VİCDANINI DİNLEYEN ALBAY, İTİRAF ETTİ
Hakkâri'de Yüksekova Çetesi'ne adı karışan aralarında bir binbaşı ile korucu ve itirafçıların bulunduğu çeteyle ilgili Albay Kamber Oğur'un verdiği şok ifadeler ortaya çıktı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkûm ettiği cinayetin öyküsü 1995'te başladı. Yüksekova ilçesinde, Dağ Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki bir birliğin, Ağaçlı ve Karlı köylerinde düzenlediği operasyonlarda iddiaya göre Abdullah Canan'ın evini yıkıp, akrabalarından Şemsettin Yurtsever, Mulmat Özteke ve Münir Sarıtaş'ı da gözaltına aldı.
Ve o günden sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı.
Abdullah Canan olaydan sonra operasyonu komuta eden Yurdakul ve askerlerini savcılığa şikâyet etti.
İddiaya göre tabur komutanlığına çağrılarak tehdit edilen Canan aracıyla Yüksekova'dan Van'a giderken bir kontrol noktasında durdurularak gözaltına alındı ve 45 gün sonra işkence edilmiş ve kurşunlanmış cesedi bulundu.
Kayseri Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Kamber Oğur, olaydan 2 yıl sonra itirafçı Kahraman Bilgiç'in Yüksekova Çetesi ile ilgili anlattıkları ortaya çıkınca, Canan'ı öldürülmeden önce tabur revirinde başı sarılı olarak gördüğünü belirterek ifade vermek istediğini söyledi. Oğur ifadesinde şu bilgilere yer verdi:
12 BİN MARK ÖDENDİ
"Şubat 1996'da tabur karargâhında Abdullah Canan isimli şahsı başı sarılı vaziyette revirde otururken gördüm. Durumu anlattığım Esat Canan, Dağ Komando Alayı'nın olduğu Hakkâri'ye gitmiş. Konuyu paşa ile görüşmek istemiş. Kapıda karargâhta çalışan astsubayla karşılaşmış. Şahıs sorunu çözebileceğini söyleyip bir otelde randevu vermiş. Buluşmada Abdullah Canan'ın teslimi karşılığı 20 bin mark istemiş. 12 bin markı peşin almış. Tesliminde de 8 bin markı almak üzere anlaşmış."
TAYİNİ ÇIKTI
Oğur ifadesine şöyle devam etti; "Şubat ayının sonlarına doğru Abdullah Canan'ın cesedi Esendere mıntıkasında, otomobili de Van istikametinde bulunmuş. Esat Canan ve ailesi cesedin bulunmasından sonra kanuni yollara başvurdu. Temmuz aylarında aynı tabur beni şikâyette bulununca Şırnak'a tayinim çıktı. Yani sürüldüm."