KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA - AB'ye sunulan Ulusal Program'daki kısa vadeli taahhütleri yerine getirmek amacıyla hazırlanan ve 24 Mart'a yetiştirilmek istenen dokuz ayrı yasada değişiklik öngören tasarıyla özgürlükler kısmen genişletilirken, önemli kimi yasaklar makyajlanarak korunuyor.
12 Eylül dönemi yasakçı zihniyetiyle de yer yer uyumlu olan paket taslakta, basına daha çok özgürlükte cimri davranılıyor; polise
'sakıncalı' bulduğu oyun ve filmleri oynatan yerler ile sakıncalı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle dernek ve vakıfları kapatma yetkisi yalnızca yargı denetimine açılarak korunuyor, işkence nedeniyle Türkiye'nin mahkûmiyeti halinde mağdura ödenecek tazminatın işkence yapan görevliye ödettirilmesi yeniliğini getiriyor. İşte, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde gözler üzerine çevrilen 'Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'yla yapılmak istenen değişiklikler:
Polise esaslı dokunma yokTasarının ilk iki maddesi Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu'nda değişiklik yaparken, polise tanınan sakıncalı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle dernek ve vakıflar ile
sakıncalı film gösterimi yapılan yerleri kapatma ve faaliyetten men yetkisi özünde korunuyor. Mevcut yasada 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine, genel güvenliğe ve ahlaka zararı dokunacak yerler'in kapatılması düzenlenmişken, şimdi 'Zararı dokunacak' ibaresi yerine 'aykırı' ibaresi konuluyor. Bu konuda tek iyileştirme, polisin kapatma kararını 24 saat içinde hâkim onayına sunmasını zorunlu kılması ve hâkimin 48 saatte karar vermemesi halinde kapatma veya men kararının yürürlükten kalkmış sayılacağını düzenlemek oldu.
Komutan ilçe yönetemeyecek
Tasarıyla İl İdaresi Yasası değiştiriliyor ve jandarma subaylarının ilçelerde kaymakama vekalet etme yetkisine son vererek sürpriz 'sivil adım' atılıyor. Mülki idare
amirliği sınıfından olmayan (askerler dahil) bürokratlar, kaymakama vekalet edip ilçeyi yönetemeyecek. Bu düzenleme ile komutanların
valilerin yerine vekalet etme uygulamasına da son veriliyor.
Basında geri adım
Basın Yasası'ndaki değişiklikler, tasarının en çok tartışılacak bölümlerinden olmaya aday. Devlet Bakanlığı'nca hazırlanan taslağın çok gerisine düşen tasarıda Basın Yasası'nın 12 Eylül dönemi ürünü Ek 1 ve Ek 2. maddeleri kaldırılmak yerine değiştirilirken, matbaaya müsadere yetkisi korunuyor. Buna göre bölünmez bütünlük ve milli güvenlik ile cumhuriyetin temel ilkeleri aleyhine suçtan mahkumiyet halinde, eserlerin basımında kullanılan matbaa veya basım aletlerine el konulabilecek.
Yeni düzenlemeyle 'devletin ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için tedbir yoluyla soruşturma aşamasında savcının talebi üzerine sulh ceza hâkimince, kovuşturma aşamasında görevli mahkemece' her türlü basılmış eserler toplatılabilecek. Gecikme bulunması halinde ise savcı kararıyla toplatma yapılabilecek, bu halde savcı bu kararını en geç 48 saat içinde ceza hâkiminin onayına sunacak, 48 saat içinde karar verilmediğinde savcının kararı hükümsüz kalacak.
Tasarıda olumlu yöndeki değişiklik ise sakıncalı yayınlar nedeniyle gazete ve dergilere verilecek kapatma cezasının alt sırınının 3 günden 1 güne, üst sınırının
ise 1 aydan 15 güne, yasaklanan yayının yeniden çıkarılması suçuna öngörülen ceza üst sınırının ise 6 aydan üç aya çekilmesi ve kanunla yasaklanmış dilde yayın yasağının kaldırılması olarak belirlendi.
