle bu ülkenin evlatlarına ödettirildi, hala da bedelini hep birlikte ödüyoruz. Bunun yanında bu işi alın teriyle yeri geldiği zaman varını yoğunu her şeyini satmak suretiyle ayakta durmaya çalışan sanayicilerimiz de var. Dayanılır gibi değildi. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını acımasızca harcayanlar vardı. Artık bu tür insanlara, hortumcuya, arsıza bu ülkenin imkanlarını feda edecek bir iktidar işbaşında değil'''' diye konuştu. ''''3 KASIM''DA TÜRKİYE BÜTÜN ARIZALARA ''DUR'' DEDİ'''' Türkiye''nin, taşıdığı büyük potansiyele ve büyük zenginliklere yaraşır biçimde yönetilmediğini belirten Erdoğan, bu durumun 3 Kasım seçimlerinde sona erdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''''3 Kasım''da Türkiye bütün bu arızalara, bütün bu krizleri ''dur'' dedi. Ülkenin üstüne kara bulut gibi çöken köhne siyaset tortusu o gün tedavülden kaldırıldı. Ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacak değişim siyasetinin rotası o gün çizildi. Bizler önce insan sloganını en temel önceliğimiz sayarak ülkeyi tepeden tırnağa değiştirecek ve ülkemizi geleceğe hazırlayacak yeni bir siyaset anlayışıyla yola çıktık. 25 ayı aşkın bir süre geçti. Tek başına göreve gelen AK Parti, Türkiye''nin bütün meselelerinin üstüne gitme kararlılığıyla canı gönülden çalıştı. Bu gayretimiz aynı şekilde devam ediyor. Allah çalışanı sever. Yan gelip yatıp, milleti soyup soğana çeviren, vakti geldiğinde hesaba çekilir'''' ifadelerini kullandı. Türkiye''nin, 3 Kasım''dan bu yana ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Erdoğan, Irak savaşının, bu sıkıntıların başında geldiğini söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''''Irak savaşını yaşadık. Herkes ''battık, bittik'' derken o savaş hamdolsun bize dokunmadı. Temkinliydik ve adımlarımızı buna göre attık. Ardından Kıbrıs olayını yaşadık. Çözümsüzlük çözümdür dedik, yola çıktık. Biz hiç bir zaman muhataplarımızı küçümsemedik. Komşularımızla sorunlarımızı hallettik. Çok eleştiriler aldık ama dinlemedik. Ekonomik kör düğüm bu ülkede çözüldüğü gibi, bölgede de çözülsün. Arızalar giderildi, gideriliyor. Kısa zamanda yakalanan istikrar ve güven ortamı sayesinde bütün sektörler yeniden öz güvenini kazandı. Enflasyon nerelerden nerelere geldi. Nihayet 2004 sonu itibariyle tek haneli rakama geçmiş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine bu inişimiz dikkatle, azimle, kararlılıkla devam edecek. Ekonomik programdan asla taviz vermek gibi bir lüksümüz yok. Mali disiplin neyse buna aynen uyulmaya devam edilecek. Birilerinin hatırı için ne ekonomik programımızdan taviz verebiliriz, ne de mali disiplinimizi bozabiliriz, bundan dolayı kimse kapımızı çalmasın.'''' ''''ENFLASYONDA 35 SENEDİR GÖRÜLMEYEN TEK HANELİ RAKAMA ULAŞILDI'''' Erdoğan, enflasyonda yaklaşık 35 senedir Türkiye''nin görmediği tek haneli rakama, gerekli hassasiyetler gösterilerek gelindiğini söyledi. Büyüme hızında her yıl koyulan gerçekçi hedeflerin ötesinde neticeler alındığının altını çizen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''''Türkiye bir yandan büyüyor, bir yandan enflasyonunu ciddi ölçüde dizginliyor. Bu durum, daha önce örneğine rastlanmış bir durum değil. Bu ülke bütün enerjisiyle, bütün bu noktada meselelerin üzerine giderken gösterdiği hassasiyetiyle istikrar ve güveni kazanmıştır ve bunu yurtdışındaki yatırımcılara da ispatlamıştır. Bu güven ve istikrar tablosunun çizilmesinde sadece hükümetin değil, özel sektörün de ciddi katkıları olmuştur. Halkımızın bu konuda ciddi katkıları olmuştur. Gözüken bu ekonomik tablo, Türkiye tarihinde bir ilktir. Türkiye yeni bir medeniyet inşa etmek üzere bir irade koymuştur ortaya. 2002 sonunda faiz yüzde 72''ti ve yüzde 17''ye kadar düştü. Bundan sonra da bu hassasiyetimiz aynı şekilde devam edecek. Amacımız reel faizi yüzde 10''un altına düşürebilmek. Hedeflerimiz belli, kararlıyız ve bunu başaracağız'''' dedi. Erdoğan, Türkiye''nin büyük değişimler yaşadığını söyledi. 