Spor
  • 9.4.2008 03:20

SPOR YAZARLARINDAN F.BAHÇE CHELSEA MAÇI YORUMLARI

Avrupa için daha iyisi lazım

Erman TOROĞLU

 FENERBAHÇE’nin buraya gelene kadarki kadro yapısı belli. Futbolcular da belli. Yani sınırları da belli... Ve bu sınırların içinde Zico gerekeni yaptığı zaman da sarı lacivertlilerde iyi şeyler oluyor.

Bu çıkan kadroyu anlamak mümkün değil. Sebebi derseniz, Maldonado maça gelmeden ateşler içinde kıvranıyor. Kadroda bile yok ama bir bakıyorsunuz ilk 11’de... Maldonado-Marco ikilisi maç 0-0 devam ettiği sürece belki iyi işler yapabilirlerdi. Ama İngilizlerin attığı klasik ilk 20 dakika golünden sonra hükmü kalmadı. Eğer Maldonado buysa verilen paraya yazık. 1 metre geriye oynuyor, 2 metre yana, yarım metre de ileriye. Öyle oynayınca Marco’yu da bozuyor.

Santrforlar yetersiz

İkincisi, Fenerbahçe buraya gelirken Maldonado’suz geldi. Ama Uğur vardı. Çünkü Uğur, Avrupa kupası maçlarında iyi başlarsa, iyi götürüyor. Ama o da kenarda. F.Bahçe Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e kalıyor. Şunu çok net tekrar ediyorum. F.Bahçe’nin santrforları Şampiyonlar Ligi için yeterli değil. Peki yeterli santrfor var mı, var. Ama fiyatı 15 milyon Euro.

Dün Lugano mükemmel oynadı. Edu da ona yardımcı oldu. Volkan başarılıydı, Vederson vasat. Şimdi o zaman eğri oturalım doğru düşünelim. Maldonado yok, Semih yok, Kezman yok, Alex yarım. O zaman da Chelsea gibi bir takımdsan hele İngiltere’de 2 gol yiyip eleniyorsan ağlamayacaksın, kızmayacaksın, kabul edeceksin. Düşünebiliyor musunuz Semih rakip defanstan tek bir hava topu alamadı. Ama Semih’e yine de 20 tane hava topu atıldı. Alex de Maldonado yüzünden rakip ceza alanı yakınında iyi toplar alamadı. Geri gelerek Edu’dan, Lugano’dan toplar aldı ama etkili olamadı.

Hakem ezdirmedi

Hakemin hataları vardı ancak Fenerbahçe’yi Chelsea karşısında Londra’da, Kayserispor veya Gençlerbirliği konumuna düşürmedi. Yani Fenerli futbolcuları şamar oğlanı yapmadı.

Bu kadroyla Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde buralara gelmesi başarıdır. Ama İstanbul’daki maçtan sonra sanki her şey bitmiş gibi tur atlandı havası yaratıldı. Bundan da Fenerli futbolcular etkilenmişler. Maçta bir ara 1-0’dan sonra Chelsea’li oyuncular da panikledi. Ama F.Bahçe’nin bu hücum gücü ve santrforları Türkiye’de iş yaparlar. Avrupa’da daha iyilerini bulmaya mecbursun. Zico’nun da kendisini sorgulaması lazım.

Kimsenin lafı olamaz

Can BARTU FENERBAHÇE, Avrupa defterini kapattı. Ama, futbol oynayarak, sahadaki mücadelenin hakkını vererek alkışlarla kapattı.

Chelsea karşısında topu çok iyi kullandılar. Herşeyi yaptılar. Tek eksikleri yırtıcı ve sürükleyici bir santforunun olmamasıydı. Semih ileride yalnız kaldı ve ona şişirilen her topa da Chelsea savunması rahat sahip oldu. İngilizlere karşı topu havalandırırsan, onların ermeğine yağ sürersin.

