Gündem
  • 1.12.2004 10:35

NURETTİN VEREN'İN FETHULLAH GÜLEN HAKKINDAKİ İDDİALARI ÜZERİNE NAZLI ILICAK DA TARTIŞMAYA KATILDI...

NAZLI ILICAK/ D.B. TERCÜMAN

BIKMADINIZ MI FETHULLAH GÜLEN İLE UĞRAŞMAKTAN?

Birkaç senedir Nurettin Veren sahnede. Müthiş (!) açıklamalar yapıyor; 40 yıllık arkadaşlarına darbe vurmaya çalışıyor. Oysa, bir fincan kahvenin dahi 40 yıl hatırı vardır. Vefadan nasibi olmayanları makbul kabul etmek kolay değil.

Bıkmadınız mı Fethullah Gülen ile uğraşmaktan?

Nurettin Veren adını taşıyan bir kişi, birkaç senedir ortalarda dolaşıyor ve Fethullah Gülen'i ona buna şikâyet ediyor. İddiasına göre, Gülen, ona o kadar kızgınmış ki, Amerika'ya ziyaretine gittiğinde kendisini öldürmek istemiş! Gülen'in kızgınlığı da, bir ara medyaya yansıyan ve "çete lideri" gerekçesiyle yargılanmasına yol açan kasetlerin, Nurettin Veren tarafından basına satıldığı iddiasından kaynaklanıyormuş.

Hiçbir ciddi müessese veyahut kişi, Veren'in sözlerine değer vermedi. Sonuçta, Doğu Perinçek ve Aydınlık dergisi ona sahip çıktı.

40 yıllık arkadaş

Gülen aleyhine zaman zaman bazı komplolar hazırlanır. Bu cemaati kamuoyu nezdinde yıpratmaya çalışan girişimler göze çarpar.

Nurettin Veren, bu yılın Mart ayında beni telefonla aramış ve Fethullah Gülen'in kendisini öldürmek istediğini daha o zaman söylemişti. Ayrıca, Fethullah Gülen'in sağlık durumunun iyi olmadığını, hafızasını ve aklî melekelerini kaybettiğini, Fethullahçılar içinde bir yarışın başladığını, Gülen'in koltuğunun taliplilerinin birbiriyle mücadeleye giriştiğini anlatmıştı. Tam da aynı tarihte, Cumhuriyet gazetesinden Hikmet Çetinkaya bir yazı dizine başlıyordu. Anons şöyleydi: "Son 40 yılın öyküsü. Fethullahçılar nasıl örgütlendi? Bugünlere nasıl gelindi? Gülen'in sağlık sorunları vs..."

Belli ki, Gülen'in 40 yıllık arkadaşı olduğunu söyleyen Nurettin Veren -ki gerçekten de 1961 yılından beri tanışıyorlar-, Hikmet Çetinkaya ile işbirliği yapmak suretiyle, bütün eski dostlarına bir darbe vurmaya hazırlanıyordu; Cumhuriyet'teki yazı dizisinin kaynağı oydu.

600 dolarlık borç

Peki Veren neden böylesine kızmıştı? Onun da cevabını telefonda bana söylemişti: "2003 yılı sonunda Zaman gazetesinin künyesinden ismimi çıkardılar."

Oysa Veren'in künyeden adının çıkarılmasının bir arka planı var. İhtilâf, 1990'ların ortalarına kadar gidiyor. Bugün Hikmet Çetinkaya ile dost olan Nurettin Veren, 1995'te Çetinkaya'nın hedefindeydi. Çetinkaya, Kazakistan ziyaretini 13 Eylül 1995 tarihli Cumhuriyet'te şöyle anlatıyordu: "Kaldığımız Marco Polo Oteli'nde hesabı herkesin kendisinin ödeyeceği Türkiye'de duyuruldu. Gezi rehberinde de yazılıydı. Ben hesabı ödedim. Hemen arkamda Veren vardı. Anahtarı verdi, hesabı ödemeden dışarı çıktı. Otel yetkililerinin uyarısını dinlemedi. Hesabı, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdür Yardımcısı Ataman Yalgın 'lânet olsun' deyip ödedi. Başbakanlık Basın Müşaviri Mehmet Bican, ertesi gün Veren'i sıkıştırıp, 600 doları aldı. Orada öğrendim ki Veren, daha önceki Özbekistan gezisinde de parasını ödememiş; Dışişleri de üstlenmemiş; iki ülke arasında bu konuda yazışmalar devam ediyormuş."

Nurettin Veren'in 40 yıllık arkadaşlarına sırtını dönmesiyle birlikte, gazeteci Hikmet Çetinkaya nezdinde itibarı da artmış olacak ki, 16 Kasım 2004 tarihli yazısında Çetinkaya, Veren'in bir mektubuna dayanarak, onun, Fethullah Gülen tarafından öldürülmek istendiği iddiasına sahip çıktı. (Bu iddiayı veren, pişirip pişirip gündeme getiriyor. Nitekim Mart 2004 bana aynı şeyleri söylemişti.)

