Ekonomi
  • 30.9.2017 11:24

Türkiye'nin 4 ilçesi hazinenin üstünde oturuyor

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Güven Önal, Bolu'nun 15 bin 371 nüfuslu ilçesi Göynük'te birkaç milyar tonluk kaya gazı rezervi bulunduğunu söyledi. Önal Ankara'nın Beypazarı ve Nallıhan, Konya'nın Ereğli, Niğde'nin Bor İlçesi'nde de kaya gazı potansiyeli olduğunu belirtti.

Türkiye'nin yeni hâzinesi kaya gazı olabilir. İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi ile Sergisi'nde (INERMA) konuşan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Güven Önal, Bolu'nun 15 bin 371 nüfuslu ilçesi Göynük'te birkaç milyar tonluk kaya gazı rezervi bulunduğunu söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı desteğiyle gerçekleşen INERMA'nın ikinci gününde enerji çeşitleri masaya yatırıldı.

Zirvenin ikinci gününde ısıtıldığında petrol ve gaz üreten organik bir kayaç türü olan shale gas (şeyi gazı) ya da bitümlü shale olarak da adlandırılan kaya gazı konuşuldu.

4 İLÇEDE REZERV BULUNUYOR

Önal, Türkiye'de özellikle Bolu Göynük bölgesinde birkaç milyar ton düzeyinde kaya gazlı karbonlu tabakalar olduğunu aktardı. Maden Tetkik Arama'nm (MTA) rezervleri araştırdığını belirten Önal "Yerel halkın bu durumdan haberi olduğunu sanmıyorum. Maden Tetkik Arama (MTA) şu anda araştırıyor" dedi.

Göynük'teki hidrokarbondan petrol ve kömür üretilebileceğini ifade eden Önal şöyle konuştu:

"ABD'de çok önemli rezervler keşfedildi. Türkiye'de yeni araştırmaya başladık. Üretim aşamasına geçmiş değiliz, arama ve laboratuvar aşamasında. Kaya gazı Türkiye'ye 10 sene sonra gelir diye düşünüyorum."

Önal'ın verdiği bilgiye göre Göynük'ten sonra en fazla kaya gazı rezervi, Ankara'nın Beypazarı ile Nallıhan ve Konya'nın Ereğli, Niğde'nin Bor ilçelerinde bulunuyor.

BAZI ÜLKELER YASAKLADI

Önal'ın verdiği bilgiye göre kaya gazının üretimi Lüksemburg, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda'da yasaklı, Türkiye'de ise üretim izni var.

Kaya Gazı nedir?

Kaya gazı (Şeyl Gaz) kayaç denilen formasyonların içinde sıkışmış olan doğal gazdır.

Gelecekte enerji üretimi daha çok su yoğun, su temini de daha çok enerji yoğun olacak dendiğinde burada sözü edilen geleceğin bu kadar yakın olduğunu kimse tahmin etmemişti.. Geleneksel klasik gaz üretimine göre “su yoğun” bir teknoloji olan Kaya Gazı teknolojisi dünyanın birçok ülkesi için umut haline geldi. Ancak bu yeni kaynak bir yandan enerji talebini karşılamakta büyük avantaj sağlarken diğer taraftan su yönetimini sektörel tahsisler ve kirlenme açısından zorlayacak.

Peki petrol fiyatlarını yüzde 40 aşağı çekebileceği haberleriyle gündeme gelen Kaya Gazı tam olarak nedir? Cumhuriyet gazetesinden Dursun Yıldız Kaya Gazı'nı ne olduğunu, nasıl çıkarıldığını ve çevreye ne gibi etkileri olduğunu yazdı:


Kaya Gazı (Şeyl Gaz) nedir?

Kaya gazı (Şeyl Gaz) kayaç denilen formasyonların içinde sıkışmış olan doğal gazdır. Hidrolik çatlatma adı verilen işlemle kaya katmanlarının içinde kırılmalar üretilerek açığa çıkması sağlanır. Bu çatlatmalarda su basıncı kullanılır. İşte Kaya Gazı devrimi ile suyun ayrılmaz ilişkisi burada başlar.

