Gündem
  • 8.5.2012 00:12

AK Parti : Genelkurmay muhtıra aşıklarına muhtıra verdi

O açıklamanın Türkiye'de muhtıra aşığı olan kesimlere verilmiş bir muhtıra olduğunu belirten Bekir Bozdağ, "''Baro başkanının yaptığı açıklamayı ben duyunca bir hukukçu olarak çok üzüldüm" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Türkiye'de başkanlık sistemi korkular endişeler üzerinden tartışılıyor. Bu sistemin Türkiye'ye faydası nedir, zararı nedir bunun üzerinden bir tartışma yapılmıyor'' dedi.
      Bozdağ, TGRT'de katıldığı canlı yayında başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soruları yanıtladı.
      Türkiye'de yıllar yılı sistem tartışması yapıldığını belirten Bozdağ, bir sistem arayışının da bütün anayasa çalışmalarında olduğunu söyledi.
      Anayasa yapımı sürecinde dünyada uygulanan sistemlerin hangisinin Türkiye'ye daha uygun olabileceğinin, hangisinin yasamayı yürütmenin tahakkümünden kurtarabileceğinin tartışılması gerektiğini ifade eden Bozdağ, ''Yasama yürütmenin kontrolünden çıksın. Ben de bunu istiyorum. Yürütmenin emrinde bir yasama doğru değildir. Yasamayı yürütmenin kontrolünden çıkaracak, yasama ve yürütmeyi birlikte olmaktan kurtaracak sistemin adını muhalefetin de söylemesi lazım. Bu sistemin adı başkanlık sistemidir. Başkanlık sisteminde bu temin ediliyor'' diye konuştu.
      Muhalefetin ''çözümün başkanlık sisteminde değil, parlamenter sisteme sahip çıkmakta olduğuna'' dair görüşlerinin hatırlatılması üzerine, Bozdağ onların kendi görüşlerini böyle ifade ettiğini söyledi.
      Türkiye'de başkanlık sisteminin korkular, endişeler üzerinden tartışıldığını belirten Bozdağ, bu sistemin Türkiye'ye faydasının ve zararının ne olduğu üzerinden bir tartışma yapılmadığını dile getirdi.
      Başkanlık sisteminde gelen kişinin ömür boyu görevde kalmadığını, 4-5 yıl anayasada nasıl yazıyorsa ona göre durduğunu ve halkın yüzde 51'inin oyuyla geldiğini anlatan Bozdağ, ''Bu ne demek, halkın istemediği biri başkan olamayacaktır, ama parlamenter sistemde halkın istemediği kaç tane hükümet geldi kuruldu'' ifadesini kullandı.
      Başkanlık sisteminde vatandaşın kimden hesap soracağını bileceğini vurgulayan Bozdağ, milletin yüzde 50'sinden fazlasının oyunu alana iktidar verdiğini, azınlığın hükümet olma, hükümet kurma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
     
     -Başkanlık sistemini öcü gibi gösteren anlayış-

    
     Muhalefet ve bazı kesimlerin kendilerinin düşüncesinin, kendi istedikleri birinin Türkiye'de iktidar olamayacağı için bu sisteme karşı çıktığını savunan Bozdağ, şöyle devam etti:
      ''Aman bu sistem gelmesin, o yüzden korkuları söyleyelim krallık gelir, padişahlık gelir, diktatörlük, totaliter otoriter bir yapı gelir. Halbuki buna izin vermeyen sistemdir başkanlık sistemi. Çünkü halkın oyunu alan birisi halkın oyuna muhtaç olan birisi bunu yapabilir mi- Gücü buna yeter mi- Öte yandan yasama ona karşı tam bağımsız. Onun kontrolünde değil. Tam karşı duran bir şekilde, yasal denetim de var, ayrıca mahkeme denetimi orada da var. Baktığınızda halkın yüzde 51'inin oyuna muhtaç olan birisi, radikal görüşleri savunabilir mi- Savunduğu zaman vatandaş ona destek verebilir mi- Bunlar sadece 'aman diktatörlük olur, aman krallık olur, aman padişahlık olur, aman otoriter bir yapı gelir' diye vatandaşa başkanlık sistemini öcü gibi gösteren anlayışlar.''
      Atatürk'ün döneminin de fiili bir başkanlık sistemi olduğunu savunan Bozdağ, ''İlk meclisin oluşmasından sonra, meclis hükümeti sistemi var kuvvetler ayrılığı değil, kuvvetler birliği. Ondan sonra bakıyorsunuz karma bir sisteme geçiş var, ama uygulamaya baktığınızda fiili bir başkanlık sistemi var, hukuki değil. İnönü dönemi de aynı, cumhurbaşkanı da iktidar da tek elde başka zaten parti de yok ve fiili bir başkanlık sistemi. 50-60 Menderes dönemine baktığınız da orada da aynı şeyi görüyorsunuz'' dedi.
      Başkanlık sisteminin demokrasiyi, hukuku, milli iradeyi, yasamayı ve yürütmeyi güçlendireceğini vurgulayan Bozdağ, bunun aynı zamanda istikrarı da sağlayacağını savundu.
      ''Eğer Başkanlık sistemi olsaydı, Türkiye'de hiç kimse darbe yapamazdı'' diyen Bozdağ, başkanlık sisteminin darbeye izin verecek bir mekanizmanın oluşmanın müsaade etmediğini söyledi.
      Söz konusu sistemin ''milletin dediğinin hakim olduğu, tam da demokrasinin ruhuna uygun bir sistem'' olduğunu belirten Bozdağ, dünyadaki bazı kötü örneklerin hatırlatılması üzerine de, şunları kaydetti:
      ''Kötü örnekler var. Onların başkanlıkla alakası yok. Başkanlık sistemi gelince otomatikman Türkiye federasyon olacak veya falan olacak bunların tamamı korkutmayla alakalı. Başkanlık sisteminin ana özelliği başkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi, yürütmenin tek elde toplanması, yasamanın doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi, yürütmenin yasamanın güvenine, yasamanın da yürütmeye dayanmaması, birbirinden tam ayrı tam bağımsız olması, yürütmenin yasamayı fesih yetkisi yasamanın da yürütmeyi görevden alma yetkisinin olmaması, bu onun ötesi ülkeden ülkeye değişiyor.''
      Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili çıkacak kararda bir sürpriz bekleyip beklemediklerine ilişkin bir soru üzerine de Bozdağ, mahkemenin ne karar vereceğini kendisinin bilme imkanı olmadığını bunu mahkemenin takdirinde olan bir konu olduğunu söyledi.
      Yaptıkları düzenlemenin anayasaya aykırı bir düzenleme olmadığını belirten Bozdağ, ''Sayın Cumhurbaşkanı görev süresi ve bir daha seçilip seçilemeyeceği hususu, seçildiği dönemin hukukuna tabidir. 7 yıllık bir süre için seçilmiştir ve o hukuka göre de bir defa seçilen cumhurbaşkanı ikinci defa aday olamaz ve seçilemez kural bu. Sayın Cumhurbaşkanı bu kurala göre seçilmiştir, yapılan düzenlemenin bu kuralın uyum yasasıdır dolayısıyla anayasaya uygundur'' diye konuştu.
     
