Gündem
  • 24.5.2013 19:34

Kafa kıyak dolaşan bir nesil istemiyoruz

Alkole sınırlama getiren yasal düzenlemeye yönelik eleştirileri değerlendiren Erdoğan, muhalefet partilerine yüklenirken, "Bir devlet gençliğini, insanını tabii ki kötü alışkanlıklardan koruyacak. Biz bunu teşvik mi edelim? Gece gündüz böyle kafa kıyak dolaşan böyle bir nesil istemiyoruz" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldönümü yaklaşan 27 Mayıs 1960 darbesini hatırlatan Başbakan Erdoğan, CHP'nin tarihi boyunca, demokrasi dışı müdahalelerden rant sağlamaya çalıştığını ileri sürdü. Erdoğan şunları söyledi:

"27 Mayıs 1960'da milletin tercihi ile işbaşına gelmiş Demokrat Parti, antidemokratik bir müdahale ile iktidardan uzaklaştırıldı. Tartışmalı bir yargı sürecinin ardından da hükümetin başbakanı ile iki bakanı idam edildi. Demokrasimize dolayısı ile ülkemize ve milletimize yönelik bu karanlık müdahalenin 53'üncü seneyi devriyesinde Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'yu bir kez daha rahmetle yâd ediyoruz. Merhum Adnan Menderes ve arkadaşları iktidar mesuliyetini üstlendikleri 10 yıl boyunca Türkiye'ye çok büyük hizmetler yapmışlardı. Bunun ötesinde Menderes hükümeti meşruiyetini milleten alan, sırtını sadece millete dayayan, milletin belirlediği bir istikamette ilerleyen bir hükümet olarak dönemini aydınlattığı kadar, Türkiye'nin bu günlerine ve geleceğine de ışık tutmuştu. Menderes ve arkadaşlarının idamıyla aslında Türkiye'de halka, idarecilere ve siyasetçilere 'Çizgiyi aşmayın, çizgiyi aşanın hali böyle olur' mesajı verilmişti. 27 Mayıs'ı hatırlamak ve hatırlatmak son derece önemlidir. 27 Mayıs ruhu 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta tekrar tekrar hortlamıştır. 27 Mayıs ruhu AK Partinin iktidar olduğu son on buçuk yıl içinde defalarca hatırlatılmak istenmişti. Tek parti döneminin mirasını ve zihniyetinin üzerinde taşıyan CHP 53 yıl önce 27 Mayıs müdahalesine nasıl çanak tuttuysa, müdahalecileri nasıl alkışladıysa bugünde zaman zaman müdahalelere çanak tuttu, müdahaleler için zemin hazırlama gayreti içinde oldu. Kanlı bir takım eylemler tertip edildi, bedeli partimize ödetilmek istendi ve burada da muhalefet bu eylemlerin tertipçilerine kucak açtı. Onların avukatlığını üstelenecek kadar akıl ve vicdanı devre dışı bıraktı. Allahın izniyle, milletimizin desteğiyle tüm bu senaryoları, bu tertipleri, bu hukuksuzlukları aştık. Muhalefet maalesef şu anda çok büyük bir çaresizlik, çok büyük bir acziyet yaşıyor. Hiçbir konuda politika üretmiyorlar. Kendileri değişmiyorlar. Değişmek istemiyorlar. Türkiye'nin değişmemesi içinde ellerinden geleni yapıyorlar. 53 yıldır sadece olağanüstü durumlarda iktidar olabildiler. Müdahalelerden medet umuyorlardı, müdahale dönemlerini tamamen kapattık. Terörle, anarşiyle, provokasyonlarla siyasetin dizayn edilmesinden medet umuyorlar. Bu kapıları da kapattık. Muhalefet sandıkta yarışmayı, centilmence bir rekabeti, demokratik bir mücadeleyi bugün dahi içine sindiremiyor. Acziyet içinde, çaresiz bir ruh haliyle muhalefet Türkiye'yi bir kaosa sürüklemeyi, bu kaostan kendisi rant sağlamayı siyaset olarak tercih ediyor."