Chelsea, Fenerbahçe’nin top kullanmasından ve mücadelesinden rahatsız oldu. Sarı lacivertliler pozisyona da girdi. Oyun genelinde Chelsea’ye karşı kafa kafaya mücadele etti. Belli dönemlerde de üstündü. Basit goller yedi, elendi. Sonuçta yenildi. Futboldaki üç sonuçta biridir yenilmek. Ama yenilince, böyle yenileceksin. Stamford Bridge tribünlerindeki Chelsea taraftarlarının yüreklerini ağzına getirdiler ve her an gol atacak futbol sergilediler. Gökhan ve Colin Kazım’ın gollük şutlarında sapsarı kesildiler.

Avrupa arenasında güçlü takımlara karşı mücadele edeceksen güçlü bir ekibin olacak. Yedek kulübende aynı kaliteye sahip olacak. Bu kadrosuyla Fenerbahçe Avrupa için çok eksikti. Ama yapabileceğinin en iyisini yaptı.

Ali Bilgin oyuna 5 dakika kala girdi. Ne yapacak. O yüzden Fenerbahçe, bu sezon açtığı yolda daha da ilerilere gitmek istiyorsa kadrosunu daha da güçlendirecek.

Lugano ve Edu’yu kutluyorum. İki maçta da çok iyiydiler. Özellikle Lugano, Drogba gibi büyük bir stara ve fizik gücünü kullanan bir futbolcuya nefes aldırmadı.

Fenerbahçe, şahsiyetli oynadı. Elenmeyi haketmedi ama elendi. Bu oynanan futbola kimse bir şey diyemez. Sarı lacivertliler, Türkiye’yi Avrupa’da en iyi şekilde temsil etti.


Tempo güzel sonu kötü

Altan Tanrıkulu

 KURA çekiminden önce yedi takım da Fenerbahçe’yi istiyordur, eminim... Sevilla maçını tesadüf olarak düşünüyorlar ve diğer kulüplere oranla kadro kapasitesinin daha sınırlı olduğunu kabul ediyorlardır..

Kadıköy’deki maçın ilk yarısı ve dünkü karşılaşmanın ilk beş dakikasını seyredenler de aynı kanıdaydılar.. Chelsea turun favorisiydi ve Fenerbahçe’yi rahatça eleyecekti.. Ama erken gelen gol Chelsea’nin ateşini düşürürken Fenerbahçe’nin stresini azalttı ve orta alandaki mücadeleyi dengeli hale getirdi.

Tıpkı Sevilla karşısında yenen golün yaptığı etkinin bir benzeriydi belki.. Ama aynı olmayan Chelsea’nin savunmayı Sevilla’dan çok daha iyi yapışı ve rakibine daha az boş alan bırakışıydı..

Zico ilk karşılaşmanın son bölümünde rakibine üstünlük sağladığı kadroyu oyuna sürdü.. Tek farklılık Önder’in yerine Gökhan’ın oluşuydu.. Gökhan hızıyla savunmada ve hücumda iyi şeyler yapmaya çalıştı, ama Deivid’le gösterdiği uyumu Kazım’la gösteremedi.

Buna karşın hava toplarında çok etkili olan Önder’in olmayışı bu kez bir hava topunun golle sonuçlanmasına neden oldu..

* * *

Chelsea’yi milyarlarca kişi tanıyor.. Yıldızları dünya çapında.. Bu takıma karşı üstünlük sağlamak için mücadele etmenin yanı sıra bireysel olarak iyi oynayacaksınız, bireysel hata yapmayacaksınız..

Fenerbahçe bunu başardı.. Sarı lacivertli takım ve Türk futbolu için asıl sevindirici olan olay dünyanın en iyi takımlarından birine karşı 90 dakika bu tempoyu sergilemek ve oyunun büyük bir bölümünde üstünlük kurmaktı.. Chelsea elenebilirdi.. Ama olmadı.. Zico’nun hataları yok mu? Vardır elbet.. Ama artıları daha fazlaydı bu sezonki Avrupa macerasında..

Birkaç söz de hakem için yazmak gerek.. Alman Fandel belki taraf tutarak, Fenerbahçe’yi ezdirme amaçlı bir tutum sergilemedi.. Ama Türkiye’de tabu haline gelen bazı kuralların da artık o kadar geçerli olmadığını gösterdi.. Birkaç metre ileriden ya da geriden taç atıldı diye sürekli tekrar yaptırmadı. Oyunu hızlı oynatmaya çalıştı..