Petrol ve doğal gaz, oluştuğu ana kayayı terk ederek farklı kayaçlar içerisine yerleşir. Ancak bu göç sırasında oluşan petrol veya doğal gazın bir bölümü ana kayada kalır. Sözü edilen şeyl gazı (kaya gazı) oluştuğu ana kayayı terk etmeyen ve oluştuğu kayacın gözeneklerinde kalan petrolden elde edilen gazdır.

Gaz nasıl çıkarılır?

Hidrolik çatlatma amacıyla kullanılan çatlatma sıvısı %97,5 oranında su,% 2,5 oranında ise ince kum ve bazı kimyasallardan oluşur. Bu sıvı kuyuların içine çok büyük bir basınçla verilir.Böylece kaya gazının bulunduğu bölgede çatlaklar ve kılcal damarlar yaratılır.

Çatlatma sıvısındaki ince daneli kum açılan çatlakların içine girer.Hidrolik çatlatma işleminin sonunda basınç kaldırıldığında bu madde ince çatlakları açık tutarak kaya gazının toplanmasını ve kuyuya doğru akışını sağlar.Bu sıvı içindeki bazı kimyasallar ise bu çatlatma işleminin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Çatlatma sıvısı içinde kullanılan kimyasalların cinsi ve miktarı jeolojik formasyona sondaj derinliğine ve kayaç özelliklerine bağlı olarak değişir. Çatlatma sıvısında genellikle akışkanlaştırıcı ve biocide kullanıldığı,diğer kimyasalların ise jeolojik formasyona bağlı olarak nadiren kullanıldığı yazılmaktadır.

Ne kadar su gerekli?

Kaya Gazı üretiminde su, hem düşey sondaj ile kuyunun delinmesinde, hem de hidrolik çatlatma sıvısı için kullanılır. Kuyunun delinmesi sırasında bir miktar suya ihtiyaç olsa da suyun %90’ı hidrolik çatlatma için kullanılmaktadır. Kaya Gazı çıkartma işleminde kullanılacak olan su miktarı kuyunun uzunluğuna, kayanın özelliklerine ve çatlatma işlemi sayısına bağlı olarak değişir. Kullanılan suyun miktarı yatay sondajın uzunluğu, sondaj derinliği ve kuyu sayısı arttıkça artar. Yatay sondaj uzunluğu gelişen teknoloji ile bugün 2000 metreye çıkmıştır. Kaya Gazı üretimi için bir yerleşim planı ile enjeksiyon ve üretim kuyuları açılır. Bu kuyuların üretim ömrünün formasyona göre değişerek 5- 15 sene arasında olacağı ileri sürülmektedir. UNEP (2011a).

Literatürde ortalama bir kuyunun işletme süresi boyunca su ihtiyacının 11 000-30 000 m3 arasında olacağı belirtilmektedir (Cothren 2012). Ortalama 20 000 m3 olarak kabul edilirse her kuyu için 25x50 m ebadında ve 2 m derinliğinde olimpik bir havuzun suyu kadar su kullanıldığı söylenebilir.

Birim enerji üretimi için farklı enerji kaynaklarının çıkartılması ve işlenmesinde kullanılan su miktarı kaya gazında, klasik doğal gazdan daha fazladır. Ancak fuel oil, kömür ve biyodizel gibi yakıtlardan daha azdır. Kaya Gazı üretiminde kullanılacak olan suyun talebi sürekli olacağı için özellikle kurak dönemlerde ve yaz aylarında diğer sektörel kullanımlarıyla rekabet yaşanmaktadır.


Suyun ne kadarı geri dönüyor?

Kuyulardan geri gelen çatlatma sıvısı mineral ve acı suları da içinde barındırır. Bu suyun % 30‘u ile % 70’i orijinal çatlatma sıvısıdır. Buna ilave olarak doğal formasyon suları da bu suyla karışarak dışarı çıkar.

