Gündem
  • 17.3.2021 21:47

"Erdoğan benden korkuyor" diyen Kılıçdaroğlu'na AK Parti'den sert cevap

"Erdoğan benden korkuyor" diyerek kendini nimetten sayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na AK Parti'den tokat gibi bir cevap geldi. Kılıçdaroğlu'nun kaset operasyonuyla CHP'nin başına geçtiğini hatırlatan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Ne işi var Sayın Erdoğan'ın, operasyonla genel başkan olmuş bir kişiyle? Konu korkmak değil, konu denklik meselesidir" dedi. Kılıçdaroğlu'nun halen partisindeki taciz ve tecavüz skandallarına sessiz kaldığını anımsatan Turan, "Sayın Kılıçdaroğlu istiyorsa, ben hazırım, gelsin, istediği gün, istediği saatte, istediği televizyonda, hatta istiyorsa CHP Genel Merkezinde, istediği gazetecilerle beraber, bu daveti göğüslüyorum, karşılamak istiyorum" diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Çanakkale Zaferi'nin yarın kutlanacağını belirterek, "Çanakkale ruhu bir asrı aşkın bir zamandır Anadolu'ya rehber olma niteliğini sürdürüyor." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partisinin grup toplantısında, "Erdoğan benden korkuyor" diyerek hayatının en kötü esprisini yaptığını vurgulayan Turan, kendileri gibi CHP'li milletvekillerinin de buna tebessüm ettiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, demokrasiyle beraber şeffaf bir hayat sürdürdüğünü ve Türkiye'de seçilmiş en kıymetli insanlardan biri olduğunu dile getiren Turan, "Ancak Sayın Kılıçdaroğlu, bir gecelik kaset operasyonuyla CHP gibi tarihi bir partinin başına geçerek genel başkan oldu. Ne işi var Sayın Erdoğan'ın, operasyonla genel başkan olmuş bir kişiyle? Konu korkmak değil, konu denklik meselesidir." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'de "olmaz" denen birçok şeyi başardığına işaret eden Turan, "Darbenin durdurulmasında en büyük payın sahibi olan kişiyle, darbeden kaçan, korkan bir kişinin karşılıklı olarak ne işi var televizyonda?" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun iddiasının anlamsız olduğunu ifade eden Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Madem Sayın Kılıçdaroğlu bu kadar hevesli, AK Partililerle, Genel Başkanımızla karşılıklı tartışmaktan bu kadar kendince ümitli, ben huzurlarınızda bu çağrıyı yapıyorum. Bırakın dünya lideri Erdoğan ile Kılıçdaroğlu'na bir arada tartışma imkanı vermeyi. Sayın Kılıçdaroğlu istiyorsa, ben hazırım, gelsin, istediği gün, istediği saatte, istediği televizyonda, hatta istiyorsa CHP Genel Merkezinde, istediği gazetecilerle beraber, bu daveti göğüslüyorum, karşılamak istiyorum. Gelelim bir araya ve soralım Kılıçdaroğlu'na, hala partinizdeki tacize tecavüze sessiz kalacak mısınız? Çıkalım televizyona ve soralım Kılıçdaroğlu'na, hala 'PYD, komşumuz olsun. PYD terör örgütü değildir' diyor musunuz? Denizli milletvekiline neden sahip çıkmadınız, neden istifa ettirdiniz? Hala 'Atatürk demem, Mustafa Kemal derim' diyen il başkanlarına sahip çıkmaya devam edecek misiniz?"

Bu üslubun Türkiye'nin ana muhalefet liderine yakışmadığını kaydeden Turan, Kılıçdaroğlu'nu daha sağduyulu bir dile davet etti.

"Biz Anayasa'da öngörülen sürecin şahitleri olduk"

TBMM Genel Kurulunda, HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşmesine ilişkin Turan, "Sayın Gergerlioğlu ile ilgili bugün yapılan işlem ne oylamadır ne karardır ne de benzer hüküm doğuran bir ifadedir. Bugün Meclis Başkanvekilimizin okumuş olduğu karar, Anayasa, iç tüzük gereği mahkemenin verdiği kararın okunmasıdır. Biz, oylama yapmadık. Biz, karar vermedik. Biz, Anayasa'da öngörülen sürecin şahitleri olduk." ifadesini kullandı.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin, Gergerlioğlu'na "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onadığını hatırlatan Turan, "Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını kullanarak, tedbir kararı istemiş. Yani, Anayasa Mahkemesi'ne 'Meclis'te okunmasın bu karar' demiş. Fakat Anayasa Mahkemesi tedbir kararını da reddetmiş. Sayın Meclis Başkanı'na bu kararı okumaktan başka hiçbir yol kalmamış. O yüzden bugünkü Genel Kurul'da demokrasiye, adaba aykırı tavır ve davranışlar hiçbirimizin hak etmediği davranışlardı." diye konuştu.

