Yaşam
  • 5.7.2005 16:32

BEYNİNDE MİKROCİP OLAN ŞAHIS, KOBAY OLARAK KULLANILDIĞINI İDDİA EDİP POLİSTEN YARDIM İSTEDİ

ADNAN SULAR İSTANBUL (İHA) -Başta beyni ve duyu organları olmak üzere vücudunun birçok bölgesinde mikrocip ve uydu vericilerinin takılı olduğunu belgeleriyle kanıtlayan İbrahim Ariç, istihbarat örgütlerinden şüphelendiğini öne sürdü. İddia sahibi Ariç, devletten konunun bir an önce araştırılmasını ve eskisi gibi hürriyetine kavuşturulmasını istedi. İbrahim Ariç, uzun yıllar yurt dışında yaşadığını, çocukluk ve gençlik yıllarını Almanya''da geçirdiğini belirterek, Almanya''da kaldığı süre içinde kamu memurları tarafından işkencelere ve tıbbi deneylere maruz kaldığını söyledi. Almanlar tarafından kobay olarak kullanıldığını iddia eden Ariç, işe yaramayacak hale geldikten sonra 30 Haziran 2004 tarihinde Türkiye''ye iade edildiğini ileri sürdü. Yurda dönüşten sonra hukuki hak arayışına giren Ariç, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi''nde çektirdiği MR''da, beyninde bir sinyal odağı olduğunun raporlarla tespit edildiğini belirtti. Hastanenin konuyla ilgili raporu ise şöyle: ''''539955 dosya No''lu 753937 protokol No''lu 18.11.2004 müracaat, 25.11.2004 netice tarihli Kranium MR incelemesinde, frontal bölgede, subkortikal ak maddede T2 ve flair sekanslarda hiperinteks karakterde patolojik sinyal odağı mevcuttur. Kortikal sulkus genişlikleri normal izlenmiştir.'''' Polislerden yardım istemek için bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğü''ne gelen İbrahim Ariç''i, emniyet yetkilileri savcılığa yönlendirdi. Konuyla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ariç, Almanya''da 30 Haziran 2000 tarihinde zor kullanılarak gözaltına alındığını öne sürerek, ''''Cezaevine konulduğum zaman, cezaevi doktorları tarafından bana bir ilaç verildi. 2 günü baygın geçirdim. Bu süreçte cezaevi hastanesine kaldırıldım. Hastanede bana tıbbi bir operasyon gerçekleştirildi. Operasyon sonucu karnımda, başımda ve vücudumun muhtelif yerlerine uydu alıcıları dolduruldu. Şişli Etfal Hastanesi''nde beyin ve sinir cerrahi servisinde çektirdiğim MR ve röntgenlerde iddiaları kanıtladı. Çekilen MR sonucunda benim gözlerimde minyatür vidalar görüntülendi. Nasıl televizyon izleniyorsa, benim de gözlerim televizyon amaçlı kullanılıyor. Kafamda uydu alıcıları var. Ben şu anda bir uyduyum'''' dedi. Ariç, 2000 yılından beri hürriyetini ve bağımsızlığını tekrar elde etmek için hukuk mücadelesine giriştiğini belirterek, ''''Devletimin stratejik birimlerinden yardım bekliyorum. Çocuk yaşta Almanya''ya gittim. Almanya''da 1998 yılında ikinci gidişimde bu olaylara maruz kaldım. Türkiye''ye teslim edildikten sonra araştırmaya başladım. Bu cihazların bana ya da devlete ne faydası var? Faydası olmadığı gibi bana zararları var. Bu beynime takılan cihazlar, acaba terör amaçlı mı kullanılıyor? Bir insanın vücudundaki hava harp cihazları ne amaçla kullanılabilir ki? Düşünsenize adam bilgisayarın başında oturuyor. Tek merkezli yönetim kurmak isteyen güçler, bilgisayar başında havaya elektronik manyetik mikrodalga salıyor. O dalgalar uydudan geliyor. Vücudumdaki sinir sistemimi kontrol altına alıyor ve seni uydudan yönlendiriyor. Benim şu anda gözlerimde bulunan minyatörler optik sinir sistemini devre dışı bırakarak, uydudan gelen sinyallerle benim gözlerimle çevreye bile yayılmayabiliyor. Kendi parapsikoloji ajanlarında veya terör amaçlı düşüncelerinde de kullanabiliyorlar'''' diye konuştu. Öte yandan, kurbanla herhangi bir temas olmaksızın, uzaktan yapılan nörolojik denetimle beynindeki görsel korteksin faaliyetleri istendiği şekilde planlanabilir. Kurbanın beynindeki görüntülerde, bir videonun monitöründe görülüp izlenebilir. İstihbarat ajanları kurbanın gözlerinin gördüğü her şeyi görürler. Hafızadaki görüntülerde görülebilir. Üst ve alt bilinçteki her kayıt, hafıza sensörlerine kodlanmış algılayıcılar ile bilgisayar ortamında depolanabilir. Ayrıca uzaktan nöral denetimle kurbanın gözleri ve optik sinirleri devre dışı bırakılarak, doğrudan görsel kortekse istenilen görüntü gönderilebilir. Daha önceki araştırmalarda Ömer Özkaya''nın kaleme aldığı CIA belgelerine göre, ''Zihin Kontrolü'' kitabında uzun süre İsveç''te yaşayan bir Türk vatandaşına, İsveç polisi tarafından uygulanan kobay muamelesi teferruatlıca anlatılmış, kitapta insana tamamen hakim olma projesi de dile getirilmişti. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:30

İLGİLİ HABERLER