
AKAY: “YETKİLİ SENDİKALAR MASADAN KOVULDU”
Kısa adı BASK olan Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Resul AKAY 30 Ağustos 2006 tarihinde Saat 14:00’de Konfederasyon Genel Merkezinde yaptığı basın toplantısında Yetkili sendikalar masadan çekilmemiştir, tam anlamıyla masadan kovulmuştur” dedi.
AKAY düzenlediği basın toplantısında şu görüşleri savundu.
4688 sayılı Kanunun 34’üncü maddesinde; Toplu görüşmelerin her yıl 15 Ağustos’ta başlayacağı ve 15 gün süreceği belirtilmektedir. Yasa hükmüne göre bu süre 29 Ağustos günü saat 24:00 de sona ermektedir.
Görüşmelerin 30 Ağustos 2006 tarihinin ilk saatlerinde kesildiği dikkate alındığında, görüşmeler yasal olarak bitmişti. Bu durumda “masadan çekiliyoruz” şeklindeki ifadeler bir kuruntudan, bir avuntudan ibarettir. “Bunun adı masadan kovulmaktır.” Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN; yetkili sendikalara “bu önerileri kabul etmezseniz, işte kapı” demiştir.
Maç bittikten sonra ve hezimet bir sonuç aldıktan sonra “sahadan çekiliyoruz” şeklindeki beyanlar safsatadan ibarettir.
YİNE HÜSRAN,
Yetkili sendikaların dengesiz, tutarsız, tecrübesiz tavırları yüzünden beşinci toplu görüşmede hüsranla sonuçlanmıştır.
Hükümetin kurulduğu günlerde, ağır bir ekonomik miras devraldıklarını, bu nedenle “Üç yıl bizden bir şey beklemeyin, üç yılın sonunda mutfağınız bollaşacak, cebiniz para görecek” diyen Sayın Başbakan’a; “Üç yıl geçti, dört yıl bitmek üzere, taahhütlerinizi ne zaman yerine getireceksiniz” soruyoruz.
2007 yılı için memurlara önerilen artış oranları utanç vericidir. Bu güne kadar iş başına gelen hiçbir Hükümet memurlara bu denli komik artışları önerme cesaretini ve pişkinliğini gösterememiştir. 59’uncu Hükümet, ortaya koyduğu icraatla “Gelen gideni aratır” atasözünü bir kez daha doğrulamıştır.
PERŞEMBENİN GELİŞİ
Yetikli sendikalar hariç, toplu görüşmelerin bu noktaya geleceği bilinmekteydi. Yalnızca yetkili sendikalar Perşembenin gelişini görememişlerdir. Günlerdir avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz. Sesimizi “Mısır’daki Sağır Sultana” duyurduk, yetkili sendikalara duyuramadık.
12 Ağustos 2006 tarihinde üç konfederasyona yazdığımız mektupta;
ORTAK BİR METİN ÜZERİNDE KENETLENİN
İki buçuk milyon memurun hayallerini ve beklentilerini karşılamak için, dağınık, savruk bir görüntü vermek yerine birbirinize kenetlenin, Hükümet karşısında tek yumruk, tek yürek olun ve taleplerinizi ortaklaştırın dedik.
KAPSAM DIŞINA ÇIKMAYIN, ÇIKARMAYIN
Yetkili sendikalara 4688 sayılı Kanunun 28’inci Maddesi ile toplu görüşmenin kapsamının çizildiğini, “madde metninde belirtilen konuların dışına çıkmayın, Hükümeti de çıkartmayın.” diye defalarca öğüt verdik.
KAZANILMIŞ HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALIN
“Müzakerelerin devamı için 2006 yılı enflasyon farkını kök ücretlere yansıtılmak kaydıyla ödeneceğini ve kazanılmış hakların güvence altında olacağını imza altına aldırın diye dilimizde tüy bitti.
PAZARLIK MASASI BLOKE EDİLDİ
Pazarlıkların olmazsa olmaz koşullarından birisi de tarafların pazarlık müzakerelerinde özgür olmasına ve önerilerinin tartışmaya açık olmasına bağlıdır. Taraflardan birisi pazarlık masasına dayatma anlayışı içerisinde geliyorsa, burada pazarlıktan söz edilemez.