Kaya gazı üretiminde hidrolik çatlatma işleminden sonra basılan suyun %10’u ile %40’ının geri döndüğü belirtiliyor (Katie 2011). Geri dönen suların kalitesi de kuyu yerlerine ve derinliğe göre değişken olup bunlar ancak çeşitli seviyelerde arıtmaya tabi tutularak ve temiz su ilave edilerek kullanılabiliyor.


Arıtma gerekli

Geri dönüş suyunun içerisinde yüksek miktarda sodyum ,kalsiyum,magnezyum bulunur . Bu nedenle tekrar kullanılmadan veya atık olarak biriktirilmeden önce arıtılmalıdır

Özellikle suyun arıtma maliyetinin yüksek olması nedeniyle hidrolik çatlatmada su ihtiyacını en aza indirecek yeni teknolojiler üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar su yerine sıvı propan, karbondioksit, nitrojen gazı kullanma ve herhangi bir sıvı olmadan ses dalgaları ile çatlatma gibi alternatifler üzerine yoğunlaştı. Bu yöntemle kuyu açılması için özel ekipmanların geliştirilmesine de çalışılıyor. Hala başlangıç döneminde olmasına rağmen çatlatma malzemesi olarak gaz ve Jellerinin kullanılmasında artış görülüyor. Ancak bu gazların yeraltındaki patlayıcı gazlarla oluşturacağı güvenlik riskleri de bu kullanımın güvenliğinin sorgulanmasına neden oluyor. Geri dönüş suyu ve üretimde çıkan formasyon suyu kuyu bölgesinde kurulan bir arıtma sisteminde, bölgedeki yerel yönetimlerin arıtma sisteminde ya da özel bir arıtma tesisinde arıtılmaktadır.

Ancak arıtma ihtiyacı duyulan atık suyun miktarı ve belediye arıtma tesislerinin bu suların arıtılması için uygun teknik özellikte olmaması ABD’nin bazı bölgelerinde tartışma yaratmıştır.


Yeraltı suyunu kirletiyor mu?

Kaya Gazı üretiminde yeraltı suyunun kirletilmesi bir iddia olarak gündemdedir. Bunun için bir gözlem kuyuları sistemi kurulmakta ve işletme başlamadan önce tespit edilen yeraltı suyunun özelliklerinde değişme olup olmadığı sürekli olarak yapılan ölçümlerle izlenmektedir.

ABD Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından 2011 yılında yayımlanan raporda son 10 yılda hidrolik çatlatma uygulanan 20 000 kuyuda tespit edilen sorunlar incelendi ve sadece 43 ciddi su kirliliği olayına rastlandı. Bu 43 vakanın 21’inde yeraltı suyunun gaz ve hidrolik çatlatma sıvısı ile kirlendiği, 15 inde şantiye çevresinde yüzeyde kirlilik oluştuğu, 4 ünde su çekimi ve hava kirliliği sorunlarının ortaya çıktığı diğer 3 ünde ise atık toplama sorunlarının bulunduğu görüldü.

MIT tarafından hazırlanan raporda 20 000 kuyudan çok büyük bir bölümünde hiçbir soruna rastlanmamasının olumlu bir sonuç olduğu belirtildi. Ancak aynı raporda“ bu konudaki riskin büyük olduğu ve sadece birkaç kuyudaki hatalı işletmenin bile ciddi çevre sorunları yaratabileceğine dikkat edilmesi gerektiği “de ifade edildi.

Çünkü Kuzeydoğu Pensilvanya ve New York da yer alan Marcellus ve Utica kaya gazı formasyonlarındaki akiferlerde yapılan araştırmalarda sistematik olarak içme suyunda kaya gazı çekimi ile ilgili metan karışımı bulunmuştur (Osborn 2011). İncelenen 316 000 kuyunun %4.5’uğunda sızıntı saptandı (Nygaard 2010). Yeraltı suyunu kirleten karışımın ana kaynağının yüzeyde kazayla yayılan sıvı ve katı malzemeler olduğu belirlendi.


Çıkartılan dersler

Kaya Gazı üretiminde farklı ülkeler farklı bölgesel jeolojik karakteristiklere ve özgün kayaç tabakası özelliklerine sahip olmalarından dolayı su konusunda da farklı sorunlarla karşılaşmaktadır.

