Eğitim
  • 18.11.2002 03:09

AİHM, BAŞÖRTÜSÜ DAVASINA BAŞLIYOR

KAYNAK : Haber Vitrini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yarın yapacağı duruşmada Zeynep Tekin ve Leyla Şahin isimli iki Türk öğrencinin başörtüsü konusunda Türkiye aleyhine yaptığı şikâyet başvurusunu görüşecek. AİHM’nin 4 No'lu dairesinde yapılacak duruşma sonucunda ‘başörtüsü taktıkları’ gerekçesiyle okuma hakları ellerinden alınan iki öğrencinin başvurusu ele alınacak. Temmuz ayında mahkeme bu başvuruları gündemine almıştı. AİHM'deki davada Türkiye’nin savunmasını, eşi de bir başörtü mağduru olan Başbakan Abdullah Gül’ün hükümetinin yapacak olması davaya farklı bir boyut kazandırdı. AİHM daha önce İsviçre’de bir devlet okulunda öğretmen iken başörtüsü taktığı gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılan bayan Dahlab’ın başvurusunu kabul etmişti. AİHM, daha önce Türkiye’den başvuruda bulunan Senay Karaduman ve Lamiye Bulut’un başvurularını ise reddetmişti. Başvuru sahiplerinden Zeynep Tekin, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu ikinci sınıf öğrencisi iken Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yayınlanan 22 Aralık 1988 tarihli, derslerde kep takmayı zorunlu kılan genelgeye uymadığı ve başörtüsü takmakta ısrar ettiği gerekçesiyle disiplin kurulu tarafından 15 gün okuldan uzaklaştırıldı. Tekin, verilen disiplin cezasının haksız olduğu gerekçesiyle İzmir İdare Mahkemesi’ne başvurmuş; fakat mahkeme, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen laiklik ilkesine dayanarak Zeynep Tekin’i haksız bulmuştu. Yüksek İdare Mahkeme, 16 Ekim 1997 tarihinde verdiği kararla İzmir İdari Mahkemesi’nin verdiği kararı yerinde buldu. Eğitimine Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde devam eden diğer başvuru sahibi Leyla Şahin ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi iken İstanbul Üniversitesi (23 Şubat 1998) ve YÖK (12 Mart 1998) tarafından yayınlanan “okul içerisinde başörtüsü takmayı yasaklayan” genelgeler doğrultusunda sınavlara alınmamış ve başörtüsü takmakta ısrar ettiği gerekçesiyle yeni yıl için kaydı yapılmamıştı. Tekin ve Şahin, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. maddesini ve eğitim hakkının haksız olarak engellenmesiyle ilgili 2. maddenin 1. protokolünü ihlal ettiği gerekçesiyle Strasbourg’da bulunan AİHM’ye başvurmuşlardı. Ayrıca, başvurusunda okullardaki başörtüsü yasağının öğrencileri din ve eğitim arasında bir seçim yapmak zorunda bıraktığını, bunun da “inananlar ve inanmayanlar” gibi bir ayrımcılığa neden olduğunu iddia eden Leyla Şahin, Türkiye’nin, AİHS’nin ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14 maddesini, özel hayata ve aile hayatına saygıyla ilgili 8 maddesini ve ifade özgürlüğüyle ilgili 10 maddesini ihlal ettiğini ileri sürmüştü. AİHM’deki ‘dini özgürlüğün engellenmesi’ davaları AİHS’nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüyle alakalı 9. madde kapsamında ele alınıyor. (9. madde; herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak bir kişinin dinini ya da inancını değiştirmesini, tek başına ya da toplu olarak, özel ya da kamusal alanda, dininin ya da inancının gereklerini yerine getirmesini; ibadetini, öğretimini