Hükümet, Yüksek Planlama Kurulunda (YPK) kabul ettiği Orta Vadeli Mali Plana göre 2007 yılında memur maaşlarına %4 oranında artış yapılacağını karara bağlamış, bu kararını da toplu görüşmeler başlamadan önce Resmi Gazetede yayımlamıştır.
Hükümeti temsil eden Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN masaya YPK Kararı gibi kendisini bağlayan bir metinle gelmiştir. Çünkü YPK Kararı, Başbakan Yardımcısının üzerinde bir karardır.
Bu nedenle yetkili sendikalar, YPK Kararı kaldırılmadığı takdirde, toplu görüşmelerin daha birinci turunda masayı terk etmeleri gerekirdi.
Yetkili sendikalardan beklenen YPK Kararı ile bloke edilen pazarlık masası üzerindeki bloku kaldırmak için boykot kararı almaktı. Ancak yetkili sendikalar ellerindeki haklı ve meşru mekanizmaları kullanmak yerine, çay kahve içmeyi ve devlet ricali ile fotoğraf çektirmeyi sendikacılık sanmışlardır.
17-0’LIK HEZİMET
Sendika Kanunu toplu görüşmelerde 17 konunun müzakere edilmesini emretmektedir. 5 yıldır yapılan Pazarlık müzakerelerinde 17 konunun, 17 sinde de Hükümetin dediği olmaktadır. Toplu görüşmelerin beş yıllık bilançosu; “Hükümet:17, Yetkili Sendikalar:0” şeklinde ortaya çıkmıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde, güç dengeleri orantısız olsa bile iki ülke arasında yapılan pazarlıklarda her türlü tavizi verip, hiçbir şey almadan masadan kalkıldığı vaki değildir.
Güç dengeleri orantısız olan iki futbol takımı arasında yapılan bir müsabakada bile, 5 maç üst üste 17-0’lık bir sonuç alınmamıştır. Yetkili sendikalar 5 yıldır masadan sıfır çekerek kalktıktan sonra “şu eylemi yapacağız, bu eylemi yapacağız” diye efelenmektedirler. Oysa sendikalar efelenmez, caydırıcı eylemleri icra ederler.
26 AĞUSTOS MİTİNGİ NEDEN YAPILDI
Masaya bir top kendirle bağlandığı intibaı uyandıran KAMU-SEN Yöneticileri, 26 Ağustosta Ankara’da garip bir miting düzenlemişlerdir. O günlerde masadan kalkmamaya yemin etmiş görüntüsü veren KAMU-SEN 2 Trilyon lira harcayarak 26 Ağustos’ta niçin miting yapmıştır. Pazarlık masasını tüm ısrarlı çağrılara rağmen terk etmeyen bir konfederasyonun alanlara çıkıp bağırıp çağırmasını sendikal anlayışla bağdaştırmak mümkün değildir.
Madem ki bu konfederasyon masada oturmaya, çay kahve içmeye bu kadar hevesliydi, 26 Ağustos tarihinde bu mitingi niçin yaptı?
Madem ki bu konfederasyon sokağa bu kadar hevesliydi, masayı niçin terk etmedi.
Peki bu konfederasyon üyelerinin 2 Trilyon lirasını hangi amacı gerçekleştirmek için sokağa dökmüştür. Bu mitingi yaparak hangi amacı hasıl etmiştir.
26 Ağustos’ta yapılan miting bir siyasi merkezin yönlendirmesi sonucu, bu miting, Türk tarihinin seyrini değiştiren 26 Ağustos 1071 ve 30 Ağustos 1922 zaferlerini anmak ve hatırlatmak amacıyla yapılmıştır. Bu sendikalar, bu mitingin zamanlamasına dahi itiraz edememişlerdir.
Masadan kovulma bedbahtlığını yaşayan bu konfederasyonun eylem zamanı demesinin hiç bir karşılığı yoktur.
Ne yazık ki memur hareketi ehliyetsiz ve yeteneksiz ellerde ziyan olmaktadır.