AKŞAM'IN YAYIN YÖNETMENİNDEN DOĞAN GRUBU GAZETELERİNE İNCE ELEŞTİRİ...
Akşam çalışanın yanında
Akşam'ın genel yayın yönetmenliğini üstlendiğim günden itibaren bana en çok sorulan soru şuydu: 'Akşam nasıl bir gazete olacak?'
Gerek çeşitli mecralarda yayınlanan söyleşilerde, gerekse dost sohbetlerinde bu soruya hep aynı yanıtı verdim, 'Okuruna objektif haber, güçlü yorum ama daha da önemlisi yaşam desteği veren bir gazete olacak Akşam.'
Yaşam desteği...
Benim açımdan sihirli sözcük bu.
Çünkü bir gazetenin haber ve yorum vermenin ötesinde, okurlarının günlük yaşam içinde karşılaştığı sorunlara dönük çözüm önerileri de üretmesi gerektiğine inanıyorum.
'Nerede ne yenir, nerede tatil yapılır, kışın alınan kilolar nasıl verilir'den daha derin yaşam alanlarında katkı sağlamak zorunda olduğunu düşünüyorum.
Bugün 6'ncı sayfamızda başladığımız 'Kıdem tazminatı' dizisi, sözünü ettiğim yaşam desteğinin en somut örneklerinden biri.
Çalışma yaşamını düzenleyen hukuk çerçevesi o denli karışık ki, uzman olmadan işin içinden çıkmak mümkün değil. Bu nedenle çalışanların pek çoğu, hangi haklara sahip olduğunu, hakkını nasıl arayacağını, haksız bir tasarrufla karşılaştığında nasıl mücadele edeceğini bilmiyor.
Aralarında benim de bulunduğum pek çok kişi, kıdem tazminatının hesaplanması için özel şirketlere başvuruyor, yüksek meblağlarda para ödüyor.
Akşam, şimdi bu değerli hizmeti okurlarına ücretsiz sunuyor. Akşam'ın uzman yazarı Ali Tezel, bugünden itibaren çalışan okurlarımızın kıdem tazminatı ile ilgili bilmek istedikleri her soruya yanıt verecek, kıdem tazminatlarını hesaplayacak.
Tezel'in Akşam okurlarının emeklilik durumlarıyla ilgili sorularına yanıtları da haftada bir gün yayınlanmaya devam edecek.
* * *
Akşam'da birkaç günden bu yana, savaşla ilgili tüm haberlerimizde ve manşetlerimizde aynı vinyeti kullanıyoruz: 'Zoraki savaşa adım adım'.
Bu vinyet, Türkiye'nin hiç istemeden sürüklendiği savaş karşısında Akşam'ın tutumunu vurguluyor.
Biz bu savaşa karşıyız.
Çünkü yaklaşan savaşın ne haklı bir gerekçesi var ne de şimdilik göründüğü kadarı ile hukuki bir temeli...
Tek gerekçe, Irak'ın elinde olduğu söylenen kitle imha silahları. ABD'ye göre, bu yüzden Irak dünya barışı için en büyük tehdit.
Bu tezi İngiltere dışında gönüllü sahiplenen yok. Kıta Avrupası mesafeli. Çünkü herkes biliyor ki, ABD'nin gerçek gerekçesi Ortadoğu'daki petrol çıkarları.
ABD, sırf bu nedenle Birleşmiş Milletler kararı olmasa bile bu savaşı başlatacak.
Yanıbaşında İngiltere ve arkasından ittiği Türkiye ile birlikte.
Oysa Türkiye, kamuoyu, parlamen- tosu ve hükümeti ile bu savaşa karşı.
Yaklaşan savaşı daha şimdiden müthiş heyecan efektleriyle yüklü bir aksiyon filmine çeviren bir kısım gazetelere rağmen, ülkenin sağduyu sahibi her bireyi ABD'nin savaşından uzak durmaya çaba harcıyor.
Ama görünen o ki, Türkiye salt coğrafyası nedeniyle, bir biçimde bu savaşın içinde olacak.
Neresinde, ne kadar; orası henüz belli değil. Ama en az zararla atlatabileceği bir formülün arayışı içinde.
Çünkü bu kez zarar sadece ekonomik olmayacak.
ABD'nin vereceği milyar dolarlarla telafi edilemeyecek çok daha vahim siyasi sonuçlara, insani sonuçlara hazır olmak gerekecek.
Bu nedenle Akşam, Türkiye'nin zorla, adım adım sürüklendiği savaşla ilgili gelişmeleri okurlarına film senaryosu gibi değil, olduğu gibi yansıtmaya gayret gösteriyor.
Durumun gerçekçi tespitini yapıp, gelişmeleri okurlarına serinkanlılıkla, abartmadan, olduğu gibi yansıtıyor.
Siyasilerin demeçlerini yorumlamıyor, kendi anlatımları ile aktarıyor.
Çünkü bu belirsizlik içinde her şeyden daha çok sağduyuya ihtiyaç var.
Herkesin aklına, mantığına en fazla sahip çıkması gereken bir dönemden geçiyoruz.
İyi haftalar...
(NURCAN AKAD/AKŞAM)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:02