Asayiş
  • 18.6.2013 21:28

25 askerin şehit olduğu patlamayla ilgili dava başladı

Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012’de 25 askerin şehit olduğu, 8’i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davanın ilk duruşması Eskişehir’de başladı.

Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesinde görülen davada, tutuksuz sanıklar Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay Aydın ve 25 şehidin yakınları hazır bulundu.

Duruşmada savcı, olayla ilgili iddianameyi okudu.

Askeri Savcının iddianameyi okuduğu sırada bazı şehit yakınlarının söz konusu ifadeler karşısında fenalaştığı görüldü. Bu nedenle Mahkeme Başkanı iddianamenin özetinin okunmasını talep etti.

Savcının okuduğu iddianamede yer alan askeri ve sivil bilirkişi raporlarına göre, Afyonkarahisar 41. Mühimmat Bölük Komutanlığında bulunan depolara, Susurluk 44. Mühimmat Komutanlığından 18 Haziran 2012'de 248 ton el bombası, 360 ton obüs mermisinin sevk edildiği belirtildi. 

İstif işlemlerinin yapıldığı sırada patlamanın olduğu, ilk patlamanın etkisiyle şok dalgaları, basınç ve hararetin tetiklemesiyle de kütle halinde patlamanın meydana geldiği, bu sırada personelin tamamının cephanelikte bulunduğu kaydedilen raporda, 150 ton el bombasının patladığı, bunun üzerine 13 milyon 594 bin 114 liralık maddi hasarın meydana geldiği belirtildi.

Raporda, mühimmatın istiflendiği depoda emniyet tedbirlerinin alınmadığı, eğitimsiz personel kullanıldığı, çalışan personelin iyi dinlendirilmediği ve uyarıların dikkate alınmadığı ifade edildi.

Denetçi personelin iyi denetim yapmadığı, gece çalışmasında deponun iyi aydınlatılmadığı, istiflemenin aceleyle birliğe yeni katılmış, yeteri eğitimi olmayan personel tarafından yapıldığı bildirilen raporda, istiflemenin saat 23.00’e kadar yapıldığı, denetim yapılacağından tasnif ve istifleme işlemlerinin kısa sürede yapılmaya çalışıldığı, depo içinde görüş zorluğu ve aydınlatma yetersizliği olduğu kaydedildi.

Raporda, olayın bir terör saldırısı ya da sabotajdan kaynaklanmadığına da dikkat çekildi. 

Görgü tanığı askerlerin ifadelerinin okunduğu sırada ise şehit yakınlarının sanıklara tepki gösterirken gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi.

-Sanık savunmaları

Ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Özbay, mühimmatın istiflenmesi sırasında kendisine herhangi bir bilginin verilmediğini iddia etti.

Birlik içerisindeki mühimmatların istiflenmesinin, birlik komutanının görevi olduğunu savunan Özbay, şöyle konuştu:

"Bana bu konuda bilgi verilmesine gerek yok. Keşke haber verilseydi de engelleyebilseydim. Alacağım tedbirler farklı olurdu. Haberim olmadı ve yetemedim. 4 Eylül’de başlayan faaliyetle ilgili Binbaşı Ali Duran bana bilgi vermedi. 5 Eylül’de mesai bitiminde emirler vererek ayrıldım. Tuncay Aydın’ın savcılıkta benim çalışmalarla ilgili bilgim olduğu yönündeki ifadeleri gerçeği yansıtmıyor. Nitekim 7-8 Eylül’de Tahkikat Komisyonu’na verdiği ifadesinde bu konuya değinmedi. Üsteğmen Tuncay Aydın, bana telefonda da konuyla ilgili bilgi vermedi. Aydın, faaliyetlerin devam ettiğine dair bana bir şey söylemedi. Türk Silahlı Kuvvetlerinde, Alay Komutanı seviyesindeki biri makamı terk ederken takım komutanı seviyesindeki birisine böyle bir şey söylemez. Bilgi verecekse birlik komutanı verir. Şayet böyle bir şey denilseydi, birlik komutanını çağırır, bu faaliyetleri sonlandırarak gerekli önemleri aldırırdım. Ali Turan da bana tasnif ve istifleme çalışmalarıyla ilgili bilgi vermedi. Mart ya da nisan ayında 32 nolu depoyu kontrol ettim. Daha sora depoyu görmediğimden, deponun da karışık halde olduğuna dair bilgi yok."

-Çapraz sorgu talebi

Şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş, sanıkların tek tek çapraz sorguya alınmasını talep etti ancak mahkeme heyeti bunu kabul etmedi.

Bunun üzerine Ulutaş, Özbay'ı çapraz sorguya aldı.

Bölükteki kamera sisteminin çalışmadığını aktaran Albay Özbay, nizamiyedeki kameraların sadece yanıltıcı yöntem olarak kullanıldığını savunarak, "Kamera daha önceden sahte olarak konmuş, var olan kamera ama işlevi yok. Gelen kişilerde 'kamera var olgusu yaratılsın' diye her bölükte kamera var" dedi.

Ulutaş, patlama günü bir yerel televizyon kanalında yayınlanan bir haberin görüntüsünü de mahkemeye izletti. Habere göre, patlamadan 7 dakika önce nizamiye kapısı girişinde ziyaretçilerle nizamiye nöbetçileri arasında bir tartışma çıktığı, daha sonra ziyaretçilerin askere taş attığı ve nöbetçinin kafasından ve belinden yaralandığı dile getirildi.

Bu kavganın olaydan 7 dakika sonrada patlamanın yaşandığına dikkat çekildi.

Daha sonra Avukat Ulutaş, sanıklardan Albay Özbay’a patlamada bir kaza şüphesinin olup olmadığını ilişkin bir soru yöneltmesi üzerine, Albay Özbay, "Kesinlikle kaza olmuştur. Ama bu kazanın nasıl gerçekleştiğini bilemiyorum" ifadesini kullandı.

Mahkeme, duruşmaya ara verdi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:20

İLGİLİ HABERLER