"KILIÇDAROĞLU'NU, AK PARTİ İÇİN BÜYÜK BİR TALİH OLARAK GÖRÜYORUZ"

Kılıçdaroğlu'nun CHP genel başkanlığı için yetersiz olduğunu savunan Erdoğan, bu durumun kendileri için bir şans olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"2010 yılında CHP'de bir kaset skandalı yaşandı. Dönemin genel başkanı gitti. Şu andaki genel başkan o makama getirildi. Daha o makama gelmeden CHP genel başkanı olmadan, mevcut genel başkanını evinde ziyaret etti. Evinden çıktığı andan itibaren yalan söylemeye ve çark etmeye başladı. Sordular 'Ben aday olmayacağım' dedi. Hemen arkasından ertesi gün ben adayım dedi ve genel başkan oldu. Kürsüye ilk kez çıktı, son derece seviyesiz, son derece kalitesiz bir dil ve üslupla hitap etmeye başladı. Ayaküstü defalarca maalesef yalan söyledi. Defalarca gaf yaptı. İki seçime girdi, birinde oy bile kullanamadı. Acemi dedik, tecrübesiz dedik, zamanla olgunlaşır, zamanla siyaseti öğrenir, genel başkanlığı öğrenir dedik. İnanın aradan 3 yıl geçti. CHP'nin bu yeni genel başkanı bir arpa boyu yol kat edemedi. Biz böyle bir aceminin CHP'nin başkanlık koltuğunda oturmasını AK Parti için her zaman büyük bir talih olarak görüyoruz."

"ESED'LE CHP HEYETİNİ GÖRÜŞTÜRENLER, REYHANLI OLAYININ PLANLAYICILARI"

