Gündem
  • 6.8.2009 16:42

TUNCAY ÖZKAN : BEN SUÇUMU ÖĞRENMEK İSTİYORUM

İSTANBUL - Emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un da aralarında bulunduğu 56 sanıklı ikinci ''Ergenekon'' davasının 2. duruşması başladı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davanın bu sabah başlayan duruşmasına, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan ve Adli Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 16 sanık katıldı. Tutuklu sanıklar emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hastanede, Hüseyin Keskin ise revirde olduğu için duruşmaya gelmedi.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Emin Şirin, İlker Güven, Erol Mütercimler, Merdan Yanardağ ve Tanju Güvendiren'in de aralarında bulunduğu tutuksuz 21 sanık da duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, birinci duruşmadaki heyetin tamamı ve bir üyesinin reddedilmesine yönelik talepleri inceleyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin de bu istemleri reddettiğini bildirdi.
Bu arada duruşma başlamadan önce tutuklu sanıklar salona girerken izleyicilerin alkışla tempo tuttuğu görüldü.
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile bazı sanıklar da Hurşit Tolon ve diğer tutuksuz sanıklarla selamlaştı.

-BALBAY: ADALETİ MUMLA ARIYORUZ

Duruşmada söz verilen tutuklu sanıklardan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, savunmalarını hazırlamaya çalıştıklarını belirterek, ''28 Temmuzdan bu yana elektrikler kesik. Ara ara veriliyor. Günde bir saat televizyon seyredebiliyoruz. Tabiri caizse adaleti mumla arıyoruz'' dedi.
Davanın Silivri'de ve medyada devam ettiğini, elektriklerin kesik olması nedeniyle medyada devam eden davayı izleyemediklerini ifade eden Balbay, ''Şimdi elektriklerin yokluğu ile karşı karşıyayız. Haftada iki gün köşemde yazı yazmaya çalışıyorum. Mektupla gazeteye gönderebiliyorum. Biz adaletin hızlı işlemesini istiyoruz. Savunmamızı yapmak ve iddialara yanıt vermek istiyoruz'' dedi.
Mahkemenin ''Ergenekon terör örgütü'' denilmemesi yönünde uyarıda bulunduğunu anımsatan Balbay, ''Medyada terör örgütü olarak sunulması, gazeteci olarak beni yaralamakta. Bunlara yanıt vermek için en uygun zemin burası. Bunun gecikmesi bizi yaralıyor. Medyaya sansür konulmasını istemiyorum ama mahkemenin 'terör örgütü demeyin' dediği bir davada böyle yayın yapılmasını yadırgıyorum'' diye konuştu.
Balbay, birbirinden farklı davaların bir araya getirilmesinin bilgi kirliliği yaratacağını savundu.
Tutuklu sanık avukat Emcet Olcaytu da cezaevinde elektriklerin kesik olduğunu tekrarlayarak, ''Burası yapılırken, 'Orta Doğu ve Balkanlar'ın en ileri teknoloji ile donatılmış cezaevi' denilmişti. Şimdi ise Orta Doğu ve Balkanlar'ın en büyük mağarasıdır. Elektrikler yok, su yok, buzdolabında ilaçlarımızı bile saklayamıyoruz'' dedi.
Olcaytu, görüntülü ve sesli olarak kaydı yapılan duruşmaların sonradan yazıya dökülen tutanaklarında, anlaşılmayan yerlerin ''...'' şeklinde bırakıldığını belirterek, ''Böyle bir uygulamayı hiç görmemiştim. Nokta nokta olarak yazılan ve yazılmayan nedir? Bunlar ne şekilde değerlendirilecek?'' diye sordu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, tutanaklarda söylenenlerin yanlış yazıldığını, söylediklerinin değiştirildiğini savunan Olcaytu'nun sözleri üzerine, görüntülü ve sesli kayıtın da yanlışlıkları düzeltmek amacıyla yapıldığını söyledi.

-''SUÇUMU ÖĞRENMEK İSTİYORUM''-

Tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan da duruşma tutanağında avukatı Celal Ülgen'in, Tuncay Güney'in avukatı olarak yazılmasını eleştirerek, ''Benim adım Ahmet Tuncay Özkan. Tutanağa Tuncay Güney olarak geçirmişsiniz. Ben Tuncay Güney değilim, yakalar getirirseniz çok sevinirim'' dedi.
Özkan, suçumu öğrenmek istediğini de söyledi.
Heyet Başkanı Şengün'e bilirkişi atayıp atamadığını soran Özkan, atanmamış, bilirkişi niteliği bulunmayan bu kişiler hakkında, savcılar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum'' dedi.
''Cehaletin bu kadar cüretkar olduğu bir dönem dünya üzerinde yaşanmamıştır. Türk adaleti zehirlenmiş, usul bozulmuştur'' iddiasında bulunan Özkan, şahsı ile ilgili telefon görüşmesi kayıtlarının Adli Tıp Kurumunda incelenmesini istedi.
Tutuklu sanık Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da gizli tanık ''Ahmet Faruk''un sanık Yüksel Dilsiz olduğunu ve salonda bulunduğunu savunarak, bu kişinin dışarı çıkarılmasını talep etti.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:54

İLGİLİ HABERLER