İşkencede pabuç pahalı
Tasarı işkencecileri bu alışkanlıklarından vazgeçirmeye, vazgeçmeyenlere ise bedel ödetmeyi de hedefliyor. Bunun için Devlet Memurları Kanunu'na yapılan ek ile işkence ve onur kırıcı muamele suçları nedeniyle AİHM tarafından verilen kararlar sonucu devletçe ödenen tazminatlar, bundan sorumlu personele rücu edilecek. Yani, işkenceyi yapan görevli, bunun cezasını cebinden ödeyecek.
Tasarı, polis-jandarma tartışmasına kaynaklık eden tartışmada, jandarmanın görev alanını 'büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye sınırları dışında kalan ve polis teşkilatı bulunmayan yerler' olarak sınırlıyor.
Partileri kapatmak daha zor
Tasarı, Anayasa'da parti kapatmayı zorlaştırma yönündeki değişiklikleri Siyasi Partiler Yasası'na taşıyor. Buna göre; partilerin 'odak' nedeniyle kapatılması
'yasak fiillerin o parti üyelerince yoğun şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre ve genel başkan veya yönetim organları-TBMM grubunca zımnen veya açıkça
benimsendiği, yahut bu fiillerin doğrudan parti organlarınca kararlılılıkla işlendiği takdirde' mümkün olabilecek.
Ayrıca tasarı yasalaştığında partiler
aleyhine doğrudan kapatma kararı yerine, Anayasa Mahkemesi devlet yardımından yoksunluk cezası verebilecek.
Dernek kurma yaşı 18
Tasarının 6 maddesi ise Dernekler Yasası'nda bazı değişiklikler yapıyor. Öncelikle dernek kurma yaşı 18'e çekilirken, derneklere uluslararası faaliyet yasağı kaldırılarak, bu alanda en büyük adım atılıyor. Dernek yöneticilerinin yurtdışına çıkışlarıyla yabancı dernek yöneticilerinin Türkiye'yi ziyaretleri ise yetkili kurumlara önceden haber şartıyla olanaklı kılınıyor.
TCK'nın 312. maddesinden mahkûmiyet hali dernek kuruculuğuna engel olmaktan çıkarılırken, devlet aleyhine suçlardan mahkûm olanlara aynı yasak korunuyor, dernek toplantılarında yasaklanmış dilleri kullanma yasağı ile üniversite öğrenci derneklerinin yasada sayılan amaçlar dışında faaliyette bulunamayacağını düzenleyen maddeler de kaldırılıyor.
Alevilere kötü haber
Alevi Derneği'nin kapatılmasına esas alınan
'Azınlık yaratılması' başlıklı 5. madde ise kaldırılmıyor. Maddeden 'Türk kültürü dışında dil ve kültürleri korumak ve geliştirmek amacıyla dernek kurma' yasağı ayıklanmakla beraber, "T.C. ülkesi üzerinde
ırk, din, mezhep, kültür veya dil farklılığı yaratmak veya herhangi bir bölgenin veya
ırkın veya sınıfın veya belli din veya mezhepten olanların diğerlerine hâkim ve diğerlerinden imtiyazlı olmasını sağlamak' amacıyla dernek kurulması yine yasaklı tutuluyor. Dernekler Yasası'nda değişiklik içeren hükümlerle dernek, vakıf, sendika ve meslek kuruluşlarının 'kendi amaçları dışında
toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma' sınırlaması da kaldırılıyor.
Toplantı hakkına yine yasak
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda yaptığı değişiklikle 18 yaşını bitirenlere de tertip komitelerine girme yetkisi veren tasarı, vali ve kaymakamlara toplantı ve gösterileri "Milli güvenlik, kamu düzeni, suçun işlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
amacıyla" 2 ayı, OHAL bölge valisine ise aynı gerekçelerle bütün toplantıları 3 ayı geçmemek üzere erteleme yetkisi veriyor. Tasarı son olarak, toplantı ve yürüyüşlerde yasaklanmış dil kullanım yasağını kaldırırken, hâkimin tutuklanan kişiye belli bilgilerin iletilmesiyle avukatıyla görüşmesini yasaklama yetkisi veren fıkrayı DGM Yasası'ndan çıkarıyor.
(Radikal)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:38