Gündem
  • 26.3.2014 22:30

Baykal'ın kasetini çeken polisler belli oldu

İşte Avukat Fidel Okan'dan olay olacak o yazı

Baykal'ın kasedi

Av. Fidel Okan

30 Mart Yerel Seçiminin galibinin AK Parti olacağını başta KILIÇDAROĞLU olmak üzere parti üst yönetimi biliyordu. 25 MART tarihi için Cemaat tarafından yaratılan havaya kendini kaptırmış KILIÇDAROĞLU ve ekibi, herkes gibi başka kasetler bekliyordu. Kasetle gelip gitmeye alışanlar, gelecek kasetlerle Başbakanın büyük yara alacağını belki de istifa edeceğini düşündüler. 24 Mart’ta yaptığımız “Yüzde Yüz Siyaset” programında; Yayınlanacak Cinsel içerikli kasetlerin Cemaatin sonu olacağını, toplum nezdinde hiçbir itibarının kalmayacağını söyledim. Gerekçem şuydu; Bu kasetler hem beklenen etkiyi yaratmayacak, hem de bu kasetlerin Cemaat tarafından çekildiğini toplum bilecekti. Dolayısı ile yayınlanacak olan bel altı kasetlerinin, Başbakan’a bir zarar getirmeyeceğini aksine fayda sağlayacağını, Cemaatin ise toplum nezdinde zaten aşağıya inmiş itibarının yerle yeksan edeceğini söyledim.

Cemaatin 25 MART sürprizi çok farklı oldu. Önce Burak ERDOĞAN olduğu söylenen kişinin bir ses kaydını verdiler. Sonra ise Başbakan Erdoğan’ın yanına giden bir emniyetçi tarafından alınan ve kesilip biçilen ses kaydını yayına verdiler. Baykal ile ilgili Başbakan’a ait olduğu söylenen kaset parça parça bir şekilde hazırlanıp, sanki bu kasetlerin internete verilmesi talimatı Başbakan’dan gelmiş gibi sürüldü piyasaya.

İnternete sürülen yayın sonrasında, Baykal ve KILIÇDAROĞLU ortalığı ayağa kaldırmaya çalıştı ve şu an itibari ile bu çabaları devam ediyor. Bu olayı iyi bilen biri olarak birilerine çok kızıyorum.

KIZIYORUM ÇÜNKÜ, Bu savaşta Erdoğan yalnız bırakıldı. Hem de en yakınındakiler tarafından. Bu danışmalar ne iş yapıyor merak ediyorum. Cemaat tarafından yürütülen bu psikolojik harekatta inisiyatif alamayan, süreci yönlendiremeyen bu adamlardan bazılarının, ŞAKŞAKÇILIK dışında bir işle bu güne kadar meşgul olmaması nedeniyle, bir kriz çıktığında önlerde yer alıp, krizi yönetmeleri gerekirken, Erdoğan’ın arkasına saklanıp oradan alkış tutmalarına kızıyorum.

Yaklaşık bir ay kadar önce televizyon ekranlarından Baykal kasetinin, nasıl ve kimler tarafından hazırlandığını detayları ile anlattım. Üstelik kasetin çekildiği evin kapısını, çilingir ile açan şahsın ismini verdim. Bu bilgilerin tamamını önceki dönemde görev yapmış istihbarat daire başkanlarından birinden almıştım. Ve temel beklentim bu açıklamalardan sonra bir şekilde bu mesele ile ilgili gerekli hazırlıklar yapılıp harekete geçilmesiydi. Ancak ŞAKŞAKÇILIK mesleğini bırakmak istemeyen bu ZAVALLILAR yüzünden, Başbakan 25 Martta sürülen bu ses kaydı nedeniyle saldırıya maruz bırakıldı. Kaldı ki Başbakan’ın bu kaset konusu ile ilgili ses kaydının alındığını ve kesilip biçilerek verileceğini, bana 1 yıl öncesinden dönemin eski Ankara Emniyet Müdürü söylemişti. Çünkü Cemaat yaptığı bir takım işlerle ilgili etrafa korku yaymak adına bunları yarım ağız bir şekilde deşifre etmişti. Açıkçası perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

Merak edilmesin MHP kasetleri ile ilgili benzer bir ses kaydı daha çıkacak. Cemaat tarafından yapılan komplo ve tuzaklar bir şekilde Başbakan’a yıkılmak isteniyor. Bu ses kayıtlarının tamamı parça parça hazırlanmış ve herkes emin olsun ki bir bütünlük içermiyor. Ve herkes emin olsun ki Baykal’a bu komployu yapanlar, istihbarat Daire Başkanlığında çalışan etkili ve önemli noktada bulunan polislerdir. Bu polisler devletin polisi olabilir. Bu polis şefleri konumları itibari ile sürekli olarak başbakan ile görüşmüşlerdir. Ancak bu polislerin aslında kime hizmet ettiğini herkes artık görüyor. Bu kasetin yayınlanmasına Başbakan’ın ne kadar sinirlendiğini de bilmesi gerekenler biliyor. Gelinen noktada birileri yaptıkları tüm pis işleri Başbakan’ın üzerine yıkarak, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışıyor. Mesele bundan ibarettir.

Gelinen noktada Cemaat bu savaşı çok önde götürüyor. Çünkü son derece koordineli hareket ediyorlar. Organizasyon kendileri açısından mükemmel yürütülüyor. Onlar seçime girmiyorlar, herkesin gözünden bu kaçıyor. Seçimi AK PARTİ kazanacak, ancak savaşı Başbakan kazanacak mı? Meseleye bu açıdan bakan yok. Cemaat Ali Fuat YILMAZER’i konuşturmaya başladı. Bu şahısta yaptığı tüm işlerin talimatının Başbakan tarafından verildiğini söyledi. Açıkça Başbakan’a iftira attı. Söylediği yalanlarla, insanların kafasını bulandırmaya kalktı. Cemaat Medyası da sürekli bu konuları işledi. Bu olaylar yaşanırken AK PARTİ de konuşması gereken bazı şahıslar sessizce izlediler. Konuşmaları gerektiği noktada susanlar vardı. Bunun üzerine Ali Fuat YILMAZER’in elimizde olan ipliğini, Televizyon ekranlarından pazara çıkarmak bize düştü. Hanefi AVCI’nın kitabında “Sosyal ve psikolojik açıdan sorunlu dediği” bu şahıs bize karşı açtığı tazminat davasını kaybetti. Üstelik mahkemeye sunduğumuz delillerle bu şahsın insanları usulsüz bir şekilde dinlediğini ispat ettik. Yetmedi şikayetçi olduk. Ağır Ceza Mahkemesi kararından sonra bu şahıs şimdi yargı önüne çıkarılacak. Bakalım Başbakan’a attığı iftiralarla kendi kendini kandıran bu vatandaş mahkemeyi kandırabilecek mi?

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 06:32

İLGİLİ HABERLER