
AHMET HAKAN'IN PLAYBOY İSYANI!..
EĞER Hıncal Uluç ya da Reha Muhtar gibi özel hayatımın deşifre edilmesini açıktan açığa teşvik eden bir adam olsa idim, hiç sorun değildi.Geceleri álemlere akar, kapısında kameraların ışıklarının her daim yandığından emin olduğum mekánlarda görünür, magazin emekçilerine şöyle yukarıdan bakarak "İyi akşamlar çocuklar!" der ve dudağıma kondurduğum muzaffer bir kıvrımla "Ah biz ünlüler!" havalarında mutlu mesut dolaşırdım.
Heyhat ki böyle bir adam değilim.
Bu nedenle... "Flaş! Flaş! Ahmet Hakan bu sefer de falancayla beraber! İslamcı gazeteciydi, playboy oldu!" türünden haberleri, bir Erdal Acar ya da Can Tanrıyar yılışıklığıyla izlemiyorum.
Hatta ve hatta... Beni kategorize ederek, dönek diyerek, aşağılayarak sinir edemeyenleri sevindirme pahasına söyleyebilirim: Bu tür haberlere acayip gıcık oluyorum!
Nasıl olmayayım ki?
Düşünün: Gecenin en mahrem saatinde, "Show TV’yi aç, Uçankuş’ta senden söz ediyorlar" mesajını alıyorum.
Televizyonu açıyorum, hakikaten de "Uçankuş" adlı gayya kuyusuna düşmüşüm.
Yetmemiş...
En üfürme ve en kıytırık analizleri, "İnsanlığın sırrını açıklıyor" edasıyla attıran Kenan Erçetingöz adlı yaşamdan ve analizden bihaber bir "yaşam analisti"nin dangul dungul yorumlarına maruz kalmışım.
Yetmemiş...
"Sosyal içerikli biri olmak" için ne kadar çırpınırsa çırpınsın, sonuçta "basit ve avam" olmaktan öteye bir türlü geçemeyen Tuğba Özay adlı bir kadının da diline düşmüşüm!
Yetmemiş...
Bu iki kafadarın, "Eh Ahmet Hakan, magazin álemini bu kadar diline dolarsan başına gelecek budur, sen misin bizimle maytap geçen, al buyur bakalım" diye çemkirmelerine muhatap olmuşum.
Peki ne yapacağım bu maskaralık karşısında?
"Madem bunlara maruz kalmak istemiyorum, o halde uğraşmayayım şunlarla" falan diyerek tırsıp oturacak mıyım?
Asla ve kata!
Bu dünyaya yandan, tepeden, içeriden, alttan, yukarıdan bakmaya, yani destursuz bağa girmeye devam edeceğim.
Hadi bakalım: El mi yaman, Tuğba mı yaman? Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 23:06