Medya
  • 20.3.2004 11:10

AKŞAM GAZETESİ'NİN GENEL YAYIN YÖNETMENİ NURCAN AKAD: ''OKUMADIĞIM GAZETENİN BAŞINA GEÇTİM''

Dünya gazetesi yazarı Bilgen Tabanlı, Nurcan Akad ile röportaj yaptı. Röportaj şöyle... Nurcan Akad, Türkiye'nin cesur ve başarılı iş kadınlarından. Cesur çünkü; gazetecilik kariyerinde istikrarlı giderken, gazete genel yayın yönetmenliğini kabul edecek kadar gözü kara. Başarılı çünkü; başına geldiği gazeteyi yüksek tirajlı gazetelerin arasına sokacak kadar hırslı. Aslında Nurcan Akad'ın ikinci mesleği gazetecilik. Bu mesleği seçmeden önce, Devlet Operası'nda koro sanatçılığı yapar, Akad. Koro sanatçılığı yaparken aynı zamanda Ankara iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi Kamu Yönetimi Bölümü'nde eğitim görür. 6,5 yıl Devlet Operası'nda görev yaptıktan sonra istifa eder. Çünkü gençtir ve hayata karşı çok iştahlıdır. Operanın, hayatını tümüyle doldurmaya yetmeyeceğini iyi bilir. Gazeteciliğe geçiş dönemini ise ilginçtir Nurcan Akad'ın. O günleri Akad'dan dinleyelim: ''Dünyanın en güzel şeyi sanatçılık, sanatın içinde olmak. Ancak çok uzun tatil dönemleri vardı, her gün sabahtan akşama kadar çalışma yoktu. Benim hayatta aktif olma isteğime karşılık veremedi. Ben de istifa ettim. Gazetecilikte şansımı denemek istedim ve eşimle beraber İstanbul'a geldim. Çeşitli gazetelere başvurduk''. Nurcan Akad, Milliyet Gazetesi'nin çıkardığı, Enis Batur'un yönetimindeki UNESCO bağlantılı kültür ekinde işe başlar. Bu haftalık dergide altı ay çalışır. Ve, Nokta Dergisi'ne ekonomi muhabiri olarak geçer. Nurcan Akad mütevazı bir kadroyla açılan Nokta'nın en şaşaalı dönemini yaşar. Bir süre sonra ekonomi şefi olur, sonra Ankara'ya giderek derginin istihbarat şefliği görevini üsdenir. Nokta Dergisi'nden ayrıldıktan sonra da Söz Gazetesi'nde kısa süreli görev alır. Daha sonra Hürriyet Gazetesi'nin Ankara bürosunda, serbest muhabir olarak çalışmaya başlar. Hürriyet'in üst düzeyinde değişiklik olunca, üç arkadaşıyla beraber istifa eder. Sonrasını kendisinden dinleyelim: ''O dönemde, Asil Nadir tarafından satın alınan Güneş Gazetesine geçtik. Yine Ankara bürosunda serbest muhabir olarak çalıştım. Bir yıl sonra Ankara temsilciliğini üstlendim. O sırada Asil Nadir'in durumu malum... Zor duruma düştü, gazete. Paraları veremez oldu. Büroda direniş oldu, işçiler dahil bütün arkadaşlarımla direniş yaptık. Asil Nadir, sonra en alttaki matbaa işçisi de dahil olmak üzere herkesi işten attı. Dört ay issizlik dönemim oldu ama çok eğitici bir dönemdi benim için. İyi bir gazetecinin de işsiz kalabileceğini böylece görmüş oldum. Mutlaka bir teklif gelir diyordum.'' Nurcan Akad'ın umudu tam kesilmişken, Hürriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök arar ve Nurcan Akad'ı İstanbul'a çağırarak, Hürriyet'in Haber Müdür Yardımcılığını teklif eder. Teklifi kabul edip, göreve başlayan Nurcan Akad, ardından yazı işleri müdürlüğüne atanır. Sonra haber koordinatörlüğü diye Hürriyet’te olmayan bir kademe açar Ertuğrul Özkök, Nurcan Akad için. Yazı işleri müdürlüğü ile genel yayın yönetmenliği arasında olan bu kademede 1,5 yıl kadar görev yapar. Hürriyet Gazetesi'ndeki görevi sırasında, Akşam Gazetesi'nden Genel Yayın Yönetmenliği için teklif gelir Nurcan Akad'a ve kabul eder. 2002 tarihinden bu yana genel yayın yönetmenliği yapan Akad'a