Yaşam
  • 5.11.2004 15:28

ROTH: ''TÜRKİYE'NİN AVRUPA'YA GİDEN YOLUNUN DİYARBAKIR'DAN GEÇTİĞİNİ SÖYLEMEK, GERÇEKTEN SON DERECE DOĞRU BİR TEŞHİS''

EMRAH ÇELİK İSTANBUL- Türkiye'deki temaslarını tamamlayan Claudia Roth başkanlığındaki Almanya Yeşiller Partisi yöneticileri, Almanya'ya döndü. THY'ye ait uçakla Berlin'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda basın toplantısı düzenleyen Roth, Türkiye seyahati sırasında hükümet yetkililerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri, dini cemaat temsilcileri ve sıradan halkla görüşme fırsatı bulduğunu söyledi. Roth, ''Biz demokratik bir Türkiye'ye büyük bir önem atfediyoruz. Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin istikrarlı bir şekilde sürmesine büyük önem veriyoruz. Bunun için Türkiye'ye bir AB perspektifinin açılması, bunun belirgin olması son derece önemli. Bu amaçla da Türkiye'ye 17 Aralık tarihinde müzakerelerin başlangıcı için somut bir tarih verilmesini beklemekteyiz. Bütün muhataplarımızla, sivil toplum örgütleriyle aynı şeyi konuştuk. Hepsi de Türkiye'nin AB'ye giden yolunu destekliyorlar. Bütün muhataplarımızın söylediği gibi, özellikle de Kürt muhataplarımız da bu süreci desteklediklerini söylüyorlar. Hem Türkiye hem de Almanya açısından, Aralık'ta olumsuz bir karar verilmesinin, AB karşıtı güçleri güçlendireceği konusunda endişeler var. Son günlerde yaptığımız görüşmeler ve temaslarda bir şeyi tekrar gördüm, Türkiye'nin Avrupa' ya giden yolunun Diyarbakır'dan geçtiğini söylemek, gerçekten son derece doğru bir teşhis. Kürt gerçekliliğinin tanınması, AB yolunda anahtar bir rol oynamakta'' dedi. Diyarbakır bölge halkına eşit hakların tanınmasının büyük önem taşıdığına değinen Claudia Roth, ''Siyasi kriterlerin yanı sıra, ekonomik kriterleri de yerine getirmek için çaba sarf edilmesi gerekecek. Özellikle ekonomik bölgesel farklılıklar, bu seyahat sırasında ortaya çıktı. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin yeniden yapılanması ve tahrip edilmiş yapıları, kültürleri tekrar oluşturmaya büyük bir çaba sarf etmesi gerekiyor. Bütün görüşmelerde, bu sorunların halledilmesi için ilk ve en önemli koşul, silahların susması, ateşkesin sağlanması, şiddetin aşılması, önemli bir af uygulamasının yürürlüğe konulması, yürürlüğe girmiş olan bir tazminat kanunu çerçevesinde köylerini evlerini terk etmiş durumda kalanlara tazminat ödemelerinin yapılması gibi konularda halkın büyük bir beklentisi var. Bu çerçevede bunun devamı olarak, korucu sisteminin mutlaka bir şekilde aşılması gerekecek. Ben 18 yıldır Türkiye'yle ilgileniyorum. Yine bu ziyaretim sırasında bütün görüşmelerimde, reformların ve bunların uygulanması konusunda, büyük adımlar atıldığını ve gerçekten olumlu bir değişimin yaşandığı izlenimini edindim. Tabi ki olumsuz yönler de var. Bu politikaların başarısı, bunların kararlı ve tutarlı şekilde uygulanmasına bağlıdır'' diye konuştu. ''DİNİ AZINLIKLARIN HAKLARININ TEMİN EDİLMESİNDE DAHA SOMUT ADIMLARIN ATILMASI GEREKİR'' Roth, yasaların tutarlı bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade ederek, ''İşkence uygulayanların gerçekten cezalandırılması, namus cinayetleri konusunda daha tutarlı ve kesin tavır alınması ve dini azınlıkların haklarının temin edilmesinde daha somut ve etkili adımların atılması gerekir. Tüm bunlar da, yasa metinleri ile uygulama arasında farklılıklar var. Bütün yetkililerle yaptığım konuşmalarda, bürokrasinin de artık bazı geleneklerden vazgeçmesi