ABD’deki deneyimler Kaya Gazına yapılacak su tahsisinin kurak dönemlere göre planlanmasının önemli olduğunu ortaya koydu. Bunun yanı sıra bölgedeki su kaynaklarıyla ve doğal çevreyle ilgili sürekli kalite gözlemi yapılmasının gereği de görülmüştür. Kaya gazı için kullanılan su bazı bölgelerde çiftçilerle gaz üreticilerini karşı karşıya getirdi.

Enerji ve su kaynakları ilişkisi artmaktadır. Teknolojik gelişmeler bir yandan suyun verimli kullanılması olanağını sunarken diğer taraftan enerjide su kaynakları üzerindeki baskının artmasına neden olmaktadır. Kaya Gazı da bu baskıyı uygulayan alanlardan biri oldu. Su, ABD’nin kaya gazı devriminde çok önemli bir rol oynamıştır.Teknoloji bu alanda suyun yerine bir başka madde arayışında olmasına rağmen bunu sonuçlandıramadı.

Ülkemizde de araştırma safhasında olan kaya gazı üretimi için ABD ‘deki olumsuzluklar mutlaka dikkate alınmalıdır. Kaya Gazı potansiyeli olan bölgelerimizde hangi su kaynaklarının kullanılabileceği ve geri dönüş sularının nasıl arıtılacağına yönelik planlama çalışmalarının şimdiden yapılması gerekir.

Kaya gazı üretimi her ülkede uygulanabilir mi?

Kaya gazının öneminin fark edilmesiyle ABD'deki enerji fiyatları alt üst oldu. Dünyanın geri kalanı ABD’nin kaya gazı başarısına imreniyor.

Sadece dört yıl önce Avrupa'daki doğal gaz fiyatları hemen hemen ABD ile aynı düzeydeydi. Fakat şu an ABD'ye oranla Avrupa'daki fiyatlar üç kat Japonya’dakiler ise beş kat daha fazla.

Hemen hemen her ülke enerji fiyatlarını düşürmek istiyor.

İngiltere'den Polonya’ya Çin'den Arjantin’e kadar her hükümet ucuz ve güvenilir enerjinin hayalini kuruyor.

Birçok kişinin umudu kaya gazı bu hayalin yanıtı olabilir mi?

Peki, ABD'deki “kaya gazı devrimi” gerçekten de dünyanın farklı ülkelerinde uygulanabilir mi?

Başarısız örnekler

Ticari veri sağlayıcı Platts'ın sorumlu yazı işleri müdürü Stuart Elliott Polonya örneğine işaret ediyor.

Polonya Avrupa'daki kaya gazı rezervleriyle dikkat çeken bir ülkeydi.

"Fakat Polonya örneği başarısızlığa uğradı" diyor Elliott.

Verimli kaya gazı rezervleri Polonyalı yetkililerin üretim sürecine başlama kararı almasını sağladı.

 

Telif hakkıBBC WORLD SERVİCE

Birçok Amerikalı enerji şirketi kendi ülkelerindeki başarının bir devamını burada gerçekleştirmek için üretim sürecine katıldı.

Polonya'da 2013 yılı için 30 ile 40 arası kuyu açılması planlanmıştı. Fakat şu ana kadar maliyet açısından uzun süreçte verimli olması planlanan sadece bir kuyu açıldı.

Exxon Mobil, Talisman ve Marathon gibi şirketler ülkedeki operasyonlarına son verdi. Chevron, Conoco Philliphs ve San Leon ise azimle kaya gazı aramaya devam ediyor.

İngiltere merkezli Chatham House düşünce kuruluşunun kıdemli araştırmacısı Prof. Paul Stevens birçok kişinin Polonya hükümetini "açgözlü ve ahmak olmakla" suçladığını belirtiyor.

Her ne kadar yetkililer mevzuat usullerini yabancı yatırımcıları çekmek için değiştirseler de cezai vergi usulleri ve yabancı şirketlerin yerel ortaklarıyla çalışma şartı gibi şartlar ülkeye yönelik yatırımcı ilgisini azaltıyor.