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun AP Sosyalist grup başkanı Swoboda ile yaşadığı tartışmayı da ele alan Erdoğan, ana muhalefet partisinin içinde bulunduğu durumun içler acısı olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu'nun kendisi ile Esad'ı karşılaştırmasını da eleştiren Erdoğan, CHP'li heyetle Esad'ı görüştüren ekibin aynı zamanda Reyhanlı'daki patlamayla bağlantılı olduğunu savundu. Erdoğan şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin ana muhalefet partisinin Avrupa Parlamentosu'nda düştüğü içler acısı durum CHP kadar, CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim kadar bu ülkenin vatandaşları olarak bizi de üzmüş bizi de yaralamıştır. Rakibimizde olsa, muhalefet de olsa CHP'nin genel başkanı da olsa, Türkiye'nin bir siyasi partisinin bu hallere düşürülmüş olması üzüntü vericidir, inciticidir, yaralayıcıdır. Üç yıldır CHP genel başkanına nerde nasıl konuşacağını, ne konuşacağını, nasıl bir dil ve üslupla konuşacağını defalarca izah ettik. En son Avrupa Parlamentosunda kendi ülkesinin başbakanına ağza alınmayacak ifadeler kullandı ve hem gülünç hem de çok acıklı bir duruma düştü. CHP genel başkanının düştüğü durum o kadar vahim, o kadar acıklı ki dikkat edin Avrupa Parlamentosu Sosyalist grup başkanı bile bu ithamlara, bu hakaretlere tahammül edemiyor ve kendisini geri çeviriyor. Randevu vermiyor. Yurt dışına gidip kendi ülkesinin başbakanı için katil sıfatını kullanan birine nerede olursa olsun zavallı gözüyle bakılır. Bu zata sadece zavallı gözüyle bakmadılar. O zavallıyı son derece haklı olarak odalarının kapısından da geri çevirdiler. Çıkıyor son derece ahlaksızca Esed'le Erdoğan arasında ton farkı var diyor. Ama CHP'lilerin milletimizle çektirdiklerinden çok daha fazla Esed'le çekilmiş hatıra fotoğrafları var. CHP'nin milletvekilleri Diyarbakır'dan çok Şam'a gittiler, hatıra fotoğrafı çektirdiler ve Reyhanlı'daki olayların içerisine karışanların bunları alıp Esed'e götürdüklerine dair belgeler artık elimizde. Size elçilik edenler ne yazık ki reyhanlı olayının planlayıcıları. Şimdi bu genel başkan çıkıyor, utanmadan sıkılmadan, ahlaksızca ve terbiyesizce bizi Esed'le kıyaslıyor. Suriye meselesinde CHP'nin tavrı asla ve asla tarafsızlık değildir. CHP aleni şekilde utanmadan sıkılmadan gayrimeşru rejimin yanında yer almış, zalim bir diktatörün tarafını tutmuştur. Tarih boyunca nasıl her zaman zalimlerin, diktatörlerin yanında yer aldıysa, CHP bugünde diktatörlerin, zalimlerin yanında yer almış, aynı fotoğraf karesine girmiştir. CHP, Ak Parti ile sandıkta mücadele edemez ve edemeyecek. Çünkü bunların milletle en küçük bir irtibatları yok. Milletle irtibatı olmayanlar Silivri ile DHKP-C ile İşçi Parti'si ile bunlarda yetmezmiş gibi katil Esed'le, onun kanlı çeteleriyle irtibat kurarlar. Reyhanlı'daki acı hadiseyi nasıl kaşıdıklarına lütfen dikkat edin. Suçu örtmek, suçluları kollamak, hadiseyi çarpıtmak için ilk andan itibaren ellerinden geleni yaptılar. Reyhanlı hadisesi üzerinden kışkırtma oluşturmak, bu yolla Esed ve yandaşlarına imkân tanımak için canla başla mücadele diyorlar. Reyhanlılı, Hataylı kardeşlerimin, 76 milyon aziz milletimin; CHP'nin bu son derece tehlikeli oyunu karşısında sağduyulu olmalarını özellikle rica ediyorum."

"REYHANLI'DA TÜRKİYE'NİN BİRLİĞİ ADINA EN GÜZEL MESAJLARI VERECEĞİZ"

Yarın yapacağı Reyhanlı ziyaretini hatırlatan Başbakan Erdoğan, ilçede birlik adına mesajı vereceklerini belirterek, kışkırtmalar konusunda vatandaşları uyardı. Erdoğan şöyle konuştu:

"Reyhanlı'da maalesef saldırı engellenememiştir. Bunun da soruşturması zaten başbakanlık teftiş kurulu tarafından yapılıyor. Ancak güvenlik güçlerimiz ve istihbarat birimlerimizin çalışmaları sayesinde onlarca eylem gerçekleşmeden etkisiz hale getirilmiştir. Reyhanlı saldırısını yapanlar ve bu tertibin içinde yer alanlar tek tek tespit edilmiş, yakalanmış ve yargıya teslim edilmiştir. Güvenlik ve istihbarat birimlerimizi zarara uğratacak hiçbir sorumsuzluğa izin vermeyiz. Sosyal medya üzerinden sürdürülen psikolojik operasyonlara karşı da son derece dikkatliyiz. Muhalefetin özellikle mezhep temelli kışkırtmalarına asla ve asla pirim vermeyin. Zira biz bu ülkede Türkü'yle, Kürdü ile Lazıyla, Çerkez'iyle, Gürcüsüyle, Arabı'yla hepsiyle biriz, beraberiz. Dini noktada Sünni'si Alevi'si aklınıza ne gelirse hepsi ile beraber olacağız. Şuan Esed'in zulmünden kaçan muhacirlere benim Reyhanlı'daki kardeşlerim ensar görevini görmelidir. Onları bir suç unsuru olarak görmemelidir. Ve bu oyunun arkasında çok ciddi tehlikenin yattığını bilmelidirler. Şuanda oradaki Suriye'den gelmiş kardeşlerimiz eğer evlerinde korku içinde yaşıyorlarsa, oradaki evlerinden dışarı çıkamıyorlarsa burada başta şahsım olmak üzere, Reyhanlı'daki kardeşlerim de kendilerini şöyle bir masaya yatırmalıdırlar. Reyhanlı'ya inşallah arkadaşlarımla birlikte gideceğim. Başsağlığı ve geçmiş olsun temennilerimizi oradaki kardeşlerimize birebir yüz yüze ileteceğim. Reyhanlı ve Hatay'da inşallah Türkiye'nin birliği adına, dirliği adına, kardeşliği adına en güzel fotoğrafı en güzel mesajları vereceğiz."