gerektiği söylendi. Örneğin, valilerin, emniyet müdürlerinin, evrensel haklar söz konusu olduğunda, diğer örnek işlev görmesi gerektiğinin yararlı olacağı söylendi. Bu konuda Diyarbakır valisinin çok olumlu bir örnek olduğunu tespit ettik. Bu seyahatim sırasında, Türkiye'deki yetkililerin de artık sivil toplum örgütleriyle yapılacak işbirliğine daha fazla önem atfettiklerini gördüm. Biz Almanya olarak, her iki ülkenin sivil toplum örgütleri arasındaki işbirliğinin artırılmasını tavsiye ediyoruz. Benim bu konuda bir arzum var. Türk hükümeti temsilcileri ve bakanlarının Kürt bölgesine gittiklerinde, oradaki yetkililerle daha iç içe olmaları gerektiğini düşünüyorum'' açıklamalarından bulundu. Konuşmasında, Yeşiller Partisi'nin dış politika ve güvenlik politikaları ile silahsızlanma konusundaki görüşlerine de değinen eşbaşkan Roth, ''Hepiniz bir süredir Türkiye'nin Güneydoğu bölgelerinde, Kürt bölgelerinde genel olarak güvenlik durumunun daha iyi olduğunu, güvenlik risklerinin azaldığını biliyorsunuz. Maalesef Haziran ayından beri bölgede yine bazı şiddet olayları görüldü. Ve patlayıcıların neden olduğu bazı olaylar yaşandı. Aynı zamanda halen gerginliklere neden olan korucu sistemi var. Mevcut yapı sonunda da henüz sistemin devamı açıklığa kavuşmamış, bu nedenle güvenlik durumu daha iyi olmasına rağmen bazı hassas konular var. Yaklaşık 3 hafta önce Alman ikinci televizyonundaki bir programda, eski Doğu Alman tankları 1990'lı yıllarda Batı Alman ordusuna geçen Doğu Alman tanklarının ve daha sonra Türkiye'ye satılan tankların Kürt bölgelerinde köy boşaltmaları sırasında sivil halka karşı kullanıldığı yönünde iddialar vardı. Bu haberleri duyduğumuzda şok olduk. Böyle bir haber endişe vericiydi. Çünkü, bu haber bölgede çatışma ortamının yeniden tırmandığına dair bir gösterge olabilirdi. Aynı zam yor. Bütün görüşmelanda tankların Türkiye'ye verildiği dönemde yapılan anlaşmaya göre, bu tanklar sadece Türkiye'nin dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı savunması için kullanabileceği öngörülmüştü'' dedi. Roth, sözlerine şöyle devam etti: ''Şırnak, Cizre ve bazı ilçelerin belediye başkanlarıyla görüştük. Yine avukatlar, gazeteciler ve vali ile yaptığımız görüşmelerde, tankların bu şekilde kullanıldığına dair herhangi bir gösterge olmadığı ortaya çıkmıştır. Muhataplarımız bu konunun doğru olmadığı yönünde bilgiler verdiler. Tartışmalar çerçevesinde aynı zamanda, Türkiye'ye Almanya'dan kullanılmış leopar tanklarının gönderilip gönderilmeyeceği konusu da ele alındı. Şırnak'taki görüşmelerde ortaya çıkan şöyle bir tutum vardı. Belediye başkanları Türk ordusuna Alman ordusundan bu tankların satılması veya hibe edilmesi durumunda yine endişe ve güvensizlik ortamının doğacağını, bu yönde endişeleri olduğunu söylediler. Herkesin üzerinde durduğu husus, şu anda özellikle güveni oluşturacak, karşılıklı güveni tesis edecek önlemlerin devamı olduğu, şimdi böyle bir alıma ihtiyaç olmadığı yönünde. Birçok konularda Türkiye'nin desteğe ihtiyacı vardır. Ama kesinlikle silahlara ve tanklara ihtiyacı yoktur. Yıkılan köylerin yeniden inşaa edilmesi, yolları yeniden yapmaya ihtiyacı vardır ama tank ve silahlara değil'' Sözlerini azınlık konusuna değinerek sona erdiren Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, dini, etnik, cinsel ayrımcılıklar olduğunu iddia ederek, bu konularda eşit olmayan herkesin azınlıkta olduğunu savundu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:13

İLGİLİ HABERLER