Gündem
  • 20.12.2009 13:54

PKK’YI YÜZBAŞI SAVCI ESAT OKTAY YILDIRAN GÜÇLENDİRDİ

Canip Yıldırım, 1950’lerden beri siyasetin içinde olan bir Kürt aydını. Onunla PKK, DTP, demokratik açılım konularını ele aldık. Yıldırım “PKK’yı bu hale getiren 12 Eylül, o dönemde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar ve Yüzbaşı Savcı Esat Oktay Yıldıran gibi görevlilerdir” diyor.

CANİP YILDIRIM KİMDİR? 

Canip Yıldırım 85 yaşında. Eski bir hukukçu. Demokrat Parti ve TİP’te Kürtlerin sorunlarına çözüm aradı. Yurt gazetesinin yönetiminde yer aldı. DEP ve HEP’in kuruluşuna destek verdi. Sosyalist bir aydın olan Yıldırım, Kürtlerle ilgili demokratik çözüm arayışlarını savunuyor. 2005 yılında, Orhan Miroğlu’nun Canip Yıldırım’la yaptığı nehir söyleşi kitabı Hevsel Bahçesinde Bir Dut Ağacı, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Ankara’da ikamet eden Yıldırım’la, DTP’nin kapatılması ve Kürt hareketi hakkında konuştuk

 

