Sağlık
  • 30.9.2011 14:49

DOKTOR HATALARINA KARŞI AÇILAN DAVALARDA ARTIŞ

Yakınları doktor hatası yüzünden sakat kalan veya yaşamını yitiren vatandaşlar, hukuki yollara başvuruyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Avukat Alper Sarıca, "Hastalığınıza yönelik tıbbi bir müdahale (teşhis, tedavi, reçete yazılması, aşı yapılması v.s.) sırasında sağlık personelinin ihmali, kastı söz konusu olur da yanlış veya eksik bir tıbbi uygulama sonucu hastalığınız ağırlaşırsa, sakat kalırsanız veya daha da kötüsü çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybederseniz büyük ihtimalle bunun sağlık personelinin ihmali veya kastı sonucu oluştuğu size açıklanmayacaktır. Ancak yaptığı işin hayati önemini kavrayamayarak kendisine emanet edilen hastaların tedavilerinde umursamazlıkları, ağır ihmalleri bulunan sağlık personeline (bu tanıma doktor, diş hekimi, hemşire, hasta bakıcı v.s tüm sağlık personeli girmektedir) karşı birçok hukuki yaptırımın da söz konusu olduğunu unutmamak gerekir" diye konuştu.

Başta doktorlar olmak üzere sağlık personelinin kasıt veya ihmalinden kaynaklanan mağduriyetlerde kullanabilecek pek çok hukuki imkan olduğunu kaydeden Sarıca, meslek kuruluşuna şikayette bulunulabileceğini, maddi-manevi tazminat davası ve ceza davası açılabileceğini söyledi. Sarıca şu bilgileri verdi:

"Tabip odasına ihmali, kastı bulunan sağlık personeli hakkında şikayet başvurusunda bulunarak ihmali veya kastı belirlenen sağlık personeline meslekten çıkarmaya kadar varabilecek disiplin yaptırımları uygulanmaktadır. Maddi tazminat davası ile tedavi ve ilaç masraflarınızı, yeni ameliyatlarınızın masraflarını, yaşamınızın kalan kısmında elde edeceğiniz gelirde oluşacak azalmayı (burada ortalama insan ömrü esas alınmaktadır), yani neredeyse tüm maddi kayıplarınızı talep edebilirsiniz. Örneğin bir sanatçıysanız vücudunuzda meydana gelecek deformasyon veya futbolcuysanız dizinizde oluşacak hasar gibi mesleğinizi etkileyen hususlar açılacak davada özellikle dikkate alınır. Manevi tazminat davası ile de çektiğiniz acılar, yaşam isteğinizdeki azalma ve sair manevi sebeplerle tazminat isteminde bulunabilirsiniz. Eğer hasta öldü ise yakınları da maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir."

PEKİ DAVAYI KİME KARŞI AÇACAKSINIZ?

Avukat Alper Sarıca, "Sağlık personelinin ihmali veya kastı sonucu zararınıza sebebiyet veren tıbbi müdahale özel bir hastanede yapılmışsa, açılacak davada muhatabınız tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personelidir. Ayrıca belirli durumlarda özel hastanenin de sorumluluğu söz konusu olacaktır" diye konuştu. Sarıca, Yargıtay'ın çoğu kararında özel hastanelerde gerçekleştirilen tıbbi müdahalelerde kusur açısından "hafif kusuru" yeterli bulduğunun da altını çizdi.

Tıbbi uygulama devlet hastanesinde (Belediye, üniversite, askeri hastaneler de aynı niteliktedir) yapılmışsa idari yargı yoluna giderek, Sağlık Bakanlığı'nın muhatap alınması gerektiğini ifade eden Sarıca, sağlık personelinin kişisel kusuru varsa, kamu görevini yerine getirmemişse veya bu sırada gerekli özeni göstermemişse davanın doğrudan personel aleyhine açılması gerektiğini söyledi. Konunun kapsamının ne derece geniş olduğunun bilinmesi için mahkeme kararlarından bir de örnek veren Sarıca, "hastaya en az komplikasyonu olan ithal aşı yerine daha ucuz ancak riski çok daha yüksek olan yerli kuduz aşısının uygulanması ve bunun sonucunda hastanın komplikasyon nedeniyle ölümünde zararın davalı idarece tazminine ilişkin kararın Danıştay'ca da onandığını ve burada idarece tedavi sırasında masraftan kaçınmak istenmesinin yaşama hakkı ve sosyal devlet ilkesi karşısında yeterli sebep olarak görülmediğini" söyledi.

Avukat Sarıca, şikayet yoluyla yanlış veya eksik tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personelinin cezai sorumluluğuna da gidilebileceğini ve ceza mahkemesinde taksirle yaralama/adam öldürme gibi suçlarla dahi yargılanabilecek olan sağlık personelinin suçu sabit görülürse cezalandırılacağını belirtti.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 13:37

İLGİLİ HABERLER