Sağlık
  • 30.3.2017 00:07

Sessiz katil!.. 350 hastalığı taklit edebiliyor

Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kişinin ‘içimizdeki sessiz katil’ olarak nitelendirilen lyme bakterisi taşıdığını, bakterinin 350 hastalığı taklit ettiğini ve teşhis konulamayan birçok hastalığın altından lyme bakterisinin çıktığını belirtti.

Bu bakteriye dikkat: 350 hastalığı taklit edebiliyor

Kene, sivrisinek, atsineği, bit gibi kan emen canlıların yanı sıra kedi ve köpeklerden de bulaşan “Lyme Hastalığı” dünyayı ve insanlığı tehdit ediyor. Son yapılan açıklamalara göre, halen 25 milyon lyme hastası olduğu tahmin ediliyor. Bay Area Lyme Foundation (Bay Area Lyme Vakfı) tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan verilere göre, bu sayının önümüzdeki birkaç yıl içinde 80 milyona çıkacağı öngörülüyor. “İçimizdeki sessiz katil” olarak nitelendirilen hastalık, kalp krizi, şizofreni, bipolar bozukluk, beyin tümörü, bazı kanser türleri, otizm, huzursuz bacak sendromu, ürtiker, haşimato tiroidi, alzheimer, parkinson, MS, ALS gibi kas hastalıkları, çölyak gibi pek çok hastalığı taklit ediyor.

Dünyada George Bush, Ashley Olsen, Richard Gere, Rebecca Welles, New York Valisi George E. Pataki gibi ünlülerde de görülen hastalık, Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı.

Lyme hastalığına karşı önlem alınması gerektiğini belirten Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Lyme hastalığı “Borrelia Burgdorferi (Spiroket Bakteri)” adlı bakterinin neden olduğu bir hastalık. Bugüne kadar biz biliyoruz ki bakteriler bir veya iki hastalığa sebep olur. Ama bilim tarihinin bugüne kadar rastlamış olduğu ultra süper spiroket bir bakteri bu. Biyolojik anlamda doğru dürüst ne bakterilere ne de virüslere benziyor, inanılmaz bir canlı. Son 30 yılda yapılan yoğun çalışmalar sonucunda bu bakterinin 350’den fazla hastalığı taklit ettiği ortaya konmuştur. Başta MS, ALS, rometolit artvit, lupus, behçet, haşimato tiroidi, kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın altından lyme bakterisinin çıktığı bilimsel olarak ispatlandı. Son 10 yılda yapılan çalışmaların sonucunda örneğin Amerika’da 25 milyondan fazla lyme hastasının olduğu ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri Lyme Derneğinin yaptığı açıklamaya göre birkaç yıl içerisinde en az 80 milyon lyme hastasının ortaya çıkacağını öngörüyor. Çin’de son 20 yılda yapılan çalışmalarda tespit edilmiş lyme hasta sayısı 75 milyon. Alman hükümetinin geçen yıl açıklamış olduğu resmi rakamlara göre Almanya’da her yıl yaklaşık 1 milyon kişi lyme hastası oluyor” diye konuştu.

“DÜNYADA LYME KLİNİKLERİ VAR, BİZDE YOK"

Dünyada lyme doktorları ve klinikleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çetin, “Bugün dünyada Amerika başta olmak üzere Avrupa’nın bazı ülkelerinde 30 yıldır lyme klinikleri var. Yüzlerce lyme doktorları var. Ama bizim ülkemizde 50 yıl geçmişi olan lyme hastalığı ile ilgili ne gerçek anlamda lyme doktoru ne de gerçek anlamda lyme kliniği var. Türkiye’de de 7-10 milyon civarında lyme hastası var. Bu çok korkunç bir rakam, ben bunları defalarca söylüyorum ve bugüne kadar birçok insana yardımcı oldum. Değişik hastalıklarla bana gelip müracaat eden insanları yönlendirdim ve bunların birçoğu lyme çıktı. Bizim neyimiz eksik, hiçbir şeyimiz eksik değil. Birçok alanda çok iyi doktorlarımız var ama biz lyme hastalığını ihmal etmiş durumdayız” şeklinde konuştu.

