Gündem
  • 23.9.2005 12:17

40 MİLYAR ''KİRLİ DOLAR''IN NE KADARI TÜRKİYE''YE GELDİ?

İBRAHİM KARAGÜL''ÜN YENİ ŞAFAK''TAKİ YAZISI: 40 MİLYAR ''KİRLİ DOLAR''IN NE KADARI TÜRKİYE''YE GELDİ? Dünya, haftalardır Irak halkının 1 milyar 27 milyon dolarının nasıl çalındığını tartışıyor. ABD ve İngiltere''nin atadığı ''''Geçiş Hükümeti'''' döneminde yeni kurulan ''Irak ordusu''nun ihtiyaçları için açılan ihaledeki yolsuzluk, tarihin en büyük hırsızlığını ortaya çıkardı. 14, 15 ve 17 Haziran 2005''te arka arkaya yazdığım ''''Stoffel Dosyası 1, 2, 3'''' başlıklı yazılarda Türkiye''de ilk kez ve derinlemesine bu skandalı tartıştım. Petrolün dışında, Irak''ın 1 milyar dolarının değil, 40 milyar dolarının çalındığını, işgalden sonra oluşturulan şebeke eliyle ABD ve İngiltere''nin, Irak ordusuna ait toplam değeri 40 milyarı bulan tüm malvarlığını sattığını, satılanların yerini doldurmak için yeni ihaleler açıldığını, böylece Irak halkının ikinci kez dolandırıldığını, operasyonun bizzat ABD Başkanı Bush''a bağlı Dale C. Stoffel tarafından organize edildiğini yazdım. Füzeler, tanklar, savaş uçakları, ağır silahlar, askeri mühimmat nereye gitti, kimlere satıldı? Füzelerden bir kısmı Kuzey Irak''taki Kürt güçlere verildi. Belki tanklar ve savaş uçakları da verilmiş olabilir. Füzeler ve silahlardan bazıları İran''a ve Ürdün''e gitti. Trafiğin ayrıntıları, kullanılan güzergahları, işi yürüten şirketlerin ismi, hangi sınır kapısından kaç araçlık konvoylarla taşındığı bilgileri mevcut. Yine füzelerden bir kısmının ABD''ye; bir kısmının da Yeni Delhi''ye kadar ulaştığı, operasyonu kimlerin yürüttüğü, hangi taşeron şirketlerin, hangi kargo şirketlerinin kullanıldığı da. Olayın Türkiye''nin güvenliğini birebir ilgilendirdiği konusunda dikkat çekmeye çalıştım. Özellikle Mersin ve İskenderun limanlarının bu operasyonda nasıl kullanıldığı konusunda şüpheleri ortaya koydum. Kuzey Irak-İskenderun-Mersin hattında içlerinde Türk şirketlerin de bulunduğu, nasıl bir trafiğin işlediğini sorguladım. PKK''nın Türkiye''ye soktuğu silahlarla hurda ticareti arasında bir ilişki olup olmadığını sordum. Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri''nin öldürülmesinden Ortadoğu''daki karanlık para operasyonlarına kadar yığınlarca soru sordum. Bağdat''tan Washington''a, Lübnan''dan Türkiye''ye uzanan büyük kaçakçılık/yolsuzluk operasyonundan, dev silah ticaretinden, Irak''ın kaybolan füzelerinden suikastlere uzanan bir dosya açtım. Beyaz Saray-CIA-Bağdat''taki kukla yönetim-mafya arasında nasıl bir menfaat paylaşımı olduğundan, 100 TIR''a yüklenen silahların Ürdün üzerinden nasıl İsrail''e kaçırıldığından, boşaltılan silah depolarının akıbetinden, CIA-Boeing-Ukrayna arasındaki X-31 füzesi operasyonunun öneminden söz ettim. Kimseye duyuramadım… Skandal, Irak''ta çok duyduğumuz ''''contractor'''', yani müteahhitlerden birinin daha öldürülmesiyle ortaya çıktı. 