Gündem
  • 5.5.2013 18:00

Erdoğan : Bunun hesabını vereceksin

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Birbirimize olan sadakatimiz tartışılmaz olmalı. Aramıza sokulmaya çalışılan nifaklara rağmen bir olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacağız" dedi.

Çocukların feryadı arşı inletirken, biz susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşşar Esed, vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına göstermediğin cesareti, ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin.

Allah izin verirse bu caninin bu katilin dünyada hesaba çekildiğini görecek ve bundan dolayı da hamd edeceğiz. Yaşananlar, tahammül sınırlarını zorlar bir hale gelmiştir. Uluslararası camia, Suriye konusunda halen beklenen adımları atmamıştır. Suriye'de bugüne kadar hayatını kaybedenler, yüzbine doğru yaklaşıyor
Suriye'de Şam'da bu caniyle, bu katille fotoğraf çektiren CHP, buyursun Banyas'taki katliamı açıklasın. Ey CHP, işte siz busunuz.


Siz sadece Edirne'nin sadece Iğdır'ın, Hakkari'nin, Van'ın sorumluluğunu taşımıyorsunuz. Siz Bakü'nün, Lefkoşe'nin, Kabil'in, Saraybosna'nın sorumluluğunu üzerinizde taşıyorsunuz. Bizim üzerimizde Bağdat'ın, Erbil'in, Gazze'nin, Kudüs'ün, Hama'nın, Humus'un sorumluluğu var.


     
     Başbakan Erdoğan, kampta 2 gün boyunca verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, ilk gün ekonomi, dış politika, yeni anayasa ve başkanlık konusunda sunumlar gerçekleştirildiğini, çözüm süreciyle ilgili de  karşılıklı sorulu cevaplı, güzel değerlendirmeler yapma fırsatını yakaladıklarını ifade etti.
     Bakanların, çözüm süreciyle ilgili yöneltilen 30 soruyu yanıtladığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
     "Arkadaşlarımız ülkemizin sorunlarını ilettiler, gündemdeki konuların derinlemesine istişaresini yaptılar. İki gün boyunca bu konuların yanı sıra bu buluşma özellikle bir arada ailelerimizin kaynaşması, milletvekilli arkadaşlarımızın çok daha sıcak ortamda kaynaşmasına vesile oldu. Yola çıkarken şunu söyledik; biz geleceğe istişare ederek yürüyeceğiz."
     Siyasetin milletle gönül irtibatını kurma sanatı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
     "Milletle irtibatını koparmış bir siyasetin, böyle bir siyasi anlayışın başarılı olması, hizmet üretebilmesi asla mümkün değildir. Geriye dönüp bakın, tarihin tozlu sayfalarını karıştırın, kurulmuş, faaliyet göstermiş kimi zaman zorbalıkla iktidara gelmiş, bugün hatırlanmayan, bugün esamesi okunmayan nice siyasi parti, siyasetçi göreceksiniz. Aynı tarih içinde gönüllere taht kurmuş, kendisine milletin gönlünde müstesna yer edinmiş, kısa süre, uzun süre hizmet etmesine rağmen isimleri unutulmamış, unutulmayacak nice siyasetçilere rastlanır. Merhum Adnan Menderes işte onlardan bir tanesidir. Turgut özal işte onlardan bir tanesidir. Aynı şekilde Prof. Dr. Necmettin Erbakan, işte onlardan bir tanesidir. Şunu asla aklımızdan çıkarmayalım. Onları tarihe altın harflerle yazan, milletle kurdukları irtibattır, gönül bağıdır."
    
     -"Tarih olmayı değil tarih yapmayı tercih ettik"-
    
     Neşet Ertaş'ın "Dost elinden gel olmazsa varılmaz/Rızasız bahçenin gülü verilmez/Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez/ Gönülden gönüle gidilir, yol gizli gizli" dizelerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
     "İşte mesele budur. Kim olduğunuz önemli değildir. Nereden geldiğiniz, nereye gittiğiniz önemli değil. Hangi makamlarda ne kadar oturduğunuz o da önemli değildir. Milletten aldığınızı millete veremiyorsanız, kat be kat fazlasını üretmiyorsanız, milletle gönül bağınızı tesis edemiyorsanız çok açık söylüyorum, beyhude nefes almış olursunuz. Hepimiz topraktan geldik, hepimiz toprağa döneceğiz ama bir topraktan gelip toprağa dönenler vardır bir de topraktan aldığını milletine eser haline getirerek toprağa dönenler vardır. Denklem son derece açık. Ya tarih yapacaksınız ya da tarih olup gideceksiniz. Ya toprağa eserler bırakıp gideceksiniz ya da toprağa toprak olarak gideceksiniz. Bütün bu kadroyla, bu salonun içindeki ve salonun dışındaki o büyük kadroyu tarih olmayı değil tarih yapmayı tercih ettik."
     Erdoğan, "Biz toprağa özellikle bu vatan topraklarına eserler bırakarak, silinmeyecek mühürler bırakarak toprak olmayı tercih ettik. Sık sık çınar benzetmesini yapıyorum. Çınarın toprakla teması kesilirse en küçük rüzgarda devrilir toprak olur gider. Hiç kimse hatırlamaz.
     İşte biz de milletin içinden çıkarak başlamış olduğumuz bu yolculukta, milletimizle irtibatı en güçlü şekilde muhafaza ederek yürüdüğümüz bu yolda, milletimizle irtibatı daha da güçlendirerek, onun değerlerine sıkı sıkı sarılarak geleceğe ilerleyecek, istikbale koşacağız" şeklinde konuştu.
    
     -"4 kavram üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor"-
    
     Dört "Es" veya dört "S" üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Bir sabır, iki sebat, üç sadakat, dört sorumluluk. Öncelikle sabrımız olacak. Zafer sabrın arkasından gelir. Sebep netice ilişkisinde, bu ikili vardır. Hangi işe kolları sıvıyorsak, hangi yola çıkıyorsanız sabır yanı başımızda ayrılmaz bir azık olacak. İki davaya, hareketimize sebat olacak. Saldırılar karşısında, olumsuzluklar karşısında tezgahlar ve tuzaklar karşısında eğilmeyecek, sebat içinde olacağız. Üçüncüsü sadakat olacak. Davaya tam sadakat içerisinde olacağız. Harekete tam sadakat içerisinde olacağız. Birbirimize olan sadakatimiz tartışılmaz olmalı. Aramıza sokulmaya çalışılan nifaklara rağmen bir olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacağız" şeklinde konuştu.
     Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
     "Unutmayın biz öyle bir rehberin, öyle bir önderin ümmetiyiz ki, o önder, o peygamber, 'bir elime güneşi, bir elime ayı koysalar, beni bu davadan vazgeçiremezsiniz' diyerek yoluna devam ediyordu. Hem yetimdi hem öksüzdü. Öyleyse istişare edeceğiz. Birbirimizi uyaracağız. Sapmalara karşı hep uyanık olacağız. Aynı zamanda birbirimize karşı tam bir sadakat içinde olacağız. Dördüncüsü sorumluluk olacak. Herkes milletin omuzlarına yüklediği sorumluluğun farkında olacak. Hiçbir zaman da unutmayacak, onun bilincinde olacak. Salonun içindeki ve dışındaki her bir gönül eri, erdemliler hareketi demiştik. Her erdemli kardeşim, AK Parti mensubu, tarihin, medeniyetin milli ve manevi değerlerin üzerimize yüklediği sorumluluğun şuurunda olacak."
    
 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:38

İLGİLİ HABERLER