Gündem
  • 24.2.2011 08:56

ALEVİLİK KONUSUNDA İHMALLERİMİZ OLDU

ANKARA - Görmez, ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Başkanı
Leonard A. Leo ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Komisyon üyelerine Türkiye'deki din özgürlüğü ve Diyanet
İşleri Başkanlığının işleyişi hakkında bilgi veren Görmez,
dini özgürlüklerin insan vicdanının derinliklerine hitap
etmesi bakımından bütün özgürlüklerin temelini oluşturduğunu
belirtti.
Din özgürlüğünün önemine işaret eden Görmez, Leo'nun ''Diyanet
İşleri Başkanlığının hem dini kontrol altında tutmaya
çalıştığı hem de laiklik baskısı altında olduğu'' iddialarına
''Din hizmetini kamu hizmeti saymak, din hizmetlerinin
organizasyonuna yardımcı olmak, dini kontrol altında tutmak
anlamına gelmez. Diyanet İşleri Başkanlığının üç önemli yönü
vardır: Kamusal olması bakımından bir kamu kuruluşudur.
Bütçesi devlet tarafından verilen bir kurumdur. Kamusal
olmanın yanında özgür ve sivil olmak, dinin doğru, bilimsel
bilgisiyle hareket etme prensibini doğurmuştur. Bu sayede
Diyanet, kimseden dini ve teolojik konularda talimat almaz''
diye konuştu.
Başkan Yardımcılığı döneminde Avrupa Birliğinin Yargı ve Temel
Haklar faslında müzakerelere bizzat katıldığını anlatan
Görmez, heyetin yönelttiği ''Laik bir ülkede Diyanet İşleri
Başkanlığının bir kamu kuruluşu olmasını hangi laiklik
anlayışıyla açıklayabiliyorsunuz'' sorusu üzerine, Belçika,
Almanya, Danimarka ve İngiltere'deki benzer uygulamaları örnek
verdiğini söyledi.
Diyanet'in, özgür ve sivil olduğunu vurgulayan Görmez,
Türkiye'de 85 bin cami bulunduğunu ve tüm camilerin halk
tarafından yapılmasının, kurumun sivil yönünü güçlendirdiğini
dile getirdi. Dini bilginin üretilmesi ve hizmete dönüşmesi
sürecinde Diyanet'in kimseden talimat almasının mümkün
olmadığını ifade eden Görmez, Türkiye'de dini azınlık
çevrelerini, önemli birtakım sorunların varlığına rağmen
yakından takip ettiklerini ve ilgilendiklerini kaydetti.
Görmez, ''Dini azınlıkların inançlarına gelecek en küçük bir
baskıyı kendi dinimize yapılmış bir baskı olarak görürüz''
diye konuştu.
Türkiye'nin ve Diyanet İşleri Başkanlığının, son zamanlarda
din ve ifade özgürlüğü konusundan büyük mesafeler kat
etmesinin önemli bir durum olduğunu vurgulayan Görmez, ''Her
şeye mazeret olur ancak dini özgürlüklere mazeret olmaz''
dedi.

ALEVİLERİN TALEPLERİ
Komisyon Başkanı Leo'nun, ''Alevilerle ilgili Diyanet İşleri
Başkanlığının neden bir çalışma yapmadığını'' sorması üzerine
Görmez, ''Alevilik konusunda kurum olarak ihmallerimiz olduğu
doğrudur. Ancak talepler oluşmamıştı. Talepler oluştuktan
sonra düşündük ve ilk olarak Aleviliğin bütün yazılı
kaynaklarını neşrettik. Daha sonra camilere gelen
vatandaşlarımız ve Sünni din görevlilerimizin, Alevilik
konusunda bilgilenmelerini sağladık'' diye konuştu. Mehmet
Görmez, Alevilik kaynaklarının yayınlanması çalışmalarına
bizzat Alevi büyüklerinin de katıldığını hatırlattı.
Din eğitimi konusuna da değinen Görmez, şunları kaydetti:
''Türkiye'de zorunlu din eğitimi yoktur. Zorunlu Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersi vardır, Türkiye'de yaşayan birinin
bütün dinler hakkında bilmesi gereken bilgileri içeren bir
derstir. Bu derste bugüne kadar Aleviliğe yer verilmemesi
eksiklikti. Ancak bizzat Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda
çalışma başlattı ve şu an Alevilik de o dersin üniteleri
arasına girmiş bulunuyor. Biz de bunu Diyanet İşleri
Başkanlığı olarak destekledik.''
Aleviliğin İslam'ın dışında farklı bir din olmadığını belirten
Görmez, bunun şahsi fikri olmadığını, tarihsel ve bilimsel
bütün kaynakların da bu yönde olduğunu söyledi. Cemevlerine
karşı olmadıklarını, arazi tahsisi gibi konularda destek
olunmasının doğru bulduklarını ifade eden Görmez,
''Cemevlerini caminin karşısında faklı müstakil bir dinin
mabedi gibi gösterecek hiçbir kaynak yoktur. Bu bizim
cemevlerine karşı olduğumuz anlamına gelmez. Cemevleri özgür
olmalı. Cemevlerine arazi tahsis edilebilmeli. Ancak cemevini
caminin karşısında yer alan müstakil bir dinin mabedi olarak
göstermek bilimsel ve tarihsel olarak mümkün değildir'' diye
konuştu.
İslam dininde, dinin otoritesinin ancak ilahi vahiy ve
Peygamber'in sahih öğretileri olduğunu belirten Görmez,
''İslam'a göre din adamları dinin otoritesi değildir'' dedi.
Hadis Projesi hakkında da komisyona bilgi veren Görmez, ''Bir
hadis projemiz var. Harvard'da bu projeyle ilgili olarak
seminer verdim. Bu bir reform hareketi gibi gösterildi. Bu
doğru değil. Hadislerin yeniden doğru anlaşılmasını hedefleyen
bir projedir. Bir yeniden yorumlama çabası diyebiliriz'' diye
konuştu.
Dini Özgürlükler Komisyonu olarak Türkiye'yi 2006 da ziyaret
ettiklerini belirten Komisyon Başkanı Leonard A. Leo, son beş
yıl içerisinde Türkiye'de yaşanan gelişmeler ve Diyanet İşleri
Başkanlığının işleyişi hakkında bilgi almak üzere bu ziyareti
gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 20:59

İLGİLİ HABERLER