     -''Muhtıra değil, muhtıra aşıklarına demokrasi dersi''-
    
     Genelkurmay Başkanlığı ile İstanbul Barosu arasındaki gerginliğe ilişkin soru üzerine Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
      ''Baro başkanının yaptığı açıklamayı ben duyunca bir hukukçu olarak çok üzüldüm. Çünkü barolarda görev yapanlar, avukatlar, hukukçular, demokrasi milli irade, eşitlik, adalet, hukukun, üstünlüğü konusunda, savunmak konusunda mücadele eden, bunun eğitimini alan ve bunların kıymetini çok iyi bilmesi gereken, demokrasiyi, milli iradeyi iyi bilmesi gereken kişiler, iyi de bildiklerine ben inanıyorum. Ama bazıları ideolojik yaklaşımları nedeniyle, çünkü ideoloji oldu mu gözünüzü kör ediyor, aklınızı çalışmaz kılıyor, kulaklarınızı gerçeklere kapalı hale getiriyor. Böyle olduğu zaman da kalkıp başkalarına hukuk ve hakkaniyet dışı ve demokrasiyle, milli iradeyle bağdaşmayan bir takım ithamlarda bulunuyor. Baro başkanının açıklamasını dinlediğimde, o metni de okuduğumda, gördüğüm çok açık, orada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetine alenen tahkir ve tezyif yapılmaktadır, bana göre. Bu bizim yasalarımıza göre bir suçtur, yapamaz da bunu. Ne diye itham ediyor bir baro başkanı- Darbe yapmadı diye, beklediğimiz gibi hareket etmedi diye, bizim düşüncelerimizi teyit eden açıklamalar, adımlar, icraatlar yapmadı diye. Nedir senin düşüncen dediğin zaman- Milli iradeye karşı durmadı diye, demokrasinin yanında durmaması lazımdı, durdu diye eleştiriyor, hukukun yanında durmaması lazımdı durdu diye eleştiriyor. Burada Genelkurmay Başkanlığı kendisine yapılan hakaret ve iftira karşısında kendisini savunmuştur bir cevap vermiştir.''
      Bozdağ konuya ilişkin başka bir soru üzerine, birisine karşı iftira yapıldığında bunun bir tüzel ya da gerçek kişi olmasının önem taşımadığını, o kişiye kendini savunma hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.
      Bozdağ, şöyle konuştu:
     ''Burada esas dikkat edilmesi gereken konu, bana göre kınanması gereken İstanbul Barosu'dur. esas demokrasi dersi veren de Genelkurmay Başkanlığı'dır. Bana göre bu açıklamayla baro başkanına işte onun düşüncesi minvalinde kendisini demokrasiden ve hukuktan yana zannedenlere, parlamenter demokrasiye, hukuka bağlılığın ne anlama geldiğini, demokrasinin milli iradenin ne anlama geldiğini ifade eden bana göre onlara demokrat olmanın ne demek olduğunu demokrasi ve hukukun ne olduğunu gösteren bir açıklamadır. Her zaman muhtıra açıklaması olmayacak. Demokrasi manasında baktığımızda oradaki açıklama, bu bir muhtıra değil, muhtıra aşıklarına demokrasi dersidir.''
 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 18:09

İLGİLİ HABERLER