göre Akşam, kendisi göreve başladığında iddiası olmayan, unutulmuş bir gazeteydi. Akşam'ın o dönemde, normal haber gazeteleri kulvarının dışında kalmış bir gazete olduğunu söyleyen Nurcan Akad, o günkü düşüncelerini şöyle anlatıyor: ''Ben bile haberle çok ilgiliyken, sabah tüm gazeteleri çok dikkatli okumama rağmen Akşam'a bakmıyordum, ilgimi çeken bir gazete değildi. Dolayısıyla Tuncay Özkan'dan Akşam için teklif gelince çok şaşırdım. Hiç yapabilir miyim diye düşünmedim doğrusu. Çünkü Türkiye'nin en büyük gazetesinde 11 yıla yakın görev yaptım, dolayısıyla orada çok şey öğrendim. Öğrendiklerimi tatbik edeceğim daha mütevazı bir alan açılmış oldu.'' Son derece riskliydi bu yaptığı Nurcan Akad'a göre. ''Gazetecilikte yıllarca güzel şeyler yaparsınız, başarılarınızla anılırsınız, küçük bir hata yaparsınız derhal o başarılarınız unutulur'' diyor Nurcan Akad. O sırada net bir vizyonu ve iddiası olmayan Akşam Gazetesi'ne iddia ile gelir. Akad, bu konuda şunları söylüyor: ''Ne kadar gerçekleşti derseniz, ben size şu ana kadar gerçekleşen somut şeyleri söyleyebilirim. Gazetenin aynı zamanda para da kazanıyor olması çok önemli. Eğer para kazanıyorsa, siz müessesenin bütününe yük olmuyorsunuz. Dolayısıyla müessesenin bütününe, patronunuza karşı daha bağımsız oluyorsunuz. Eğer kendi ayaklarınız üzerinde durabiliyorsanız, editoryal bağımsızlığınıza daha fazla sahipsiniz demektir. Bu kesin kural.'' Akşam Gazetesi'nin reklam gelirleri Nurcan Akad yönetiminde 2003 yılında yüzde 72 artar. Ama yeterli değildir ve daha da artması gerekir. ''Daha önce reklamda, grup şirketleri tarafından desteklenmiş gazeteye şimdi diğer gazetelerde görülen bütün reklamlar giriyor'' diyen Nurcan Akad, şöyle devam ediyor: ''Neden bu gazetenin artık daha farklı bir çizgiye oturduğunun reklam veren de farkında. Okur açısından baktığımızda ise 142 bin idi geldiğim haftanın ortalaması ve hemen 163 bine çıktı. Çok enteresan bir tiraj artışı.'' O dönemlerde Akşam Gazetesi yükseliş grafiği gösterirken, dağıtım şirketini değiştirir. Geçiş sırasında çıkış trendi durur, hatta aşağıya bile iner. Fakat hemen dağıtım şirketi toparlanır ve ağını çok süratle geliştirip, yaygınlaştırır. Sonra yeniden Akşam Gazetesi eski başarı grafiğini yakalar. Akad, o dönemleri şöyle anlatıyor: ''Ama ben bir yandan da diyorum ki, Allah sınıyor herhalde. Ben Akşam Gazetesi'nin başına gelene kadar basın sektöründe en ufak bir kımıldama olmamıştı. Ne bir gazete çıktı, ne de oradan oraya geçişler oldu. Sanki herkes beni beklemiş gibi diyorum. Tesadüf gibi arka arakaya beş gazete çıktı. Vatan, iki tane Tercüman, Habertürk gazeteleri.'' Nurcan Akad, yeni çıkan gazetelerin Akşam'ın tirajından çaldığını söylüyor. Bugün 220 binlerde olan gazetenin tirajı Akad'a göre rakipleri çıkmasaydı 260 bini bulur, Milliyet ile başa baş giderdi. Yeni çıkan gazeteler içinde en istikrarlı bir çakış çizgisini Akşam'ın yakaladığını ifade eden Akad, ''Çok süratle, paldır küldür her şeyi yıkıp, zücaciye dükkanına girmiş fil gibi davranmadım. Çünkü bu çok tehlikeli olurdu. Kısa, orta ve uzun vadede planlarımı yaparak ilerledim. Bu gazetenin üzerinde hiçbir promosyon yok. Rakiplerine bakın her gün bir şeyler veriyorlar. Kitaplar, CDler. Promosyona girmediğimiz halde 200 binlerin üzerinde bir tirajdayız. Bu bence önemli bir