Elazığ’da 41 kişinin hayatını kaybettiği 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından şehirde ağır ve orta hasarlı bina sayısı 1100’ü buldu. Bunlardan 118’i acil yıkılacak. Malatya’da ise 4 bin 125 yapının durumu ağır. Devlet, yapılacak yeni konut sayısını 6 bin 400’e yükseltti.

Depremin vurduğu bölgede bin kişilik denetleme ekibi sahayı gözlemledikçe hasarlı bina sayısında artış yaşanıyor. Buna ilişkin son rakamları dün Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı. Kurum, “Elazığ merkez, Sivrice ve Maden ilçesinde 58 yıkık, 568 ağır, 531 orta hasarlı bina var. Bu binaların 118’i acil yıkılacak. Malatya’da, Battalgazi, Doğanyol, Kale, Pütürge ve Yeşilyurt’ta 430 yıkık, 4 bin 125 ağır hasarlı, 20 de acil yıkılacak binamız var” dedi. Tespit ve yıkım süreçlerinin en hızlı şekilde ilerlediğini ifade eden Kurum, yıkımlar sürerken bir yandan da dönüşüm çalışmalarını başlattıklarını kaydetti. Kentsel dönüşüm ve yapılacak konutlara ilişkin bilgiler de veren Kurum, şunları söyledi:

MALATYA’YA 2 BİN 550

“Vatandaşlarımızla istişare ederek, onların hiçbir şekilde mağdur edilmeyeceği bir kentsel dönüşüm sürecini yönetmek istiyoruz. Elazığ’da Mustafa Paşa’da 300, Sürsürü’de 200, Sivrice’de 350, Yemişlik’te 2 bin ve köylerimizde 1000 olmak üzere 3 bin 850 yeni konut yapacağımızı dün (önceki gün) ifade etmiştik. Bunun dışında 400 rezerv konutumuz var. Onu da öncelikli hak sahibi vatandaşlarımıza vereceğiz. Malatya’da da incelemelerde bulunduk. Malatya merkezde 500, Doğanyol’da 150, Kale’de 200 ve Pütürge’de 200 olmak üzere üç ilçemizde toplam 550, Malatya geneli köy evleri ahırlı ve ahırsız olarak 1500, toplamda ise 2 bin 550 yeni konut yapacağız. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Elazığ ve Malatya’da, depremden etkilenen bölgemizde yapacağımız kalıcı konutların sayısı şu an itibarıyla 6 bin 400. Konutlarımız, tüm vatandaşlarımıza hayırlı olsun.”

İŞTE HARCANAN PARALAR

1999’dan bu yana yaşanan depremler sonucu yaptıkları projelerde İstanbul, Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce ve Bolu’da 130 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiklerine işaret eden Kurum, 42 bin 587 kalıcı konut inşa ettiklerini dile getirdi. Van, Kütahya, Bingöl ve Afyon-Dinar depremlerinin ardından TOKİ tarafından 7,5 milyar liralık yatırım yaparak 37 bin 734 afet konutu ürettiklerini ifade eden Kurum, şunları kaydetti: “1999’dan bu yana depremzede vatandaşlarımız için yaptığımız toplam 80 bin 321 kalıcı konut ile sosyal donatılar ve altyapı çalışmaları için 110,5 milyar lira harcadık. 2012’den bugüne 1 milyon 350 bin konutun dönüşümünü yaptık. Kentsel dönüşümde kira yardımı, hibe, faiz ve kamulaştırma kapsamında 17 milyar lira destek sağladık. Dönüşüm kapsamında binasını dönüştüren vatandaşlarımıza vergi ve harç muafiyeti sağlayarak, yaklaşık 11 milyarlık ilave desteğimiz oldu. TOKİ eliyle yatırım bedeli 32,5 milyar lira olan 149 bin konut ürettik. Dolayısıyla kentsel dönüşüm için toplamda 60,5 milyar liralık yatırım yaptık. Riskli olarak belirlediğimiz alanlar ile yeni yerleşim olarak belirlediğimiz alanlarda da 60 milyar liralık yatırımımız devam ediyor.”

