İzmir'de, 20 günlükken tedavisi sırasında Kızılay'ın verdiği kanla HIV taşıyıcısı olan Y.O'nun, hukuk savaşında bir dava daha sonuçlandı.
Ancak, daha önce Kızılay aleyhine açtıkları davada, kurumu yasal faiziyle 52 milyar lira tazminata mahkum ettiren aile, Sağlık Bakanlığı aleyhine açtıkları davada ''haklı bulunmalarına'' karşın, bu kez tazminat alamayacakları yönündeki kararla karşılaştı.
Aile adına avukat Mehmet Emin Keleş tarafından Sağlık Bakanlığı'nın ''denetleme ve kontrol görevini yapmayarak hizmet kusuru işlediği'' iddiasıyla İzmir 4. İdare Mahkemesi'nde açılan dava, sonuçlandı.
Ailenin 7 yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesi sonucunda, mahkeme tarafından dava konusunda haklılıkları ortaya konulurken, tazminat istemlerinin yerinde bulunmadığına karar verildi.
''BAKANLIK KUSURLU''
Mahkeme heyeti, dava sonucunda kararında, daha önce ailenin Kızılay aleyhine İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı manevi tazminat davasına atıfta bulunarak, Kızılay'ın bu davada kusurlu bulunduğunu ve olaydaki sorumluluğunun tartışılamayacağını belirtti.
İdare olarak Sağlık Bakanlığı'nın da ''yürütülen hizmetin gereği azami dikkati göstermesi gerekirken, kontrol görevini eksik yerine getirdiği'' saptamasında bulunulan kararda, ailenin de ''manevi tazminatı gerektiren elem, üzüntü ve ıstırap duyduklarının açık olduğu'' vurgulandı.
''TAZMİNAT, ZENGİNLİĞE YOL AÇABİLİR''
Mahkeme heyeti tüm saptamalara karşın, ailenin ''30 milyar lira manevi tazminat talebinin'' ise uygun görülmediğine karar verdi.
Kararında manevi tazminatın, ''Herhangi bir eksilmeyi tamamlamaya yönelik olmadığı ve sadece manevi tatmin aracı olduğuna'' işaret eden mahkeme, ailenin duyduğu acı, elem ve ıstırap nedeniyle daha önce Kızılay'dan 52 milyar lira manevi tazminat alması yüzünden ikinci bir tazminatın amacı dışında zenginleşmeye yol açacağına hükmetti.
Y.O'nun ailesinin kararla ilgili Danıştay'a başvuracağı belirtildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:47
