Sağlık
  • 22.2.2002 12:09

HER GÜN 30 DAKİKALIK YÜRÜYÜŞ KALBİ KORUYOR

KAYNAK : Haber Vitrini BURSA- Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişinin yüksek kalp damar riski grubunda olduğu bildirildi. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Altan Onat, hastalıktan korunmanın yolunun egzersizden geçtiğini belirterek, "Türkiye''de 35 yaş üstü grubundan 7 milyon kişi kalp-damar riski taşıyor. Bu bireylerden 2 milyonu kalp-damar hastası. Kalp hastalıklarından korunmak için günde 30 dakika yürüyüş yapın, düzenli egzersizler deneyin" dedi. 30 DAKİKA YETERLİ Prof. Onat, gerek kalp-damar hastalığında gerekse felce tutulma olasılığını azaltmak amacıyla sürekli biçimde uygulanan hafif ile orta dereceli bedeni etkinliğin yeterli olduğunu söyledi. Fizik aktivitede orta dereceden fazla bir düzeye çıkmanın ek bir yarar sağladığına ilişkin bir ipucu olmadığına dikkat çeken Onat, "'Yürüyüş, bahçe işi ve boş zamanlarını doldurmak üzere evde kendi kendine yapılacak hobi tarzındaki bedeni uğraşılar, her gün ya da günaşırı yapıldığında ölüm riskini azaltır. ABD'de uzmanlarca hazırlanan son kılavuzda her gün ya da haftanın çoğu günlerinde en az 30 dakikalık ılımlı fiziki aktivite önerilmektedir. Bedeni hareketlilik, kalp-damar hastalıklarında risk faktörü olan kan basıncını azaltır, şeker hastalığı eğilimini düzeltir, kandaki kolesterol düzeyinin düşmesine katkı sağlar, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan fibrinojen düzeyini ve şişmanlığı azaltır" dedi. ALIŞKANLIK HALİNE GELMELİ Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Altan Onat, orta ve ileri yaştakilerin yüksek risk grubuna girip girmediklerini öğrenmek için hekime başvurmalarını tavsiye ederek, "Yüksek risklilerin sigara kullanımı dahil yaşam tarzı değişikliklerini benimsemeleri, sağlıkları için son derece isabetli olur. Önlemlerin önemli bir öğesi de bedeni hareketliliktir. Bedeni hareketliliği bir alışkanlık olarak hayat tarzımıza yerleştirelim. Kalbimiz için yürüyelim" diye konuştu. YALNIZLIK KALP KRİZİ NEDENİ Yapılan bir araştırmaya göre, sosyal açıdan yalnızlığın ve fakirliğin, kalp hastalığı riskini artırdığı, yalnız yaşayan kalp hastalarının daha sık tekrarlayıcı kalp krizi geçirdiği ortaya çıktı. Duke Üniversitesi Davranışsal Tıp Araştırmaları Merkezi Yöneticisi Redford Williams'a göre, sosyal açıdan yalnız olmak ve düşük sosyo-ekonomik statü, kişinin kalp hastalığı riskini artırıyor. Yalnız yaşayan kalp krizi hastaları, yalnız yaşamayanlara göre bir buçuk kez daha fazla tekrarlayıcı bir kalp krizi riskini taşıyor. Çok yalnız olan, evli olmayan, arkadaşı bulunmayan hastaların yarısı, hastaneye yatışlarından sonra altı ay içinde yaşamlarını yitiriyor. Gelir düzeyi düştükçe, kriz sonrası yaşamı sürdürme olasılığı da düşüyor. Türk Psikologlar Derneği bülteninde "Kalp Krizinden Sonraki Psikolojik Yardım" konusundaki araştırmalara yer verildi. Amerika'da yapılan araştırmalara göre, kalp krizi geçirmek, krizi geçiren kişi için yolun sonu olarak algılanıyor, bu da hastalığın tedavisinde olumsuz etki yapıyor. Buna karşılık araştırmalar, kalp krizinden sonra grup pkikoterapisine giren hastaların psikolojik sağlığının, iyileşmelerinin ilk üç yılında gittikçe düzeldiğini, ölümle sonuçlanan yeni bir kriz olasılığının da düşürüldüğünü ortaya koyuyor. Yedi hafta boyunca haftada iki saatlik bir psikolojik danışma süresi, kalp hastalarının yeniden hastaneye dönme olasılığını yüzde 60 azaltıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:30

İLGİLİ HABERLER