Bu kez Suriyeliler evini açtı

Elazığ’da yaşamını sürdüren Suriyeliler, depremin ardından mağduriyet yaşayan vatandaşlara destek vermek için adeta seferber oldu. Sürsürü Mahallesi’ndeki enkazı elleri kan içinde kalmasına rağmen kazımaya devam edip, yaralı Aydın ailesine ulaşan Mahmud el-Osman gönüllerde taht kurarken, kimi Suriyeliler de depremzede aileleri evinde misafir ediyor. Suriyeli bazı gençler ise yardım kuruluşlarının çalışmalarına gönüllü katılarak çadır kuruyor, yemek dağıtıyor. Eşi ve iki çocuğuyla 6 yıl önce Türkiye’ye sığınan Suriyeli Tevfik Kaddur (57), depremzede komşuları, akciğer hastası 72 yaşındaki Eyüp ve 65 yaşındaki eşi Nergiz Salgut’u evinde misafir ediyor. Kaddur, Suriye’den kaçarak geldikleri Türkiye’de Türklerden çok yardım gördüklerini anlatarak “Bizlere ev ayarladılar, kapılarını açtılar. Biz de onlara yardımcı olmak istedik” dedi. Bir aile olduklarını vurgulayan Kaddur, “Birbirimize sevgi gösterdik. Türkler nasıl bize yardımcı olduysa biz de kardeşlerimize destek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

AİLE GİBİ OLDUK

Depremzede Eyüp Salgut ise ağır hasarlı evlerine giremediklerini, yaşlı ve hasta olduklarından ötürü dışarıda da kalamadıkları için Suriyeli ailenin kendilerini evlerine aldığını dile getirerek şunları söyledi: “Bizi yedirdiler, içirdiler. Allah işlerini rast getirsin. Afetten kurtulduk. Allah devletten ve bizi ağırlayan Suriyeli komşumuzdan razı olsun.” Depremzede Nergiz Salgut ise Suriyeli komşularının kendilerine kapılarını açtığını belirten ifade ederek, “Burada 2 günde aile gibi olduk. Yeme, içme, barınma, bütün ihtiyaçlarımızı karşıladılar. Bize kendi kardeşleri, anneleri, babaları gibi bakıyorlar” diye konuştu.

Yeni cami yapılacak

Manisa’nın Akhisar ilçesinde 22 Ocak’ta meydana gelen 5,4 büyüklüğündeki depremde ağır hasar gören binaların yıkımına devam ediliyor. Depremden etkilenen Akhisar, Kırkağaç ve Saruhanlı’da hasarın boyutuna göre yıkım ya da onarım çalışması yapılıyor. Ağır hasar aldığı için yıkım kararı verilen Karakurt Mahallesi’ndeki Vahdet Camii, belediye ekiplerince yıkıldı. Caminin minaresinin yıkımı da bağlanan halatlarla kademeli olarak gerçekleştirildi. Caminin yerine yenisi inşa edilecek.

İran’daki deprem Hakkari’de hissedildi

İran’da 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. AFAD’dan alınan bilgiye göre, dün saat 21.07’de merkez üssü İran’ın Urmiye ili olan 4.8 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Deprem yerin 11 kilometre derinliğinde meydana geldi. Deprem Hakkari’de de hissedilirken Yüksekova ilçesinde yaşayan vatandaşlar deprem nedeniyle sokağa döküldü.

Sihirli mont ağlattı

Elazığ’daki depremde hasar almış evinden çıkarak bir akrabalarının evine yerleşen 2 çocuk annesi Filiz Yıldırım, depremzedeler için gönderilen kıyafetlerden almak için yardımların toplandığı yere gitti. Burada çocukları Elif İkra (8) ve Yiğit Efe’ye (2) iki mont alan anne, montların cebine bakınca içindeki notları gördü. Notlarda ‘Bu mont sihirlidir, giyenin her dileği gerçek olur’ yazısını buldu. Çok duygulanan Varol, yaşadığı anları şöyle anlattı: “Çocuklarıma montları giydirdim. Daha sonra her iki montun da cebinden not çıktı. O notlar bizi çok duygulandırdı. Yaşadığımız felaketin ortasında içimizi ısıttı. Çocuğum ilk etapta notta yazan ‘sihirli’ kelimesinden dolayı korktu. Ama daha sonra notun tamamını okuyunca mutlu oldu ve hemen dilek tuttu. Hüngür hüngür ağladık. Neyse ki hâlâ iyi insanlar var. Ben bu notları yazan kişiyle tanışmak istiyorum. Çocuklarım onlar sayesinde bir nebze de olsa mutlu oldu. Buradan o kişiye sesleniyorum. Biz onunla tanışmak istiyoruz.”