ve ayinlerini kapsıyor.) ‘İnanmak serbest; yaşamak şartlara bağlı’ Fakat sözleşmede bir inanç sistemine ya da dine inanma hakkı ‘tamamen serbest’, devletlerin denetiminden uzak, olarak belirtilirken bu inanç sistemlerinin gereklerini sergileme hakkı belli şartlara bağlanıyor. AİHS hükümetlere, dini gereksinimlerin yerine getirilmesine, toplumsal sağlığın ve diğer kişilerin haklarının korunması amacıyla “kanunların izin verdiği” ve “demokratik bir toplumda gerekli görüldüğü” ölçüde karışabilme hakkı tanıyor. (AİHS 9/2) Aynı maddeye tabi olan Avrupa ülkelerinin birbirinden farklı sosyal yapılara ve kültürel değerlere sahip olması neyin “gerekli” neyin “gereksiz” olduğu konusunda büyük bir sorun oluşturuyor. Şimdilik bu “gereklilik” AİHM kontrolünde ve “demokratik değerler” kapsamında üye hükümetlere bırakılmış durumda. Mahkeme “gereklilik” kriteri olarak genelde “baskın bir sosyal ihtiyaç” ve tedbirlerin “meşru bir amaca yönelik” olmasını kullanıyor. Sözleşmedeki bu belirsizlikler değişik ülkelerin sosyal gerçeklerine göre farklı yorumların ortaya çıkmasına neden oluyor. Dahlab Davası AİHM tarafından incelemeye alınmış ve karara bağlanmış tek başörtüsü davası. İsviçre’de yaşayan ve bir devlet okulunda öğretmenlik yapan bayan Dahlab öğretmenlik yaparken başörtüsü taktığı gerekçesiyle, “açık dini sembollerin” okullarda kullanılmasını yasaklayan İsviçre kanunları doğrultusunda görevinden uzaklaştırılır. ‘Öğretmenlere yasak; fakat öğrenciler başörtüsü takabilir’ İsviçre mahkemeleri laik okullardaki “yansızlığın” korunması gerekçesiyle okul idaresi tarafından alınan kararı onaylar. Öğretmenlik hakları elinden alınan Dahlab, Strasbourg Mahkemesi’ne başvurur. Fakat AİHM’de İsviçre mahkemeleri gibi “laik okullarda yansızlığın korunması ve etkilenmesi çok kolay küçük yaştaki çocuklar üzerinde dinsel bir etki oluşturulmaması” gerekçeleriyle İsviçre devleti lehine karar verir. İsviçre milli mahkemelerinin Dahlab davası ile verdiği kararda göze çarpan önemli bir nokta ise laik okullardaki söz konusu başörtüsü yasağının öğrenciler üzerinde direkt bir etkiye sahip olan öğretmenler için geçerli olduğu, öğrencilerin kendi istekleri doğrultusunda başlarını örtebileceğinin belirtilmiş olmasıdır. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (AİHK), 1993 yılında başörtülü fotoğraf çektirdikleri gerekçesiyle diplomaları verilmeyen Senay Karaduman ve Lamiye Bulut’un AİHS’nin 9. maddesi kapsamında yaptıkları başvuruyu reddetmişti. AİHM’nin söz konusu başvuruları “bir yükseköğretim kurumunu seçmiş olan bir kişinin o üniversite tarafından belirlenen kurallara uyması gerektiği” ve “çoğunluğun haklarının sınırlandırılması, azınlığın haklarının korunması içindir” gibi gerekçelerle kabul etmediğini belirten AİHM’nin Türkiye kararları üzerine çalışan bir hukukçu Zaman’a yaptığı açıklamada, AİHM’nin başörtüsüyle alakalı başvurularda yeterli araştırmayı yapmadığını savunarak, söz konusu davada AİHS’de belirtilen “kanunların izin verdiği ölçüde”, “baskın bir sosyal ihtiyaç” ve “meşru bir amaca yönelik olması” gibi kriterlerin ne kadar incelendiği konusunda soruların olduğunu söyledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:41

İLGİLİ HABERLER