• Kürtlük temelli siyasi hareketin temel özellikleri nelerdir?
Ben hep demokratik mücadeleye inandım. CHP, hiçbir zaman Kürtlere iyi gözle bakmamıştır. O nedenle Demokrat Parti’nin yanında yer aldık. TİP kurulunca da orada siyaset yaptık. Halk kitlelerinin devletle, orduyla mücadele etmesi aklın mantığın alacağı şey değil. Fakir köylü, yoksul esnaf silahlı mücadele yapamaz.
• Fakat 25 yıldır PKK var?
Devlet, bu ülkeyi yöneten insanlar, çatışmaya neden olan hatayı biraz da kendinde aramalıdır. Latincede ‘Mea culpa’ yani ‘hata benim’ diye bir tabir vardır. Devlet sorumluluk makamıdır. Bu, İslam’ın devlet geleneğinde de böyledir.
CHP KÜRTLERE UZAKTIR
• PKK masum bir izci topluluğuymuş gibi konuştunuz.
Hayır, öyle demiyorum. 5 numaralı Diyarbakır Cezaevi’nde, 12 Eylül döneminde, Yüzbaşı Savcı Esat Oktay Yıldıran’ın yaptığı işkenceler PKK hareketini başlattı. Yıldıran, Kürt mahkumlara dışkı yedirdi. Ağır işkence ve zulümler yaptı. Köpeğine tekmil verdirdi. Cinsel işkenceler yaptı, cop uygulattı... Ve oradan çıkanların hepsi dağa gitti.
• CHP’nin Kürtlere yaklaşımını neden eleştiriyorsunuz?
CHP, tek parti sisteminin kurumudur, hâlâ genel olarak millete, özelde de Kürtlere mesafelidir. Kürt halkının acısıyla zerre kadar ilgilenmez. 1937’de Dersim’de ölenler de bugün Doğuda ölenler de CHP’nin umurunda değil.
• Ergenekon Operasyonu’yla derin devlet tasfiye edilmiyor mu?
Bu dava gösterdi ki Türkiye sivil-asker bürokrasinin devletidir. Onun nazarında milletin, vatandaşın değeri yoktur. ‘Türkiye’de yalnızca Türkler vardır’ der, ‘Türk olmayan varsa bile onlar Türk olmak mecburiyetindedir.’ Generallikten milletvekilliğine geçen İsmail Hakkı Talay mesela, hem Kürt hem Alevi’ydi. Kimliğini inkar ederek orduda yer aldı. Meşhurdur, ‘Bir yerde Kürtler ve Alevilerden bahsedildiği zaman ben hâlâ kızarırım, utanırım’ diyor.
ONLARCA PARTİ KAPATILDI
• DTP’nin kapatılmasıyla başlayan sürecin devamında neler olacak sizce?
Tepkilerin büyüyeceğini sanmıyorum. Bugüne dek onlarca parti kapatıldı. Ben şunu söylüyorum. Türk’ün ve Kürt’ün evi yan yanadır. Birbirinden kız alıp kız verirler. Mezarlarımız yan yanadır. Gazilerimiz, şehitlerimiz birdir. Türkülerimiz, düğünlerimiz, ağıtlarımız birdir. Hiçbir örgüt, hiçbir parti tek başına bu dertleri çözemez. Devletin çözüm için öncülük etmesi gerekir.
PKK da dağdan inmek istiyor
• PKK’nın misyonu, fonksiyonu nedir?
PKK kendisi demokratik olmadığı halde, Türkiye’deki demokratik süreçlere katkı sağlamıştır. Acı ama gerçek bu. Kürt olmak adeta yasaktı. Bu durumun aşılması için birileri 25 senedir dağda. Türk kökenli devrimciler de Kürt hareketine destek verdi. Misal, sosyolog İsmail Beşikçi. Kurban olayım ben öyle Türk’e. Çorumludur. 16 sene hapis yattı, melek gibi bir adam. Ben Türk halkını da seviyorum.
• O halde çatışmanın bitmesi...
Bunu kim istemez? PKK da dağdan inmeyi istiyor! O mağaralarda, soğukta, aç bilaç yaşıyorlar. Dağda çocuklar bile var. Oradaki hayat bir cehennem hayatıdır. Asker ile dağdakiler aslında kardeşler.
• DTP kapatıldı. Ne düşünüyor, ne hissediyorsunuz?
DTP’nin kapatılması Kürt hareketini zayıflatmaz. Aksine daha da güçlendirir. Asıl iş, Kürt sorununun siyasi, demokratik zeminde tartışılması, çözülmesiydi. Şimdi bu zemin tahrip edildi.
• Tamam da, DTP’li vekiller ve belediye başkanları öyle şeyler söylediler ve yaptılar ki, PKK’nın sivil siyasi uzantısı olduklarını adeta haykırdılar. Bunlar demokratik siyasetle bağdaşıyor mu?
PKK iyi ki var demek olmaz. Kan dökülsün kimse istemez. Öte yandan, DTP’nin doğudaki oy oranı çok yüksek. Bu konuyla ilgili problemleri hep birlikte çözmek gerekirdi. Şimdi siyasi muhataba yasak getirildi. Ahmet Türk’ün oğlu, parti kapatıldığı gün askere gitti. Bu kadar iyi niyet olur.
Ak Parti bürokrasiyle gerilimden çekiniyor
