BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan gerçekten çok şanslı bir siyasetçi...

Yanlış anlaşılmasın...

Erdoğan’ın hayatını anlatıp ‘şans eğri’sini çıkaracak filan değilim.

İşin o kısmından ziyade ‘rakipleri’nin Erdoğan’a sunduğu bulunmaz fırsatlardan ve o fırsatların sağladığı müthiş olanaklardan söz edeceğim...

Açık konuşalım:

Başta CHP olmak üzere Erdoğan’a karşı çıkan muhalif kanadın stratejisi, Erdoğan’ın en büyük şansıdır.

Hayır, çelişki yok...

Karşıtlarının hangi tutum karşısında hangi tepkiyi vereceklerini çok iyi kavramış olan Erdoğan, bunun üzerinden siyaset yapıyor.

Ve hep kazanan taraf oluyor...

***

Ne demek istediğimizi biraz açalım:

Başbakan Erdoğan’ı en fazla sıkıntıya sokan olay, tabandaki tepkinin artmasıdır.

Çünkü tabanda hoşnutsuzluğun ve sızlanmanın yükselmesi, Erdoğan’ın siyasi geleceğini etkileyecek önemdedir.

Taban itirazını yükseltir ve ‘Bunlar da beceriksiz çıktı’ derse, yeni arayışlara girebilir, bu da Erdoğan ile ‘geniş dindar kitle’ arasındaki büyünün bozulmasına neden olur.

Düşünün:

İmam-hatiplerin önü açılmamış...

Kuran kurslarıyla ilgili bir gelişme kaydedilmemiş...

Türban sorunu çözülmemiş...

Ve böyle bir ortamda Erdoğan ile ‘geniş dindar kitle’ arasındaki bağda herhangi bir çözülme yok.

Peki bu nasıl oluyor?

***

İşte burada rakiplerin Erdoğan’a ‘altın tepsi’de sunduğu fırsat devreye giriyor.

Mesela taban, Erdoğan’dan ‘Kaçak kurslara verilen cezanın hafifletilmesi’ni mi istiyor?

Erdoğan, sonucun ne olacağını baştan bildiği halde ‘olmazı göstermek’ için hemen talep edilen yasal düzenlemeyi yapıyor...

Sonuç tabii ki beklediği gibi çıkıyor:

Laiklik konusunda duyarlı medyadan itirazlar, CHP’den olağanüstü muhalefet ve Cumhurbaşkanı’nın beklenen vetosu...

Böylece Erdoğan, tabana dönüp şunu diyor:

Görüyorsunuz, biz yapmak istiyoruz ama yaptırmıyorlar...

Ve ‘taban’, ‘İnşallah bir dahaki sefere’ deyip umudunu korumaya devam ediyor.

Arapların meşhur ‘Kıssatül latentehi’si, yani ‘Bitmeyen hikaye’si gibi bir şey...

Taban istiyor, Erdoğan adımını atıyor, muhalifler beklenen tepkiyi gösteriyor ve Erdoğan ‘Durumu görüyorsunuz’ mesajını veriyor.

Başından beri olan budur...

***

Yoksa ‘Kaçak kurslara verilen cezaların hafifletilmesi’yle Anayasal koruma altında olan o muazzam ‘din eğitimi’ sorununun çözülemeyeceğini Erdoğan bilmez mi?

Kaçak kurslarla ilgili yapılan düzenlemenin, mevcut çarpık yapıyı daha da çarpık hale getireceğini Erdoğan bilmez mi?

Tabii ki bilir...

Yapması gerekenin toplumsal uzlaşmayla ‘din eğitimi’ sorununa esaslı ve çağdaş bir çözüm aramak olduğunu bilmez mi?

Bunu da bilir.

Ama esaslı çözüm, her zaman daha zor ve yıpratıcıdır.

Bunun yerine ‘taban desteği’ garantili kolay yolu seçersiniz, olur biter...

Nasıl olsa, hangi adımı attığınızda hangi tepkiyi vereceğini bildiğiniz şahane karşıtlarınız var...

***

Sözün özü şudur:

Bu pilav daha çok su kaldırır.

Başta Cumhurbaşkanı ve CHP olmak üzere AKP’den hoşnut olmayan çevreler, bu tuhaf siyaset oyununu bozacak adımlar atmadıkça ve ezber bozmadıkça bu şarkı böyle devam eder...

Ve Erdoğan efsaneleştikçe efsaneleşir...