Ekonomi
  • 17.4.2002 12:33

500 BİR FRANGA 'TÜRKİYE RAPORU'

KAYNAK : Haber Vitrini BÜLENT AYDEMİR ANKARA - Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)'nün hazırladığı 'Türkiye Raporu'nun Avrupa Birliği ve IMF'nin raporlarına göre daha nesnel olduğunu söyledi. Gürel, Türkiye'nin raporun hazırlanması çalışmalarına 500 bin Fransız Frangı katkıda bulunduğunu ifade etti. Bakan Gürel, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen ve Türkiye'yi temsilen katıldığı OECD toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin rapor için gönüllü olarak OECD'ye başvurduğunu belirten Gürel, şimdiye kadar 12 ülke için bu rapor hazırlandığını, bu yıl ise Kanada, İngiltere, Polonya ve Türkiye için rapor düzenlendiğini ifade etti. Türkiye'yi OECD toplantısında hükümet düzeyinde temsil ederek, görüş alışverişinde bulunduklarını kaydeden Gürel, raporun son şekli verildikten sonra OECD'nin resmi dillerinde yayınlanacağını ve Haziran ayında da Türkçe'ye çevrileceğini söyledi. Gürel, "Türkiye ile ilgili düzenleyici reform çalışmaları konusunda yapılanları takdir eden ve bize ışık tutan bir rapora kavuşmuş olacağız" dedi. Raporun birkaç açıdan önemli olduğunu vurgulayan Gürel, "Uzmanların uzun süren çalışmalarıyla hazırlanmış bir rapor. Türkiye'den bütün ilgili kurumu ve kuruluşların katkılarıyla hazırlanmış bir rapor. Ayrıca, OECD bizim açımızdan başka uluslararası örgütlere göre, çok daha nesnel, objektif davranabilecek bir kurum" diye konuştu. Gürel AB ve IMF'nin kendi açılarından bakarak Türkiye'den taleplerde bulunduklarını kaydetti. 'SİYASAL İRADE ARANDI' OECD'nin son değerlendirme toplantısında siyasal iradenin de bu reform çalışmalarının arkasında olup olmadığının araştırıldığını belirten Gürel, "Ben de hükümetimizi temsilen toplantıya gittiğimde bu raporun hükümetimiz tarafından ruhuyla ve bir bütün olarak elbette benimsendiğini, bir takım ayrıntılar konusunda bizim siyasal tercihlerimizin rapor konusunda yol alındıkça farklı olabileceğini ama bu raporun bizim yolumuzu aydınlatacak bir rapor olduğunu söyledim" ifadelerini kullandı. Toplantıda, sorulan önemli sorurdan birinin 'Ekonomik bunalımı aşmak için bazı önlemler alıyorsunuz. Bu önlemleri bunalım artık atlatıldığına göre yeterli mi bulacaksınız?' şeklinde olduğunu kaydeden Gürel, yetkililere şu karşılığı verdiğini bildirdi: "Türkiye ve son hükümetler zaten reform çabalarına bu ekonomik bunalım ortaya çıkmadan önce de başlamışlardı ve biz ekonomik bunalımı zaten daha önceden başlayan ve etkileri uzun dönemde hissedilen bir takım olumsuz etmenlerin ortaya çıkardığı bir bunalım olarak değerlendirdiğimiz için bundan sonra da böyle bunalımlı dönemler yaşamamak için bütün olumsuz önlemleri ortadan kaldıracak reform çalışmalarına girişmemiz mümkün olacaktır ve bundan sonra da devam edecektir". Türkiye'ye yöneltilen ikinci önemli eleştirinin Türkiye'de diğer ülkelere göre aşırı merkeziyetçi yönetim yapısının varlığı ve bunun giderilmesi için bir takım önlemler alınması konusu olduğunu kaydeden Gürel, "Türkiye'nin tarihsel gelişimi, toplumsal ve ekonomik gelişmesi elbette kendisine özgü koşullar içinde olmuştur ve başka yerlere o kadar benzemez. Fransa'da da Türkiye'ye benzer bir merkeziyetçi yapı vardır ama onlar idari reformlarla bu merkeziyetçiliği yerelleştirmeyi başarabilmişlerdir. Bizim de şu anda TBMM'de bulunan yerel yönetimler yasa tasarısı hazırlığımız var. Bu yeni yasa Türkiye'de yerel yönetimleri güçlendirme bakımından bir reform çabasının ürünü" dedi. Raporda, devlet kuruluşları arasında koordinasyon eksikliğinden söz edildiğini belirten Bakan Gürel, bu eksikliğin giderilmesi için bir bakanlığın yönetimi altında sekreterya kurularak eşgüdümün sağlanması yolunun önerildiğini ifade etti. Danışma mekanizmasında da bir takım eksikliklerden söz edildiğini kaydeden Gürel, bu mekanizmada bir fayda ve maliyet analizinin yapılmasının önemine dikkat çekti. Gürel, Türkiye'nin bağımsız düzenleyici kuruluşlar konusunda herhangi bir eleştiri almadığını, başka örneklere bakıldığında, bu konuda Türkiye'nin gerekenden çok daha ileri adımlar atmış olduğunu söyledi. 500 BİN FRANGA RAPOR Bakan Gürel, 'Türkiye neden böyle bir denetimden geçmek için gönüllü oldu. Raporun bağlayıcılığı var mı?' şeklindeki soru üzerine, Raporun hazırlanması için ülkelerin başvuru yaptıklarını hatırlatarak, daha önce ABD, Japonya, Meksika, Hollanda, İspanya, Danimarka, Kore, Yunanistan, Çek Cumuriyeti gibi ülkeler için rapor hazırlandığını, bu yıl da Kanada, İngiltere, Polonya ve Türkiye için hazırlanacağını ifade etti. Gürel "Çok pahalı bir işi, bir özel kuruluşa yaptıracağınıza, bunu çok daha ucuza ve verimli bir şekilde, daha objektif bakabilecek uzmanların eline bırakıyorsunuz" diye konuştu. Gürel, raporun hazırlanması için Türkiye'nin 500 bin Fransız Frangı katkıda bulunduğunu söyledi. Gürel raporun bir bağlayıcılığının olmadığını belirterek, "Zaten OECD'nin bizimle böyle bir alışveriş içinde olması için bir neden yok. Biz OECD'nin üyesiyiz. Dolayısıyla OECD'nin bizimle başka bir ilişkisi yok" dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:30

İLGİLİ HABERLER