Gündem
  • 31.5.2013 18:12

Prof. Hilmioğlu’nun savunması hakimi kızdırdı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada konuşan Hilmioğlu, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel duruşmadayken savunmasını yapmak istediğini söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin,  böyle bir hakkı olmadığını, duruşmada savcı Murat Dalkuş’un bulunduğunu belirtmesi üzerine Hilmioğlu, “Esas iddianameyi hazırlayan o (Pekgüzel) gözüküyor. Bana 'terörist' diyen o. Onun bulunduğu duruşmada savunma yapmak istiyorum” dedi.
Savunmasında kendisine tanınan iki saatlik konuşma süresini eleştiren Hilmioğlu, şöyle devam etti:
“Bu davadaki sayfa sayısının 120 milyona ulaştığı iddia ediliyor. Günde 400 sayfa okuyabilen bir kişi, yılda 120 bin sayfa okur. 120 milyon sayfayı okumak için de bin yıl gerekir. Bu davaya asrın davası deniliyor. Bu, milenyum davasıdır. Savcının 120 milyon sayfayı okumadan mütalaa yazdığı açıktır. Öte yandan, 120 milyon sayfaya karşı 36 bin sayfa savunma yapılmış. Bu adalet terazisine konulursa sadece terazi değil, adalet tanrıçası da dengesini kaybeder.120 milyon sayfaya 120 dakika konuşma süresi veriliyor. Yani her 1 milyon sayfa için 1 dakika veriliyor.”
Davanın özünün 2003-2004 yılları arasındaki askeri darbe teşebbüsü olduğu, darbenin de “Ergenekon Terör Örgütü” vasıtasıyla gerçekleştirileceğinin iddia edildiğini kaydeden Hilmioğlu, “Savcı, merhum Başbakan Bülent Ecevit olayı, Danıştay saldırısı, internet andıcını da koyarak, adeta 10 yılı aşkın bir zaman aralığı yargılanmıştır. 2003-2004 dışındaki olayları da sorgulamış. Dava savcı tarafından saptırılmıştır” iddiasında bulundu.
-"Savcıya göre örgüt üyesisiniz"
Mütalaada askeri darbeyi gerçekleştireceği iddia edilen  Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun 2003-2004 yıllarındaki faaliyetleri arasında 100 bin mektup gönderildiği iddiası olduğunu ifade eden Hilmioğlu, “30 bini üniversiteler, 10 bin de gazete ve köşe yazarlarına gitse, geriye kalan 60 bini üst düzey bürokratlara gitmiştir. Özel yetkileriniz olduğuna göre bu kişiler içinde sizler de varsınız. Bu mektup bana gelmedi. Cumhuriyet hakimleri, savcıları almıştır. Almışsanız sizler de savcının bakış açısına göre terör örgütü üyesisiniz” diye konuştu.
Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun faaliyetleri arasında, jandarma bölge komutanlıklarının yıkıcı, bölücü ve irticai unsurlarla mücadele seminerlerinin de yer aldığını belirten Hilmioğlu, “Jandarma bunu yapmayacaksa ne yapacak” dedi.
- Cumhuriyet mitingleri
Hilmoğlu, darbe teşebbüsü iddialarına ilişkin mütalaada 25 Ekim 2003'te Ankara’daki 40 bin kişinin katıldığı Cumhuriyet’e saygı yürüyüşü ve 3 Mart 2004’te Ankara Ticaret Odası’ndaki “Hilafetin kaldırılması” paneli olmak üzere sadece iki fiile yer verildiğini anlattı. Cumhuriyet’e saygı yürüyüşünde hemen hemen bütün rektörlerin yer aldığını,  2007'de düzenlenen mitinglere de 10 milyon kişinin  katıldığını dile getiren Hilmioğlu, şöyle devam etti:
“Ne kadar haklıymış 10 milyon insan yürümekte. Esas olarak laiklikle ilgili kaygılar nedeniyle yapılan bu mitinglerin ne denli haklı olduğu, Anayasa Mahkemesinin, AK Parti’nin kapatılması davasında vermiş olduğu ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma kararı’ ile ortaya çıkmıştır. 10 milyon  kişinin katıldığı cumhuriyet mitingleri hükümeti ortadan kaldırmamış da 40 bin kişinin katıldığı yürüyüşle mi hükümet ortadan kaldırılacak?”
Hilafetin kaldırılmasıyla ilgili panelin darbeye zemin hazırlama girişimi olduğu iddiasını gülünç bulduğunu söyleyen Hilmioğlu, “Askeri darbe panelle değil, paletle yapılır. Kaldı ki, mütalaanın tek sayfasında bile palet izi yoktur” diye konuştu.
Cumhuriyet mitingleri ile 21 Mart’ta Nevruz nedeniyle Diyarbakır’da yapılan gösterilere ait fotoğrafları perdeye yansıtan Hilmioğlu, Diyarbakır’daki mitingde açılan Öcalan posterleri nedeniyle savcıların yasal işlem yapmadığını söyledi. Hilmioğlu, “Ben hangi mitingde olursam terörist sayılmam” dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, savunmasını yüksek ses tonuyla yapan Hilmioğlu'nu, "Sakin olun, yüksek sesle savunma yapıyorsunuz. Duyuyoruz" diye uyardı.
-"Kadrolaştım"
Mütalaada, İnönü Üniversitesinde örgütsel kadrolaşma sağladığının iddia edildiğini belirten Hilmioğlu, “Kadrolaştığım doğrudur. Üniversitemde domates, fasulye eken profesörler yerine karaciğer nakli yapan profesörler getirdim" dedi.
Karaciğer nakli yaparak, 5 yaşındaki Zeynep isimli çocuğun hayatını kurtardıklarını dile getiren Hilmioğlu, “Bu çocuğun hayatını kurtaran kadro kimdir? Birincisi, karaciğer naklinin yolunu açan Mehmet Haberal'dır. İkincisi, bu naklin yapılabileceği tesisi oluşturan benim. Üçüncüsü de nakilde kullanılacak karaciğerin üniversiteye getirilmesini sağlayan Hasan Iğsız’dır. Peki şimdi soruyorum, bu 5 yaşındaki çocuğun hayatını kurtaranlar terörist de (Sanıkları göstererek) bu insanları bu hale getirenlere ne denir?” şeklinde konuştu.
Hilmioğlu'nun ardından Başkan Özese'nin , "İki saatlik konuşma süreniz var. Savunma yapacak mısınız?" diye sorduğu tutuklu sanık  Alparslan Arslan, salonda oturduğu yerden, "Yok. Hayır sayın başkan" yanıtını verdi.
Duruşmalara 3 jandarma eşliğinde getirilen Arslan'ın, salonda otururken de yanında jandarma görevlileri bulunuyor.
Duruşma, Arslan'ın avukatının savunmasıyla devam ediyor.

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:50

İLGİLİ HABERLER