Türkiye'nin sesi /LEVENT TÜZEMEN

 

 

Avrupa'da Türkiye'yi mükemmel temsil eden ve önemli puanlar kazandıran Fenerbahçe'ye teşekkür etmek gerek. Zico, "Chelsea karşısında oyun felsefemizden vazgeçmeyeceğiz, hücum edeceğiz" demişti. Bütün Türkiye nefesleri tutmuş, Fenerbahçe'nin yarı finale çıkması için duacıydı.
Stamford Bridge'te gece iyi başlamadı. Türkiye'de rakiplerini yan toptan attığı gollerle yenen Fenerbahçe erken dakikada kendi silahıyla vuruldu. Chelsea'nin yan toplarda etkili olduğu biliniyordu. Ballack'ın attığı gol adam paylaşımındaki bir hataydı. 10. dakikadan sonra oyuna ısınan Fenerbahçe rakibin kanatlardan ve göbekten etkili gelmesini engelledi.
Ancak Avrupa maçlarının iki büyük yıldızı Deivid ve Alex fizikgüç yetersizliğinden olacak, oyuna katkıda bulunamayınca Fenerbahçe hücumda yeterince çoğalamadı.
Bu tür maçlarda sakin olmak gerekir. 15. dakikada Deivid topu Semih'e kafayla aktarmak yerine göğsüyle önüne düşürmeyi düşünse belki golü atacaktı. 31'de Alex'in ortasında Lugano'nun kafa şutunun dışarı çıkması şanssızlıktı. 2. yarı önde basan, daha çok hücumu düşünen bir Fenerbahçe vardı. Fakat en büyük zaafları ikili mücadelelerde çabuk yıkılmalarıydı. Chelseali oyuncular her ikili mücadelede topu alırken vücutlarını akıllı kullandı.

UZAKTAN ŞUTU DENEMEDİLER
Zico'nun Kezman'ı sokup tek ön liberoya dönmesi riskliydi ama hücumda etkili oldu. Semih çıkıp Uğur girdikten sonra Fenerbahçe kanatlardan bindirip oyunu Chelsea üzerine yıktı. 82'de Gökhan'ın şutunu Hilario yerlerde sürünerek çizgiden çıkardı. Aynı dakikada Kazım'ın şutunu da zor kurtardı. Avrupa maçlarında rakip kaleye sık şut atan, özellikle Deivid'le goller bulan Fenerbahçe, Chelsea önünde nedense şut atmayı düşünmedi. Bir Gökhan bir de Kazım şutu denedi, Avram Grant ve Chelsea tribünleri gözlerini kapadı.
Buraya gelmek büyük başarı. Fenerbahçe, Türkiye'nin Avrupa'daki sesi oldu. Yarı finali hak edecek maçlar oynadı ama Chelsea önünde şansı yardım etmedi.
Sağlık olsun, hepsinin ayağına sağlık.

Avrupa'nın ışığı /GÜRCAN BİLGİÇ

Maçtan bir gün önce İngiliz meslektaşımız, Chelsea Teknik Direktörü Avram Grant'e, "Akşamları rahat uyuyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Bir gün sonra çok sıkıntılı, gerilim yüklü, her an her şeyin olabileceği bir maç oynanacağını düşünüyorlar ve çarşamba günü aldıkları yenilginin matemini bitirmiyorlardı.
Onların o cümlelerini duyup, böyle bir futbol kültürüne ve futbol devine karşı yaratılan tehdidin adı sorulduğunda "Fenerbahçe" denmesinin keyfini yaşadık. Maçın sonucu, neler olacağı o anda aklımızdan çıktı. Çünkü kazanmadan, galip gelmenin manasını öğreniyorduk.
İngilizler de burun büyüklüğünün bedelini ödüyorlardı. Bir haftadır uykusuz, sıkıntılı ve karamsar kalarak.
Stamford Bridge'de daha 4. dakikada Chelsea öne geçti. Birdenbire üstlerindeki gerilimi atarak, bizim avantajımızı, elimizdeki jokeri elimizden alıverdiler. Strateji kurma şansımız kalmamıştı. Tek amaca yüklenecektik. Ne olursa olsun, gol atmak.
Saracoğlu'nda da ilk yarıda yaşanan sıkıntı, kafileyi getiren uçağın bagaj bölümünde kendine yer bulmuş, yine 60'a kadar gösterisini yapmıştı. Fenerbahçe pas organizasyonu kuramıyor, kendini bu noktaya getiren karakterini sahaya yerleştiremiyordu. Ne zaman ki ikinci kaleci Cudicini sakatlanıp, yerine üçüncüsü Hilario geçti; İngilizler'in kafası karıştı. Birer adım geri gelmeye başladılar, Grant defansif değişiklikler yaptı. Zico, 60'ta Kezman ile forveti ikiledi. Alex ikinci bölgeye taşındı, kontrol Fenerbahçe'ye geçti.