• Kürtler, Aleviler ve Ermeniler başta olmak üzere, etnik ya da dinî azınlıkların bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de muazzam değişimler oldu. Aleviler tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar özgür ve rahat olmamıştır. İnsanlar Alevi olduklarını çekinmeden söylüyorlar. Ermeniler hakkında çok sayıda kitap yayınlanıyor, etkinlik yapılıyor. AK Parti iktidarının bu konulara yaklaşımı saygıdeğer. Öte yandan Derin Devlet ve bazı gruplar çatışmaların, zıtlaşmaların dinmesini istemiyor. Suikastlar, yasaklar sona ermiyor.
• Kürt açılımı olarak da anılan demokratik açılımı destekliyorsunuz, anladığım kadarıyla?
AK Parti’nin de burada yapacağı şeyler sınırlıdır. AK Parti, bürokrasiyle arasında gerilim olmasından çekinmektedir. DTP kapatılmadan önce az daha AK Parti’yi kapatıyorlardı.
• Devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapılması bazı Kürt milliyetçileri tarafından hoş karşılanmadı.
Kürtçe yayın, Kürt halkının devletle barışabilmesinin yoludur. Bazı Kürt aydınları bundan rahatsız olduysa da ben çok memnun oldum. Ben ağalar, varlıklı aileler gibi düşünmüyorum. Kürt meselesini, ezilen yoksul insanlar üzerinden anlamak lazım. Türkiye’deki sol harekete burjuvalar nasıl karşıysa, Doğudaki ağalar da Kürt hareketine karşıdır.
PKK vergi isteyince Avrupalı Kürtler örgüte cephe aldı
• Türk bayrağının sökülüp yere atılması, bir defasında Türk bayrağı taşıyan birinin taşlanması, Türk bayrağı yakılması gibi şeyler de yapıldı. Bunlar büyük aşırılıklar değil mi?
Bayrak atma gibi hareketler DTP’nin işi değildir. Ben bunların hepsinin provokasyon olduğunu, çok yanlış olduğunu düşünüyorum. DTP silahlı örgüt değildi. PKK da devleti yıkacak ya da bölecek bir güç değildir.
OLAN YOKSULA OLUYOR
• Abdullah Öcalan’a Kürtlerin itibar etmesinin sebebi ne?
Kürt çocukları bir asker cipi gördükleri zaman seviniyor, heyecanlanıyordu. Şimdi devletle savaşıyorlar! 25 senedir devletle mücadele eden parasız, pulsuz, cahil bir Kürt halktı oluştu. Abdullah
Öcalan’dan başka Kürtlerle yakın ilişki kuran olmamıştır. Devlet adamlarımız, ‘Kürtler bizi bölecek’ paranoyasına kapılmıştır. Öcalan, devletin yaptığı hataların ortaya çıkardığı bir lider. Kürtlerin PKK’ya itibar etmeleri dertleriyle ilgilidir.
• Muhalif Kürtler, PKK’yı ve Öcalan’ı yürekten seviyorlar mı? Hiçbir tereddüt ve eleştirileri yok mu?
Almanya, Fransa, Belçika, İspanya... Nerede Kürt varsa PKK oradaki Kürt asıllı işçilerden vergi alır. Birçok Kürt kökenli vatandaş, bundan ötürü PKK’ya cephe almıştır. Esasen PKK’nın Türkiye’ye kafa tutacak gücü yoktur. Olan dağdaki çocuklara, ordudaki askerlere, yoksul köylülere oluyor.
• İyi niyetle soruyorum: Silah, dağ Kürt hareketinin kurtulamadığı bir alışkanlık haline gelmiş olabilir mi?
Bunu da göz önünde  tutmak lazım. İlginç bir husus. Bence her iki taraf için de sorun psikiyatrik.
Bir yanda paranoya, öbür yanda korku ve depresyon var. Sonra bu hastalıklar karşılıklı bulaşıyor. Öte yandan DTP bu çemberden kurtulma niyetiyle kurulmuştu.
Aybar: ‘Canip Bey bu ne?’
Canip Yıldırım: ‘Seccade’
• Türk-Kürt arasında bir de din kardeşliği var. Kürtçü hareketler bu ortak paydayı gözetmiyor pek, neden?
Kürt hareketi sosyalist bir hareket. Devlet de laik. Dolayısıyla İslamiyet vurgusunu, Bediüzzaman Said-i Nursi’nin talebesi Fethullah Gülen yapıyor. Din kardeşliği, etnik ayrımcılığa son verebilir halbuki. Said-i Nursi de Kürt olduğu halde, dini ortak payda görür.
• TİP’te Mehmet Ali Aybar, Sadun Aren gibi önemli kişilerle  bir aradaydınız. Onlarla ilişkiniz nasıldı?
Aybar bizim saygı duyduğumuz, çok sevdiğimiz bir insandı. Aybar, Diyarbakır’a geldi, havaalanından aldık. Parti merkezinde bir seccade gördü. Bana dedi ki ‘Canip Bey bu ne?’ Dedim ‘Seccade.’ Dedi ‘Ne oluyor Canip Bey burada?’ Dedim ki ‘Partimizin kurucularından biri Çarkçı Mehmet dostumuz namaz kılıyor, bu seccade onundur.’ TİP, ultra entelektüel bir partiydi. Sadun Aren siyasal bilgilerde çok saygın bir  hocaydı. İşçi liderlerimiz de çok vasıflıydı.

 

(MURAT MENTEŞ-STAR GAZETE)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 13:22

İLGİLİ HABERLER