Fakat Stevens ABD'deki başarının neden Avrupa'da uygulanamadığı ile ilgili olarak Exxon'ın baş yöneticisi Rex Tillerson'ın açıklamasına dikkat çekiyor:

"ABD'de kaya gazının çıkartılmasını olanak sağlayan teknoloji Polonya’nın coğrafi koşulları için yeterli olmadı.”

Büyük şüpheler

Kaya gazına büyük umutlar bağlayan ülkelerden biri de İngiltere'ydi.

Fakat son dört yılda bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kuyu açmak için test yapıldı.

ABD'de enerji piyasası kaya gazının verimliliğine ikna olması için 100'e yakın kuyu açılmıştı.

Sürecin bu kadar yavaş ilerlemesinin nedeni kaya gazına yönelik kamuoyu tepkisi.

İngiltere’de çıkarma sırasındaki yer sarsıntıları yüzünden süreç 18 ay askıya alınmıştı.

Poyry Yönetim Danışmanlığı’nın üst düzey yöneticisi John Williams'a göre kaygıların fazla olması nedeniyle mevzuat usullerinin çok net olması gerekiyor.

"Her şey kusursuz olmalı. En ufak hata tüm süreci baltalayabilir. Onun için şu ana kadar pek ilerleyemedik" diyor Williams.

Bu konudaki kaya gazı karşıtlığı da devam edecek gibi gözüküyor.

Chatham House’dan Stevens, kaya gazı çıkarma sürecindeki ağır metal ya da radyoaktif maddeler yüzünden suların kirlenmesi gibi bir ihtimalin meşru bir kaygı olduğunu belirtiyor.

Kaya gazının kömür ve petrole oranla daha çevre dostu olduğuna dikkat çeken Stevens, “fakat sonunda o da bir fosil yakıt” diye uyarıyor.

Stevents, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların buraya aktarılmasının da ciddi bir kaygı oluşturduğunu söylüyor.

Kaya gazına yönelik kaygılar sadece İngiltere ile sınırlı değil.

Bu konudaki protestolar dünyanın hemen hemen her yerinde gerçekleştiriyor.

Geçen yıl 20 farklı ülkeden çevre savunucuları kaya gazı çıkartma yöntemi olan hidrolik kırılmanın zararlarına karşı küresel bir eylem günü ilan etti.

Fransa çoktan hidrolik kırılma yöntemlerini yasakladı. Romanya, Almanya ve Bulgaristan'da ise arama çalışmalarına ara verildi.

Temel çalışmalar

Petrol çıkarma çalışmalarına daha fazla alışık olan Amerikan kamuoyunun aksine Avrupa'da kaya gazına yönelik yoğun tepki var.

Bu tepki de kaya gazı çalışmaları ile ilgili ilerlemeye darbe vuruyor.

En temelde Avrupa'daki çevre mevzuatı çok katı.

Ayrıca kaya gazı ile ilgili araştırma ve yatırımlar ABD dışında çok da sınırlı.

Amerikan hükümeti 1980'lerin başlarında kaya gazı ile ilgili temel araştırmalara yönelik milyonlarca dolar katkı sağladı.

Ama Avrupa Komisyonu devlet yardımlarının aksine temel araştırma ve geliştirme yatırımlarının işletmeler tarafından yapılmasını istiyor.

Kısacası ABD'deki kaza gazı işletmeciliği bir günde doğmadı, 25 yılda gelişerek bu seviyeye geldi.

Prof Stevens mülkiyet haklarının da kaya gazı ile ilgili araştırmalarda önemli bir etken olduğunu söylüyor.

ABD'de konut sahipleri yer altındaki kaynakların da sahibi konumunda.

Böylece konut sahipleri kendi arazilerinde bir enerji kaynağının bulunması durumunda fiyat ile ilgili şirketlerle anlaşıp çıkarım haklarını şirketlere verebiliyorlar.

Fakat Avrupa'daki yeraltı kaynaklarının sahibi devletler.

Hiçbir devlet de pazarlık yapmadan çıkarım hakkını enerji şirketlerine devretmeye hazır değil.