İNANIN ÇOCUKLAR
Fenerbahçe. Avrupa'nın 8 büyüğünden biri gibi oynamaya başladı ve Chelsea takımı bu güce saygı duyup, skoru korumanın peşine düştü. Net pozisyonlar, büyük fırsatlar geldi ama Hilario'nun şansıyla, Fenerbahçe'nin şanssızlığı kol kola Chelsea ceza alanını mesken tuttu.
Bu rüyanın sonunu Lampard'ın attığı ikinci gol getirdi. Ama Fenerbahçe için yolun sonu değil başıydı, hakeminin çaldığı bitiş düdüğü... Vakit geçirmek için yerde yatan Drogba, Fenerbahçe'nin paslaşmasına seyirci kaldığı için seyircisi tarafından ıslıklanan Chelsea ve tüm Avrupa'ya ışığını yerleştiren Fenerbahçe...
Nazım Hikmet'in tribünlere güç veren dizeleri gibi; İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler...

Semih'i oynat diye Zico'yu kim kandırdı? /KAZIM KANAT

Fenerbahçe'nin iki büyük hatası dünkü maça damgasını vurdu. Bu iki hata Chelsea'ye inanılmaz prim verdi. Şöyle ki;
A-Kim kandırdıysa Zico'yu Fenerbahçe'ye ihanet etti. Semih Şentürk'le maça başlamak demek, "En büyük ihtiyat kuvvetini" savaşın başında cepheye sürüp yok etmek demek. Dahası; Chelsea savunması Kezman'ı nasıl durdururum derken karşılarında Şentürk'ü buldular, rahatladılar. Şentürk'ün oynaması doğru ama zamanlaması yanlış. Ayrıca Türkiye Ligi başka, Şampiyonlar Ligi bir başka. Adama top göstermezler, top.
(Oysa; Kezman bu sahada oynadı. Yani Chelsea'yi bilen biri. Üstelik eski takımına karşı daha iyi motive olurdu..)
B-Bu Fenerli futbolcular bilmiyorlar mı ki, maçın başında bir dikkatsizlik maçın kaderini değiştirir. Maçın başında bir frikikte Ballack'a vurdurulan kafa ve son dakikada bir dikkatsizlik affedilmez.

ZİCO'YU MEDYA DOLDURDU!
Şampiyonlar Ligi'nde böyle basit goller yenmez. (Bu pozisyonun aynısını Alex'in ortasında Lugano yakaladı. Kalenin içine çıkarsaydı bu gol kaçmazdı!)
İkinci 45'de Zico ne yapmalıydı? Zico ya sabırla kendi futbol şablonunda ısrar edecekti, ya da risk alacaktı.
Zico hiç yapmadığını yaptı, çılgınca şu üç büyük yanlışı yaptı;
1-Sabırla ve kontrolü elden bırakmadığı savunma güvenliğini riske ederek Maldonado'yı oyundan aldı ve tek ön liberoya geçti.
2-Medyanın dolduruşuna gelip ligde sıradan takımlara bile yapmadığını Chelsea maçında yaptı. Çift santrfora geçip KezmanŞentürk ikilisini aynı anda oynattı. (Oysa Boral oyuna girse ve tek santrfora dönülse çok şey olurdu, çoook!)