Bugün Meclisin çalışamadığına dikkati çeken Turan, "Ne olursa olsun, usulü olan bir işlemin karşılığında tepkinin böyle olmaması lazım." dedi.

Kürsüye çıkanı konuşturmayan, hakaret eden bir tarzın hiç kimseye faydası olmadığını belirten Turan, "Kandil'e karşı süt dökmüş kedi gibi olanların, milletin Meclisinde milletin vekillerine aslanmış gibi numara yapmasını milletin takdirine bırakıyorum." görüşünü dile getirdi.

"Bu hükmün gereğini, Meclis Başkanlığı başta olmak üzere tüm ilgililer yapacaktır"

Açıklamalarının ardından Turan, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. TBMM Genel Kurulu'nda oturma eylemi devam ederse, nasıl bir işlem uygulanacağının sorulması üzerine Turan, Türkiye'nin dünyadaki en köklü parlamentolardan birine sahip olduğunu söyledi.

Bugün yapılan işlemden sonra Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düştüğünü ve Genel Kurul'da olma hakkının kalmadığını vurgulayan Turan, "HDP'nin içerisinde az sayıda olduğunu düşündüğüm, daha makul davranan, mevzuata, yasalara uyacağını düşündüğüm insanların gerekli tedbirleri alacağını, makulleşilen bir sürecin yaşanacağını, Meclisimizin kaldığı yerden çalışmalarına devam edeceğini öngörüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun da milletvekilliğinin düşürüldüğünü hatırlatan Turan, Berberoğlu'nun bu tarz bir eyleme, görüntüye sebebiyet vermeden ilgili yerlerde itirazını yaparak, Anayasa Mahkemesi kararının doğrultusunda tekrar vekilliğini kazandığını anlattı.

Mahkemelerin istenilen kararı verince "iyi", istenmeyen kararı verince "kötü" yaklaşımının doğru olmadığını belirten Turan, "Önümüzde yasal bir durum var. Kesin hüküm var. Bu hükmün gereğini de Meclis Başkanlığı başta olmak üzere tüm ilgililer yapacaktır. Bu konunun da en kısa süre içerisinde makul bir zemine oturacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.

"HDP iradesini milletten alıp, Kandil'e satan bir hale geldi"

TBMM Genel Kurulunda, Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşmesinin ardından HDP'li milletvekillerinin, AK Partili milletvekillerine yönelik tepkisinin sorulması üzerine Turan, şöyle devam etti:

"O görüntüleri hiçbir AK Parti milletvekilimiz hak etmiyor. Bırakın AK Parti'yi, Türkiye'nin hiçbir ferdi hak etmiyor. Türkiye'de darbenin karşısında en çok duran parti, AK Parti'dir. Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi için en çok bedel ödeyen parti, AK Parti'dir. Kendi genel başkanının hapse girmesinden, milletvekilliğinin engellenmesinden, parti kapatma davalarına konu olmasından başlayın da birçok konuda demokrasinin ülkemizde güçlenmesi için adımlar atmıştır. O gün orada yargı kararını okuyan ilgili Meclis Başkanvekiline laf atmayıp, ki atmamaları lazım, mahkeme kararına laf atmayıp, ki atmamaları lazım, dönüp sadece AK Parti'ye hakaret eden ifadeler kullanmalarını milletimizin takdirine bırakıyorum. İstediğini yapsınlar. Bu millet kimin terörle beraber yol yürüdüğünü, kimin terörü durdurmak için büyük adımlar attığını görüyor. HDP'nin anketlerde, toplumda karşılığına baktığımızda, kendisine uzatılan barış güvercini yaklaşımının ne kadar itildiğini, saz çalan adamlardan, silah kullanan adamlara nasıl evrildiğini herkes görüyor. Keşke bu süreç iyi değerlendirilseydi."

HDP seçmeninin, milletvekillerine "terörle iş yapın" diye oy vermediğini kaydeden Turan, "Türkiye'de 83 milyon azizdir, eşittir, beraberdir. Bir partiye oy verdiği için bir kişiye kızılmaz. Biz, buna sitem etmiyoruz ancak 6 milyon insan HDP'ye oy verirken, 'terörle aranıza mesafe koymayın' diye vermedi. 'Atamalarınızı, konuşmalarınızı Kandil hazırlasın' diye vermedi. Aksine 'Türkiye'de demokrasiyi güçlendirin, haklarımızı, kimliğimizi koruyun kollayın' diye oy verdi. Ama HDP, iradesini milletten alıp, Kandil'e satan bir hale geldi" diye konuştu.


 

Güncellenme Tarihi : 17.3.2021 20:48

İLGİLİ HABERLER