Sağlık
  • 16.10.2008 14:02

TATİL MİGRENİ TETİKLİYOR

İSTANBUL - VKV Amerikan Hastanesi' Nöroloji Bölümü'nden Doktor Ari Boyacıyan, migrenin uzun süreli bir stresi izleyen rahatlama döneminde de ortaya çıkabildiğini de belirterek, "Uyku miktarı hep sabit kalmalıdır. Az veya fazla uyumak migreni tetikleyen bir etkendir. Ayrıca bazı yiyecekler her hastada geçerli olmamakla birlikte, çikolata, beyazpeynir, kaşar peyniri, baharatlı yiyecekler ve mezeler, alkol migren ağrılarını uyarabilir" dedi.
Dr. Ari Boyacıyan, migrenin toplumda görülen en sık baş ağrısı türlerinden biri olduğunu belirterek, "Değişik çalışmalarda farklı rakamlar çıkmasına rağmen yaklaşık olarak toplumda yüzde 10 - 15 civarında kişide ortaya çıkabilmektedir. Migren esas olarak beyinde hücresel düzeyde fonksiyonel bir bozukluktan kaynaklanır. Bu bozukluk belli bir süre devam ettikten sonra dönemini tamamlar ve iz bırakmadan düzelir. Migrenin süresi klasik olarak 3-72 saat civarında olmaktadır. Aslında beyinde hücresel düzeyde
bir bozukluk başlamakta. Bu bozukluğun neticesinde beyin damarları ve beynin etrafını saran zarlar etkilenmekte. Bunu neticesinde de şiddetli zonklayıcı ağrı ortaya çıkmaktadır. Çoğu zaman ağrının bir periyod halinde gelişen bir hastalık zaman zaman ağrı dışındaki belirtilerle de kendini gösterebilmektedir. Migren genel olarak klinik planda auralı migren ve aurasız migren olarak ayrılmaktadır. Bunun dışında daha nadir görülen oftalmik migren, hemiplejik migren, komplike migren gibi türleri de vardır".
Migrenin belirtileri arasında en önde zonklayıcı baş ağrısının geldiğini anlatan Dr. Boyacıyan, "Bunu genellikle bulantı ve kusma eşlik eder. Eş zamanlı olarak ses ve ışık hassasiyeti, koku hassasiyeti ve bu ana belirtilerle birlikte ikincil olarak gelişen otonomik bozukluk belirtileri gelişir. Uyku hali, açlık hissi, esneme, gaz birikimi, geğirme, baş dönmesi. Öncül veya eşlik eden belirtilerden olabilir. Migrenin temel olarak sebebi bilinmemektedir. Ancak yukarıda sözü edilen peşin sıra bozukluklarını
birbirini tetiklediği bilinmektedir. Başlangıç hücresel düzeydeki mekanizmalarla olmaktadır. Bu düzeyde biriken bazı inflamatuar maddeler başka reaksiyonları tetiklemekte. Beyin hücrelerinin ve bazen de kan damarlarının işlevleri bozulabilmektedir. Bütün bunları izleyerek de genellikle baş ağrısı ortaya çıkmaktadır" açıklamasında bulundu.

"MİGRENE TANI GENELLİKLE ÖYKÜ ÖZELLİKLERİNE DAYANILARAK KONUR"
Dr. Ari Boyacıyan, baş ağrısının büyük başlığı altında migren dışında bir çok hastalık olduğunu ifade ederek, "Örneğin küme tipi başağrısı, dolaşım bozuklukları, beyin tümörleri, beyin kanamalarında başağrısı büyük başlığı altında irdelenebilecek hastalıklardandır. Migrene tanı genellikle öykü özelliklerine dayanılarak konur. Çünkü atak sırasında yapılabilecek bazı özel laboratuvar tetkikleri dışında migren hastalığının ortaya koyabilecek bir tetkik yoktur. Çoğu zaman olmayana ergi yöntemiyle diğer
hastalıklar dışlanmak yöntemiyle tanı konur" dedi.
Migrenin aslında önemli bir toplumsal sorun olduğunu dile getiren Dr. Ari Boyacıyan, "Migren hastalığının neden olduğu iş gücü ve üretim kaybı yüksek oranlardadır. Hastanın kendisi açısından da yoğun ağrılı ve diğer ek belirtilerin olduğu dönemler yoğun sıkıntı verici düzeydedir ve çoğu zaman yatarak istirahatı gerektirir. Migren atakları yukarıda anlatılan mekanizma ile ortaya çıkar. Auralı migrende genel olarak 1 saat civarında süren öncül belirti olup, bunu izleyen baş ağrısı gelişir. Aurasız migrende
ise genellikle öncül belirti ortaya çıkmaz ve başağrısı daha uzun sürer. Migren ataklarının sıklığı ve şiddeti hastadan hastaya büyük değişkenlik gösterebileceği gibi aynı kişide değişik dönemlerde sıklık ve şiddet değişkenlikleri görülebilir. Hayat boyu ancak birkaç kez migren tipi ağrısı olan insanlar olduğu gibi hemen hergün migren ağrısı ile yaşamak zorunda kalan olgularla vardır. Migren ağrısı sırasında kişi genellikle sessiz ve karanlık bir ortamda yatmayı tercih eder. Atak döneminde olduğu için bu
dönemi kırmakta kullanılan ilaç uygulamaları yardımcı olur" açıklamasında bulundu.
Dr. Ari Boyacıyan, hava koşulları, stres ve psikolojik etkenlerinde migrene neden olduğunu belirterek," Genellikle oksijeni az olan yoğun ortam da, yoğun kokulu ortam da migreni tetikleyebilir. Ayrıca vücudu strese sokacak herhangi bir faktör migren ağrısının tetiklenmesine neden olabilir. Bu ağrı uzun süreli bir stresi izleyen rahatlama döneminde de ortaya çıkabilir(örneğin tatilde). Uyku miktarı hep sabit kalmalıdır. Az veya fazla uyumak migreni tetikleyen bir etkendir. Ayrıca bazı yiyicekler (her
hastada geçerli olmamakla birlikte, çikolata, beyazpeynir, kaşar peyniri, baharatlı yiyecekler ve mezeler, alkol) migren ağrılarını uyarabilir" dedi.
Migrenin en sık 10-40 yaş arasında görüldüğünü anlatan Dr. Ari Boyacıyan, "Ancak ileri yaşlarda da şiddetli migren ağrıları çeken olgular vardır. Migren özellikle hormonal değişikliklerden sık etkilenir. Bu nedenle örneğin kadınların periyod dönemlerinde şiddetli ağrılar ortaya çıkabilir. Bu açıdan başka bir destekleyici kanıt migren tipi ağrıların genellikle hamilelik döneminde azalması olmaktadır" diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:20

İLGİLİ HABERLER