RİSKİ GEREKTİĞİNDE ALAMADI
3-Son 15 dakikada Zico bir büyük yanlış daha yaptı. Chelsea savunmaya çekilip Fenerbahçe baskı kurduğu anda. Yani karambollerin olduğu pozisyonlarda ve karambollerin golcüsü Semih Şentürk'ü oyundan aldı. Risk alması gerekirken risk almadı.
Özetin özeti şudur; Zico kendi prensiplerine ihanet etti. Medya'nın dolduruşuna gelip kadro ve sistemde büyük hata yaptı. Zico hatalarıyla Fenerbahçe'nin tarih yazmasını engelledi. Yazık oldu!
MESAJ; Sakın Galatasaray ve Beşiktaşlılar Fenerbahçe elendi diye sevinmesin. Fener şimdi lige döndü. Yani meydan artık boş değil. Dikkat!...

Bu kez çeviremedi/ÖMER ÜRÜNDÜL

F.Bahçe iyi mücadele ettiği, kora kor oynadığı, 90 dakika ayakta kaldığı maçta erken gol dezavantajına düşmesi ve Chelsea'nin güçlü takım savunmasını arızaya uğratamaması nedeniyle yarı finale çıkma şansını kaybetti.
F.Bahçe bir duran top golüyle maça adeta yenik başladı. Bu hem moral açısından hem de rakibin riski çok erken terk etmesinden önemli bir dezavantaj. Kısa süre bir şok yaşandı ancak 10. dakikadan sonra oyun dengelendi. F.Bahçe yapısına uygun kontrollü anlayışa sadık kalarak devre sonuna kadar rakibiyle başa baş bir mücadele sergiledi. Chelsea'ye oyuna hükmetme ve üretkenlik şansı vermedi. Ancak hücum girişimlerinde etkili olamadı.
Chelsea iyi oynamıyordu ama takım savunması çok güçlüydü. Herkes defansif görevini yaparken, oturmuş, birbirlerini iyi tanıyan, deneyimli geri dörtlü ve ön liberoda onlara sıkışan Makelele ile alan daraltan garantili bir kurgu oluşturuyorlardı. Tabii skor avantajına da sahip olunca riski hiç düşünmüyorlardı. Bu tip bir görüntüde F.Bahçe'nin pozisyon bulma şansı duran toplara kalıyordu. Böyle bir duran topta çok elverişli bir pozisyon doğdu ancak Lugano bomboş pozisyonda kafayı iyi vuramadı.

GÜÇLÜ DEFANSI AŞAMADILAR
İkinci yarıya Chelsea hızlı başlasa da bu hız saman alevi gibi söndü. Ardından F.Bahçe topa sahip olup oyuna hükmetmeye başladı. Ancak bir türlü rakibin fırsat vermemesinden denenen hiçbir varyasyon tutmuyordu. Devre ortasından sonra Chelsea iyice strese girdi. Grant forvetten bir kişi çıkararak orta sahasına bir takviye daha yaptı. Chelsea'de tam bir panik vardı ama takım savunmaları o kadar sağlamdı ki F.Bahçe'ye hiç alan bırakmıyorlardı. Kazanılan duran toplarda da kullanılan atışları rakip kolaylıkla karşılıyordu. Gökhan ve Kazım'ın heyecan yaratan şutları sonuçsuz kaldı. Alınan riskler karşısında Chelsea son dakikalarda kendini rahatlatan golü bulunca maç orada bitti. F.Bahçe, kritik G.Saray kupa rövanşı, Sevilla deplasmanı ve Kadıköy'deki Chelsea maçlarında oyuna kötü başladı, skorda geriye düştü, maçları sonradan çevirmeyi başarmıştı. Ama bu defa savunması Chelsea'den erken gol yiyince skoru değiştiremedi. F.Bahçe Avrupa kulvarında bu sene sergilediği başarılı futbol ve iyi neticelerle görevini fazlasıyla yaptı.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:39

İLGİLİ HABERLER