LYME BAKTERİSİNİ AÇIKLADI, MAAŞ KESME CEZASI ALDI

Dokuz Eylül Üniversitesindeki öğretim üyelerinin odalarının bulunduğu bina ve çevresinde, bulaşıcı ’lyme bakterisi’ taşıyan kırmızı renkli ’Ixodes ricinus’ türü kenelerin olduğunu açıklaması ve halkı bilinçlendirmesi üzerine yönetim tarafından, ’İnfial oluşturup, üniversiteyi toplum önünde küçük düşürdüğü’ gerekçesiyle maaş kesme cezası verilen Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Bu ceza beni çok üzdü. Suçlama üniversiteyi kamuoyu önünde küçük düşürmek. Oysa ben 35 yıl boyunca hiçbir zaman çalıştığım kurumu küçük düşürmedim. Tam tersine hem ulusal hem uluslararası ödüller aldım, uluslararası alanda birçok yayınlar yaptım. Bu olaydan birkaç ay sonra bana mektuplar gelmeye başladı. Bizim bu kampüsümüzde öğrenci olup da kene yapışıp da lyme olan hastalardan bana mektuplar gelmeye başladı. Bunu delilleri bende, hatta bu hastalara yardımcı oldum” ifadelerini kullandı.

“SAĞLIK BAKANLIĞI EYLEM PLANI HAZIRLAMALI"

Bakterinin geçiş yollarının çok olduğu için bugün dünyada salgın hale geldiğini dile getiren Çetin, “Birincisi bir an önce özellikle büyükşehirlerdeki tıp fakültelerinde lyme araştırma merkezlerinin kurulması gerekiyor. Onlarca, yüzlerce asistanın, genç doktorun lyme hastalığına yönelmesi gerekiyor. Çünkü bu dünya çapında artık bir salgın ve 350 hastalığı taklit ediyor. İkincisi de devletin, Sağlık Bakanlığının bir an önce ’Lyme Eylem Programını’ hazırlaması gerekiyor” dedi.

“KEDİ, KÖPEK VE SİVRİSİNEKLER BAKTERİYİ TAŞIYABİLİYOR"

Lyme bakterisinin kenelerin dışında pire, sivrisinek gibi kan emen bütün canlılardan bulaştığını dile getiren Prof. Dr. Çetin, doğada da en çok yabani hayvanlarda, memeli hayvanlarda, kuşlarda olduğunu; şehirlerde ise kedi ve köpeklerin lyme bakterisi taşıdığını söyledi.

Lyme tedavisinin kişiye göre değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Doktorun çok tecrübeli olması gerekiyor. Bu tedavi gecikilmişse kronikleşmişse 1-10 yıla kadar sürebilir, bazen nadiren ömür boyu da sürebilir. Eğer birkaç haftalıkken yakalamış olursanız 3 haftalık bir antibiyotik tedavisi ile lymedan kurtulabiliyorsunuz” diye konuştu.

YILLARCA DOKTOR DOKTOR GEZDİ, TEŞHİS KONULAMADI

Yıllarca gitmediği doktor kalmayan, ancak hastalığına hiçbir teşhis konulamayan 37 yaşındaki Meryem Körhasan da Prof. Dr. Barbaros Çetin’in vesilesi ile hastalığından kurtuldu. Bir gün bir gazetede Prof. Dr. Çetin’in yazısını okuyan genç kadın, ilk defa duyduğu lyme hastalığını belirtilerinin kendisinde olduğunu gördü ve hemen ailesi ile birlikte test yaptırdı. Test sonuçlarına göre eşi, oğlu ve kendisi yüzde 75 lyme çıkan Meryem Körhasan, şunları söyledi:

“Yıllardır doktor doktor dolaştım. Her gittiğim doktor ‘şu olabilir’ dedi ve hiçbir zaman doğru bir teşhis konmamıştı. Ben hocamın gazetedeki yazısını okuduktan sonra doğru teşhisin lyme olduğunu gördüm ve kendi kendime bu teşhisi koyarak laboratuvar testi yaptırma gereği duydum. Hocama ceza verildiğini öğrendim. Gerçekten çok üzgünüm. 2015’teki o demeci olmamış olsaydı benim ailemde 3 kişi belki ilerleyen dönemlerde daha fazlası çünkü biz daha dikkatli yaşamaya başladık. Hepimiz lyme hastası olduk ve onun sayesinde tedavi ile karşılaştık ve biz bir sürü rahatsızlıktan kurtulmuş olduk.”

