Sağlık
  • 23.10.2005 11:12

ORUÇ, REFLÜ HASTALIĞINI KÖTÜ ETKİLER Mİ?

Oruç tutmak, reflü hastalığını olumsuz etkiler mi? Oruç, reflü hastalığının sebebi değildir, ancak ciddi reflüsü bulunan bir kişinin oruç tutması bir takım olumsuz sonuçlar doğurabilir. Oruç ve reflü ilişkisini anlayabilmek için, öncelikle reflünün ne olduğunu tekrar gözden geçirmekte yarar var: Reflünün kelime anlamı geri kaçmak. Normalde sindirim sistemimizdeki içerik ağızdan, yutma borusuna, buradan da mideye doğru akar. Bunun tersine, mideden yutma borusuna doğru bir içerik kaçmaması gerekir. İçerdiği yoğun asit sebebiyle âdeta bir ''''kezzap'''' olan mide içeriğinin yukarı, yutma borusunun içine doğru geri kaçması, yutma borusunun buna karşı bir savunması olmadığından çok ciddi tahribata ve dolayısı ile ''''reflü'''' hastalığı olarak bilinen bir dizi probleme yol açar. Hastalar, eğer cerrahi tedavi görmemişlerse, düzenli ve sürekli olarak ilâç kullanmak, bir dizi özel yemek yeme alışkanlıkları edinmek zorundadırlar. Oruç tutarlarsa bu tedaviyi sürdürmeleri imkânsız olacağından, ciddi sıkıntı yaşayacaklardır. Reflünün cerrahi tedavisi sonrası, hastanın ilâç kullanmasına ya da bir diyet uygulamasına gerek kalmadığından, kişi rahatlıkla oruç tutabilir. Hasta nelerden yakınır? Kişinin yediklerinin istemeden ağzına doğru geri gelmesi ve buna bağlı olarak göğüs kemiğinin arkasında yanma hissetmesi en tipik şikâyettir. Bu yanma hissi bazen göğüs ağrısı olarak da algılanabilir. Bu tip bir göğüs ağrısı, ileri yaştaki bir kişide kalp krizi ile bile karışabilir. Reflü, hastalarda sık rastlanan ses kısıklıklarının, seste çatallanmanın, ses yorgunluğunun ve boğaz problemlerinin araştırılması sırasında teşhis edilebilir. Hastalığa bağlı geniz -boğaz problemi olanlar genellikle kulak -burun -boğaz doktorlarına başvururlar ve tecrübeli bir doktor başka bir sebebe bağlayamadığı ses teli tahribatına doğru teşhisi koymakta zorlanmaz. Reflü, başka ne gibi problemlere yol açabiliyor? Erişkin yaşta ortaya çıkan astım hastalığının bile çoğu kez sebebi reflü olabilir. Kişi gece yattığında farkında olmaksızın ağzına ve oradan da akciğerine giden çok az miktardaki mide asidi, hava yollarında spazmlara yol açabilir. Ayrıca, yutma borusu alt ucu sinirleri ile hava yolları sinirlerinin beyinde ortak yollar kullanmaları sonucu reflü, astım benzeri belirtiler gösterebilmektedir. Ataklar şeklindeki öksürük krizleri, hışıltı solunumla karakterli astım tablolarına benzeyebilir. Tecrübesiz kimi hekimler boşu boşuna yıllarca kortizon dahil anti-alerjik astım tedavisi yapabiliyorlar. Dolayısıyla önceden hiçbir akciğer rahatsızlığı bulunmayan, 30 -40 ''lı yaşlardaki birine astım teşhisini koyarken, altta yatan sebebin reflü olmadığının araştırılması şart. Öte yandan gerçek astım hastalığının da, reflüyü tetikleyebildiği unutulmamalı. Sonuç olarak astım-reflü bağlantısında, hangisinin sebep, hangisinin sonuç olduğunun çok iyi bilinmesi gerekir ki, doğru tedavi yapılabilsin. (bugün) Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:50

İLGİLİ HABERLER