2005 yılında para konusundaki değişimin, Türkiye''nin ilerleyen döneme yeni bir vizyonla girdiğini gösterdiğini belirten Erdoğan, ''''Bu, sembolik değeri büyük olan bir değişimdir. Artık Türkiye bol sıfırlı paralardan, bol sıfırlı ekonomiden, bol sıfırlı yönetimlerden kurtulmuştur. Ekonomik itibarımızı her geçen gün biraz daha fazla kazanıyor, çıtamızı yükseltiyoruz. Bütçe açıkları kapanıyor, faizler düşmeye devam ediyor. Türk tahvilleri artık uluslararası piyasalarda büyük talep görmeye başladı. İlgi o kadar farklı boyutlara ulaştı ki, bu tablo kendine güvenini kazanmış bir ekonomiye değil, dünyanın güvenini de kazanmış bir ekonomiye işaret etmektedir. Almanya, Avusturya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde 435 milyon YTL''lik tahvil satılmış durumdadır. Bu tahviller Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin çıkardığı tahviller değildir. Avusturya hazinesinin ve Dünya Bankası''nın piyasaya sürdüğü YTL''li bazlı tahviller. Türkiye yalnızca içeride değil, dünya ekonomik arenasında da parlak bir yıldız olma yoluna girmiştir'''' diye konuştu. ''''HEP BERABER HELVA YAPALIM'''' Başbakan Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ''''Türkiye yıllardan sonra nihayet unu, yağı, şekeri olan bir ekonomiye sahip olmuştur. Gelin artık hep beraber helvayı yapalım. Yeni kazançlarla, Türkiye''yi 100. doğum yıldönümüne hep birlikte hazırlayalım. Türkiye artık ışıl ışıl ışıldıyor. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet, dört ana ayağımız. 2005 bu dört ayağın çok daha sağlam olduğu bir yıl olacak. Cehaleti ayaklarımızın altına almak zorundayız. Çağdaş, gelişmiş, modern ülkelerin ulaştığı o seviyelere süratle Türkiye''nin de ulaşması gerekir. Açığı kapamak zorundayız. Makas, çok ciddi bir açık vermişti. Sağlıkta çok ciddi adımlar attık. Özel sektöre ait hastanelerden memur, memur emeklisinin istifade etmesini getirdik. Aldığımız bir kararla hizmet alımı dedik, SSK hastaneleriyle çalışma bakanlığına bağlı hastanelerinin birbirlerinden hizmet alımı sürecini başlattık. Artık SSK''lı emekli sandığı mensubu Bağ-Kur''lu herhangi bir ayırıma tabii tutulmadan hastanelerden yararlanabiliyor. Eskiden SSK''lı hasta ilacını sadece hastane içindeki eczaneden alabiliyordu, şimdi o da kalktı. Artık serbest eczaneden rahatlıkla gidip ilacını alabilecek. Kuyruklarda beklemeyecek. Yeşil kartlı vatandaşlarımız da serbest eczanelerden ilacını alabilir dedik ve 13 Ocak itibariyle bu da başladı.'''' Yapılan hizmetlerin bazı odaklar tarafından eleştirildiğinin altını çizen Erdoğan, ''''Maalesef bu samimi adımlar atılırken, bu adımların karşısında yanlışlıklara artık alışmış, yolsuzluklara alışmış, bu tür olumlu her adımda ''acaba nasıl bir tilki kurnazlığı yaparım'' anlayışında olanlar, bu faaliyetlerini hemen başlattılar. Biz nerede, ne olduğunu biliyoruz ama inşallah meclisimizin yeni d. öneminde çok daha ağır mueyyideler getirmek suretiyle, bu yanlışlıkları yapanları meslekten edecek ve sonucunda da bedeli ağır olacak şekilde cezai müeyyideler getireceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yetirtmeyeceğiz, bunu yiyecek olanlar bedelini ödemek zorundadır. Biz, üzerimize düşen görevi yapmakla mükellefiz. Sadece bizim ilaçta attığımız adımlarda yapılan çalışmalarla devlet 2 katrilyon kazanmıştır. Bu çalışmalar güzel neticeler verirken, suistimallere girmek yenilir, yutulur değildir'''' dedi. ''''ÜLKEMİZİN ŞARTLARI ORTADA'''' Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''''Biz şu anda Türkiye''de özlük hakları noktasında kamuda çalıştırdığımız personelimizin hakkını veriyoruz diyemem. Bunu gönül huzur içinde söyleyemem, ülkemizin şartları ortada. Bizim bu noktada daha güzel şartlara bir an önce kavuşmamız, ulaşmamız kayıt dışı ekonominin, yolsuzlukların giderilmesine bağlıdır. Bu yolsuzlukları yok edelim, hortumcuları yok edelim, halkımızın yaşam seviyesi daha da artacak. Adalet çok büyük önem arz ediyor. Fiziki şartları süratle geliştirmenin gayreti içine girdik. Yoğun bir şekilde adliye saraylarımızı inşa ediyoruz, çalışmalarımız devam ediyor. Bunları yaparken e-devlet anlayışından hareketle, e-adalet anlayışını adliye saraylarımıza tesis ediyoruz ki, bir an önce süratle adalet de kararlarını alsın.'''' Emniyet konusuna da değinen Erdoğan, ''''Emniyet dördüncü ayak olarak aynı şekilde bir çok sıkıntıları yaşıyoruz. Emniyet teşkilatımızı aracıyla, gereciyle daha güçlü kılmanın gayreti içindeyiz. Bunu da başaracağız. Çünkü emniyeti güçlü kılmazsak, adeta kendini her zaman her türlü saldırganlığın karşısında bulan ve halkının emniyetini kendisine görev telaki etmiş olan emniyet mensuplarımıza da bizler yardımcı olmak durumundayız. Bir çok yerlerde nelerle, nasıl karşılaştıklarını görüyoruz. Bunun karşısında tabii ki bazen ortaya koyduğu tepkiyi anormal şekilde bir yerlere sürekli zumlamanın anlamını anlamış değilim. Çünkü o da insan, onun da kendini bir yerde savunma noktası var. Bu dört ayağı sağlam kurduk. ''Türkiye 15 bin km''lik duble yola kavuşacak'' dedik. Yolu ve suyu olmayan ülke medeniyeti konuşamaz. Cumhuriyet tarihi boyunca duble yol olarak yapılmış olan yol miktarı yaklaşık 3 bin 280 km''dir. Bizim şurada sadece 2 yıl içinde yaptığımız duble yok miktarı 4 bin 800 km''ye ulaşmıştır'''' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:57

İLGİLİ HABERLER