8 Aralık 2004''te ortağıyla birlikte öldürülen bu Amerikalı''nın adı Dale C. Stoffel''di. Stoffel ve ortağı Joseph J. Wemple, Taci''de Amerikalı yetkililerle toplantıdan çıktılar, Bağdat''taki Yeşil Bölge''de yine ABD''li üst düzey yetkililerle görüşmeye giderken araçları durdurulup maskeli kişiler tarafından kurşuna dizildi. Öldürenler Stoffel''in bilgisayarına el koydular. İnanılmaz ilişkiler ağı böylece ortaya çıktı. Ama Stoffel''in cesedi hiç ortalıkta görülmedi. Stoffel, ABD ve İngiltere tarafından Irak''ın silahlarını yağmalamak ve gerekli yerlere transfer etmekle görevlendirilir. Söz konusu silah ve malvarlığının toplam değeri dudak uçuklatacak kadar büyük. Tamı tamına 40 milyar dolar! Silah, askeri mühimmat ve hurdaya çıkarılan malzemelerin paraya çevrilme görevi bizzat Stoffel''e verilir. Dev pasta için, içinde devletlerin, istihbarat örgütlerinin, silah tüccarlarının, mafyanın ve bankaların olduğu bir ağ oluşur. Bu ağın tam merkezinde, ABD ve İngiltere''yi, özellikle de Bush ailesini temsilen Stoffel vardır. Stoffel, tüm zamanını Irak''ta geçirir, çelik yeleğini hiç çıkarmaz ve sürekli Uzi ile gezer. İşgalden sonra bir ekip kurar. Tahsis edilen 10 helikopterle Irak ordusuna ait tüm birimleri tespit edip, resimlerini çeker, envanterini çıkarır. Gazi (İyad) Allavi, Muhammed el Çelebi ve Savunma Bakanı Hazım Şaalan öncülüğünde, 4 Ağustos 2004, 16 Ağustos 2004 ve 1 Ekim 2004 tarihlerinde imzalanıp onaylanan anlaşmalarla Stoffel, kirli operasyonu yönetme konusunda tam yetkili kılınır. (Şaalan şimdi Ürdün''de ve muhtemelen hakkında tutuklama kararı çıkarılacak.) Irak içinde ortakları Çelebi, Allavi, Talabani, Barzani, İran lobisi, dışarıda ise Kuveyt, İsrail, İran ve Ukrayna''dır. Tabiî patron ABD ve İngiltere... Türkiye''den iki şirket ve iki isim (C.A. ve A. E.) skandalın tam merkezinde yer alıyor. Aldıkları komisyon bile belli. Stoffel''le 11 ve 12 Kasım 2004 tarihlerindeki e-mail yazışmaları belli. Gizli tutulması kararlaştırılan anlaşmalar ortada. Stoffel''le o kadar yakınlar ki, öldürüldüğünde bu kişilerle birlikte resimleri bilgisayarında bulunuyordu. Kimlerin, hangi güçlerin himayesinde oldukları ise meçhul! Ben o zaman bu kirli ortaklığı Türkiye''nin güvenliğini öne alarak tartıştım. Şimdi Türkiye dahil, bölgede dolaşan ve yatırımlara dönüştürülen sermaye açısından da bakmak gerektiğini fark ediyorum. Türkiyeli ve Lübnanlı aracılar dikkate alındığında, paranın ne kadarının Türkiye''ye hangi yatırımlarla girdiğini merak ediyorum. Stoffel dosyası, bir çok ülkeyi ekonomik ve siyasi açıdan yakından ilgilendiren, etkileyecek olan yüzyılın en büyük, en karanlık operasyonu. Cinayetlerden ihalelere ve para aklamalara uzanan ve bizzat ABD ve İngiltere''nin yönettiği trafiğin bütün bölgede ağır siyasi sonuçları olacak. Özelliştirme yoluyla Türkiye''ye yönelen sermayenin arkasındaki güçler çok tartışılacak. Ben de önümüzdeki hafta boyunca ekonomik gerçeklerin değil, siyasi ve stratejik planların yönlendirdiği bu ilgiyi sorgulamayı umuyorum. Tabiî, Irak''ta terörle, etnik ve mezhep çatışmasıyla, intihar saldırılarıyla kamufle edilen Stoffel Dasyası''ndan başlayarak…. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:03

İLGİLİ HABERLER