LYME HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

Hastalığın ilk evre belirtileri bakteri vücuda alındıktan günler ya da haftalar sonra oluşum göstermeye başlar. Birinci evre belirtileri tıpkı grip belirtilerine benzer. 2. evre belirtileri kene ısırığından birkaç hafta ya da ay sonra görülebilir. 3.evre belirtileri ise kene ısırığından aylar ya da yıllar sonra ortaya çıkabilir.

Lyme hastalığı 1. Evre belirtileri

Ateş

Titreme ve üşüme

Baş ağrısı

Halsizlik hissi

Kas ağrısı

Boyun sertleşmesi

Eklem ağrısı

Isırığın bulunduğu alanda hafif şişlik ve kızarma görülür. Yaşanan belirtiler ara ara kaybolup tekrar ortaya çıkabilir. Hastalık tedavi edilmediğinde bakteri beyin, kalp ve eklemlere kadar ulaşabilir.

Lyme hastalığı 2. Evre belirtileri

Kene ısırığının bulunduğu bölgede uyuşukluk ve ağrı hissi

Yüz kaslarında güçsüzlük

Nefes darlığı

Göğüs ağrısı

Kalp çarpıntısı

Lyme hastalığı 3. Evre belirtileri

Görme problemleri

Uyku bozuklukları

Kas hareketlerinde güçsüzlük

Kas zayıflığı

Eklemlerde şişme

Konuşma ve düşünme problemleri

Uyuşukluk ve karıncalanma hissi

Lyme hastalığı tanısı

Lyme hastalığına yol açan bakteriye karşı olan antikorların tespiti için kan tetkikleri uygulanır.


Hastalık için ELISA testi en sık tercih edilen testtir. Testi onaylamak için immünoblot testi yapılır. Hastalık ikinci evreye ulaşmışsa her hangi bir teste gerek kalmadan doktor Lyme hastalığını teşhis edebilir. Enfeksiyon vücuda yayılmışsa, elektro-kardiyogram testi, kalbi kontrol etmek için eko-kardiyogram, beyin kontrolü için MR ve omurilikten sıvı almak gibi farklı testler uygulanabilir.

Lyme hastalığı tedavisi

Lyme hastalığı teşhis edildikten sonra antibiyotik tedavisi uygulanır. Antibiyotiğin türü ve kullanım süresi hastalığın evresine ve yaşanan şikayetlere göre değişebilir. Antibiyotik tedavisi uygulandığı sürece hastanın devamlı doktor gözetiminde olması gerekir. Hastalık erken dönemde teşhis edilmişse tedavi oldukça başarılı olur. Uygulanan tedavi sayesinde şikayetler yaklaşık 20 gün içinde ortadan kalkarak iyileşme süreci oldukça hızlı olur. Hastalık erken dönemde teşhis edilmediğinde yaşanan belirti ve şikayetler daha ağır olur. Bu nedenle de tedavi süreci de daha geç olur. Hastalık ilerlediğinde hastanın yaşadığı eklem ağrılarını gidermek için Nonsteroidik Anti-Enflamatuar ilaçlar kullanılır. Kronikleşmiş eklem ağrılarını ve iltihaplarını önlemek amacıyla antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Hastanın vücudun karıncalanma ve uyuşma mevcutsa uzun vadeli antibiyotik tedavisine başlanır. Uzun vadeli antibiyotik tedavisi genelde menenjit ve sinir sistemi ile alakalı gelişen problemlerin varlığında kullanılır. Hastalığın son evresinde görülebilecek kalp ritim bozuklukları ve perikard iltihabı için antibiyotiğe ek olarak farklı ilaçlar reçete edilir. Bu tür semptomların görülme olasılığı çok düşüktür. Daha önceki evrelerde kullanılan tedaviler ile hastalığın şiddeti büyük ölçüde azaltılabilir.

Güncellenme Tarihi : 29.3.2017 23:33

İLGİLİ HABERLER