Çetinkaya, 600 doları vermediği için teşhir ettiği Nurettin Veren'in dürüstlüğüne ve doğruyu söylediğine acaba nasıl inanıyor? Bu iddiaların bir şantaj aracı olarak kullanılması ihtimalini hiç düşünmüyor mu?

Hikmet Çetinkaya'nın 1995 tarihli makalesinde örneğini verdiği hareket tarzı, çeşitli vesilelerle tekrarlanmış, Veren'in, para alışverişlerindeki tavrı, Gülen'in hoşuna gitmemişti. Bu yüzden cemaat kendisinden yavaş yavay uzaklaştı.

Aksu'ya suç duyurusu

Veren, 3 Ocak 2003'te İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya bir dilekçe vererek, Fethullah Gülen tarafından öldürülmek istendiğini beyan etmiş ve suç duyurusunda bulunmuştu. Şimdi Aydınlık'a "Ben böyle bir dilekçe verdim ama Abdülkadir Aksu konuyu ört bas etmek için elinden geleni yaptı" diyor. Halbuki, 10 Ocak 2003 tarihinde suç duyurusu dilekçesini kendisi geri aldı ve bu iddiasının doğru olmadığını, hırsa, öfkeye kapıldığını, öç alma duygusuyla böyle davrandığını belirtti. Gülen'in yakınları, bana, suç duyurusu dilekçesiyle, bu dilekçeyi geri almak için verilen ikinci bir yazıyı gösterdiler.

* * *

Demek, Veren, doğru konuşmuyor.

Zaman'ın künyesinden isminin 2003 yılı sonunda çıkarılması da, beraberce kararlaştırılmış bir husustu. Nurettin Veren'in cemaat içinde tasvip edilmeyen davranışları, hatta zaman zaman şantaja başvurma eğilimi karşısında isminin künyeden çıkarılmasına karar verildi. Buna mukabil, kendisinin ricası ile, adının bir süre daha, 2003 yılı sonuna kadar Zaman'ın künyesinde kalmasına müsaade edildi.

Site hack'landı

Nurettin Veren, www.nurettinveren.org isimli bir sitede görüşlerini duyurduğunu, fakat sitesinin Aksiyon dergisinde çalışan bir muhabir tarafından (Yasin Kesen) hack'landığını ve ismiyle ilgili bütün sitelerin gene aynı muhabir tarafından satın alındığını iddia ediyor. Bu iddia üzerine Yasin Kesen bir açıklama yaptı ve "nurettinveren.com, org, net gibi adreslerin kendisi değil, Dünya Telekom tarafından alındığını" söyledi.

"Nurettinveren.org" adresi ise, Ankara'da iş yapan Kaynak AŞ tarafından kurulmuş, yayını da gene, Kaynak AŞ tarafından durdurulmuştu. Çünkü Kaynak AŞ, aynı zamanda AK Parti'nin web sitesini hazırlayan bir şirketti ve Fethullah Gülen'e kıyasıya saldıran Nurettin Veren ile işbirliği içinde görünmek istememişti.

Veren'in akıllara ziyan bir açıklaması da şöyle: "Alaaddin Kaya ile görüştüğünü ve ona 'Sıfırdan kuruluşunda bulunduğum Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, Asya Finans ile Gazeteciler Yazarlar Vakfı gibi müesseselerdeki hisselerimin bana iade edilmesi gerektiğini' söyledim."

Sadece bu sözler dahi, Nurettin Veren'in kimliği ve zihniyeti hakkında ip uçları veriyor. Kaç para yatırmış, Zaman gazetesine ve Asya Finans'a? On milyonlarca dolarla ifade edilen bu varlıklar niçin Nurettin Veren'e verilecek? Neymiş oradaki hisseleri? Bu hisseleri nasıl elde etmiş?

Cesaret mi?

Nurettin Veren, bir çok önemli gazeteciyle temas kurmuş, kimse ona yüz vermemiş. O, bunu, "cesaret edemediler" şeklinde yorumluyor. Nurettin Veren'in iddialarına sahip çıkıp, destek verenlere baktığımızda, "cesaret edemediler" yorumunu haklı bulmuyoruz. Ciddi insanlar bunun bir manipülasyon olduğunu, Gülen'i yıpratmak ve dindar kesim üzerine yeni bir korku dalgası salmak amacının güdüldüğünü anladılar. Kimse, Hikmet Çetinkaya, Doğu Perinçek ve Aydınlık dergisiyle aynı çizgide olmak istemedi.

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:22

İLGİLİ HABERLER