Bu soruna ek olarak birçok ülkedeki yer koşulları, alt yapı ve boru hatlarının eksikliği ABD'deki kaya gazı devriminin tekrarlanabilmesi ile ilgili ciddi sorunlar olarak gözüküyor.

Ayrıca kaya gazının Avrupa'daki enerji fiyatlarına nihai etkisinin nasıl olacağına yönelik kaygılar da var.

Poyry'nin tahminlerine göre kaya gazının kullanılması durumunda Avrupa'daki toptan gaz fiyatları 2020 ile 2050 arasında yüzde 6 ile yüzde 14, elektrik fiyatları da yüzde 3 ile yüzde 8 arasında azalabilir.

Toptan satış fiyatları enerji faturalarının sadece bir etkeni olduğundan hane başına etkisi daha az bile olabilir.

Bu veriler Avrupa’da kaya gazının enerji fiyatlarına etkisinin ABD'ye oranla çok daha az olabileceğine işaret ediyor.

Türkiye'de kaya gazı

Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın (EIA) yayınladığı bir rapora göre Türkiye'de Güneydoğu Anadolu havzasında Dadaş ile Trakya havzasında Hamitabat formasyonlarında çıkarılabilir kaya gazı miktarı 680 milyar m3 olarak veriliyor.

Bu miktar Türkiye’nin bugünkü yıllık tüketimi (46 milyar m3) esas alınırsa yaklaşık 14-15 yıllık bir tüketime denk düşüyor.

Enerji piyasası analisti Cüneyt Kazokoğlu'nun BBC Türkçe için kaleme aldığı analize göre Türkiye’de henüz mevcut kaya gazı ve petrol rezervlerinin Türk mercileri tarafından belirlenmemiş olması, Türkiye’de çalışmaların sondajlı ön araştırma aşamasında olduğunu gösteriyor.

Büyük hedefler

Kaya gazının geleceğinin umut verdiği ülkelerin başında Çin geliyor.

Elliott, Çin'de enerjiye olan talebin giderek arttığına ve yetkililerin kaya gazı çıkarımı için milyarlarca dolar harcamaya hazır olduğuna dikkat çekiyor.

Çin yönetimi 2020 yılına Amerika'nın mevcut kaya gazı üretiminin üçte birine ulaşmayı hedefliyor.

Uzmanlar bu hedefin büyük olduğuna işaret ediyor. Fakat ülkedeki yer koşulları, ucuz işgücü, kolay mevzuat ve kamuoyu tepkisinin olmamasını Çin’in bu hedefe ulaşmasını kolaylaştırıyor.

Ama Çin için ise asıl sorun su. Çin'in kaya gazı rezervlerinin büyük kısmı ülkenin oldukça kurak kuzey batısında bulunuyor. Çıkarma sürecindeki suya ihtiyaca dikkat çeken Elliott. Bu durumun en büyük engel olduğunu belirtiyor.

Çin'in kaya gazı ile ilgili büyük hedefleri olmasına karşın şu ana kadar kaya gazı arama ile ilgili ciddi bir girişim yok.

Amerika'da binlerce kaya gazı üretim merkezi var. Ama dünyanın geri kalanındaki kaya gazı merkezlerinin sayısı bir elin parmağını geçmiyor.

William'a göre Çin'in kaya gazı üretebilmesi 8 ile 10 yılı bulabilir. Bu bile dünya enerji fiyatlarını kendi başına etkileyebilir.

Dünyanın geri kalanı için bu kadar sürede kaya gazı üretimine başlamak gerçekçe gözükmüyor. Stevens ancak 15-20 yıl sonra farklı bölgelerde kaya gazı üretimine geçilebileceğini söylüyor.

Kaya gazının enerji fiyatlarını sabitleyebileceğini ve güvenliğini sağlayabileceğini düşünen hükümetlerin bektekileri pek gerçekçi değil. Kaya gazı bu hedefleri karşılayacak doğru bir reçete olmayabilir.

Güncellenme Tarihi : 30.9.2017 11:34

İLGİLİ HABERLER