"EKONOMİ 40'IN SAĞINA SOLUNA HAYALİ SIFIRLAR EKLEMEYE BENZEMEZ"

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin IMF borçlarının ödenmesi sonrasında, borçların arttığına yönelik açıklamalarına tepki gösteren Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:

"MHP genel başkanının dış seyahatmiş, uluslararası planda gidip görüşmeler yapmakmış filan böyle şeyleri pek o beceremez. Tarihinde kaç tane böyle ilişkisi vardır. Ben pek hatırlamıyorum. MHP genel başkanının mahcubiyet içinde susması gerekirken İMF borçları ve dış borçlar konularında pişkince tavırları dikkatimden kaçmadı. Bugün MHP'yi marjinal solun kuyruğuna takan MHP genel başkanı 1999- 2002 arasında da CHP'nin yavrusu DSP'nin kuyruğuna takılmış Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetmişti. Üç buçuk yılda Türkiye'nin İMF'ye olan borcunu 59 kat arttırdılar. Dürüst bir politikacı dürüst bir genel başkan bu oranlara bakıp Türkiye'nin dış borcu arttı diyemez. Eğer diyorsa ya dürüst değildir, ya da ekonomi cahilidir. Sayın Bahçeli ekonomi 40'ın sağına soluna hayali sıfırlar eklemeye benzemez."

"GECE GÜNDÜZ KAFA KIYAK DOLAŞAN BİR NESİL İSTEMİYORUZ"

Alkole sınırlama getiren yasal düzenlemeye yönelik eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, devletin gençliği koruma gibi bir görevi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün gece, sabah saat 7'ye kadar süren alkolle, tütünle, uyuşturucu vs bunlarla ilgili bir yasal düzenleme yaptık. Bu yasal düzenlemeyle ilgili MHP'nin desteği vardı. CHP'nin ise kösteği vardı. "Siz Türkiye'de alkolü yasaklıyorsunuz' diyorlar. Biz Türkiye'de alkolü yasaklamıyoruz. Anayasanın 58'inci maddesinin gereğini yapıyoruz. Ve bunu yaparken de diyoruz ki camilere, eğitim öğretim kurumlarına 100 metre mesafede olması gerekir. Bunun reklamı, tanıtımı, yazılı, görsel, sosyal medya, yani her türlü internet medyasında reklamını yasaklıyoruz. Yapılan iş bu. Bir devlet gençliğini, insanını tabii ki kötü alışkanlıklardan koruyacak. Biz bunu teşvik mi edelim? Bu ilk defa Türkiye'de yapılmıyor. Dünyanın neresine gidersen git bütün bu uygulamalar var. İçebileceğiniz yerler de belli. Affedersiniz ufacık çocukların gece gündüz içen, gece gündüz böyle kafa kıyak dolaşan böyle bir nesil istemiyoruz. Uyanık olacak, diri olacak, bilgi ile mücehhez olacak. Böyle bir nesil istiyoruz. Unutma ki ananda, ninende hepsi o ayranlarla yetiştiler. Ve onların milli içkisi ayrandır."

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:02

İLGİLİ HABERLER