Gündem
  • 20.10.2008 18:04

ALEMDAROĞLU: YARGILAMA UYGAR ÜLKELERDEKİ YARGILAMA USULLERİNE AYKIRI

İSTANBUL - ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, yargılamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uygar ülkelerdeki ceza yargılama usullerine tamamen aykırı olduğunu savunarak, ''İnanıyorum ki bu yargılama mutlak surette bir yerlerden dönecektir'' dedi.
     Prof. Dr. Alemdaroğlu, ''Ergenekon'' davası duruşmasından çıktıktan sonra Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
     ''Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm organları ve 70 milyon Türk halkının yaklaşık 1,5 yıldır hayali Ergenekon örgütü suçlamasıyla meşgul olduğunu'' ifade eden Alemdaroğlu, iddianamenin kimi yerlerine göre 80 yıl, kimi yerlerine göre de 800 yıl önce başlanan ve 1965 yılında ancak birinci aşaması tamamlanmış olan ''Ergenekon örgütü mensupları'' olarak yargılanmaya başlandıklarını söyledi.
     Alemdaroğlu, bir gece sabaha karşı eve gelen polislerin kendisini gözaltına aldığını ve evindeki bütün malzemelerine el konulduğunu belirterek, ''Halen bilgisayar kayıtları ve bilgisayar hard diskleri verilmedi. Sanki büyük bir savaş suçlusuymuşuz gibi muamele gördük'' diye konuştu.
     Davet üzerine burada bulunmak için sabah yola çıktıklarını ve saatlerce yol aldıklarını anlatan Alemdaroğlu, İstanbul'da 300-500 kişi alacak çok sayıda salon olduğunu kaydetti.
     ''Yargılama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uygar ülkelerdeki ceza yargılama usullerine tamamen aykırıdır'' diyen Alemdaroğlu, ''Bu şekilde tutuklular ile tutuksuzların ayrı yargılanmasının doğuracağı sakıncaların dikkate alınmadığı bir kararın alındığını gördüm. İnanıyorum ki bu yargılama mutlak surette bir yerlerden dönecektir'' dedi.
     Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da yerleşke önünde yaptığı açıklamada, mahkemenin kendisinde, ''Yargılamanın çok ciddi fiziki imkansızlıklar içerisinde süreceği'' görüşü yarattığını belirterek, ''İçerde sanık ve avukatların savunma yapabilecekleri bir fiziki şart oluşturulmamış. Bana göre bu yargılama fiziki şartlar itibariyle siyasi iktidarın yarattığı ciddi bir gölgedir ve bunu kınıyorum. Buradaki şartların sorumlusu iktidardır'' diye konuştu.
     Davanın tutuksuz sanıklarından avukat Fuat Turgut da adil bir yargılamanın yapılmasının mümkün olmadığını savunarak, mahkemenin tutuksuz yargılananlara ayrıca tebligat gönderilmesine karar verdiğini, onlar için ayrı bir yargılama gününün belirleneceğini söyledi.
     CHP adına davayı izleyen Manisa Milletvekili Şahin Mengü, yargılamanın yapıldığı salona girdikleri andan itibaren böyle bir salonda adil bir yargılamanın yapılamayacağına açıkça tanık olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
     ''Adil yargılamanın yapılamayacağı kadar küçük ve elverişsiz olan mekanda yargılama yapılmaya başlandı. Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir utanç vesilesidir. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. maddesinin 7. fıkrasına göre Adalet Bakanlığı bu ilçe sınırları içinde bu yargılamayı yapmaya karar vermişse, kamunun çok daha müsait salonlarına el koyma hakkına sahiptir. Bu ilçe sınırları içinde çok modern spor salonları vardır. Bunca zamandır yürütülen soruşturmada bu kadar kalabalık avukat ve sanıkla yürüyecek davada bir salon ayarlayamayan Adalet Bakanı'nın hemen istifa etmesini istiyoruz. Eğer söylenenler doğruysa Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın da istifa etmesi gerekir. Böyle bir yargılama, böyle bir düzen hiçbir yerde yoktur.''
     Ulusal Sivil Toplum Örgütleri Sözcüsü ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı avukat Aydeniz Tuskan da ''salonun çok kötü ve yetersiz olduğunu'' belirterek, ''Biz bunları daha önce tespit edip göremedik. Bu nedenle burada adil yargılanma yapılması mümkün değil'' diye konuştu.
     Bu arada yargılamanın yapıldığı Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önüne gelen ve ellerinde pankart ve dövizler taşıyarak sloganlar atan çeşitli sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri de basın açıklamaları yaptı.
     Bu arada DTP, İnsan Hakları Derneği, Sosyalist Demokrasi Partisi ve Özgür-Der'in de aralarında bulunduğu çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye gruplar adına yapılan basın açıklamasında da yapılacak yargılamanın gerçek bir yargılama değil, göstermelik olduğu savunuldu.
     Bu arada jandarma kuvvetleri, basın açıklaması yapan bu grup ile İşçi Partili bir grubun karşı karşıya gelmemesi için güvenlik önlemi aldı.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 05:10

İLGİLİ HABERLER