gösterge, gazetenin gelişimi açısından'' diyor. Nurcan Akad'ın en büyük hedefi ise gazetenin tirajını 300 binlere çıkarmak. Akad, bu noktada iddialı konuşuyor ve bu yıl içinde bu hedefi yakalayacaklarını söylüyor. Nurcan Akad'ın Akşam Gazetesi'ne gelişiyle gazetenin okur profilinde de değişiklik olur. Okurları arasına halkın daha eğitimli kesimleri de katılır. Ayrıca bilgiye hasret ve yıllarca halktan kopmuş, gazetelere küsen bir kitle de Akşam okumaya başlar, Nurcan Akad'a göre. Akad, bu konuda bakın neler anlatıyor: ''Bunlar bizim çok sansasyona itibar etmeyen, insanların özel hayatlarıyla uğraşmayan, daha edepli, daha aileye hitap eden bir gazete olmamızdan kaynaklandı. Şu anda kullandığı haber açısından diğer gazetelerden farkı yok diyebiliriz. Fark, haberleri işleyişinde bence.'' Nurcan Akad, hayatının her döneminde kararlar verirken cesur davrandığını söylüyor. Opera sanatçılığından gazeteciliğe geçişi, Hürriyet Gazetesi'nde iyi bir mevkideyken durumu parlak olmayan bir gazetenin genel yayın yönetmeni olması bu durumu anlatacak iki örnek. Bu örnekleri çoğaltarak devam ediyor Nurcan Akad: ''Evet, çok radikal kararlar alıyorum. İki kere evlendim, boşandım. Birkaç defa şehir değiştirdim, çocuk yapmadım, Bu bilinçli bir seçimdi. Bağlanmaktan korktuğum için çocuk yapmadım, çocukları çok seviyorum, bütün hayatımı ona adayabilirdim. Çocuk olmayınca çok rahat kararlar alabildim. Bu kararları aldığımda beni böyle bir kariyerin beklediğinden habersizdim tabii. Rahat olmak istiyordum. İlk öyle başladı, sonra bilinçli bir seçim halini aldı. Kariyerle beraber hayata sığamaz oldum.'' Hedefini, bulunmak istediği son noktayı, hatta bir gazete sahibi olmak isteyip istemediğini sorduğumuzda ise Nurcan Akad şunları anlatıyor: ''Ben herhalde bir işin sahibi olamam, bende girişimci ruhu yok. Girişimcinin yükleneceği riskler çok farklı. Memur çocuğu olmanın getirdiği bir şey belki, bu. Ancak ücretli olarak çalışabileceğimi düşünüyorum. Benim bu meslekte ölmek gibi bir niyetim yok. Çok çalıştım, çok yoruldum. Birkaç sene daha devam etmeyi düşünüyorum.'' Nurcan Akad'a gazetenin başında kadın yönetici olmasının farklılık yaratıp yaratmadığını sorduğumuzda ise hemen, ''Odaya bir bakın'' diyor ve ekliyor: ''Erkek yönetmenlerin odaları son derece steril ve minimalisttir. Bu oda, botanik bahçesi görünümünde. Ben yaşadığım her yeri kişiselleştiriyorum ve gazetede çalışanların bulundukları masaları kişiselleştirmelerinden hoşlanıyorum. Burası bir banka şubesi değil. Gazetecilik insanların zihinleriyle iş yaptığı, yaratıcılıklarının ön planda olduğu bir iş. Dolayısıyla da bir gazeteci kendini ne kadar rahat hissederse o kadar üretken olabilir. Sevdiği artistlerin, futbolcuların resimlerini yapıştırsınlar, gerekiyorsa onların formalarını giyip gelsinler, kendilerin özgür hissetsinler istiyorum. Kadromla aram iyi, böyle olduğunu düşünüyorum. Onlar da öyle hissettiriyorlar bana. Tek tek hepsini izliyorum, hepsinin gelişme performansını takip ediyorum. Özellikle gençlerin önünü açacak birtakım tasarruflarda bulunuyorum. Bu işin sırayla olmadığını, yetenekle, çalışmayla, başarıyla ve performansla olduğunu herkes anlasın. O performansı gösteren insanların önünü açıyorum ve onlara fırsatlar tanıyorum.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:51

İLGİLİ HABERLER