KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/ Star yazarı Ali Şen bugünkü yazısında, medya özgürlüğünün çok kısa ve çarpıcı bir özetini verdi. Ali şen, medyanın özgür olabilmesi için, editörlerin önce kendi patronlarını eleştirmesi gerektiğini söyledi ama bunu pek mümkün olmadığını da ekledi.
İşte Ali Şen’in ilginç yazısı:
MEDYA TARAF TUTAR MI ?
Gazeteler, kamuoyunun ilgisini çeken, güncel konulara ilişkin haber, görüş, bilgi veren, genellikle günlük yayınlardır. Gazeteci haberi, en çabuk şekilde kullanmalıdır. Haberin stoğu olmaz. Günlük gazetenin değeri bir gün sonra ancak kağıdı kadardır. Dünyada tüm gazeteler okuyucu kaybediyor. Başta Amerika, her ülkede televizyonlar seyirci kaybediyor.
Neden acaba?
Dünyanın her yerinde, basın sermayenin elinde. Çok eskiden haberi gazetede okuyan birisi ‘Gazetede okudum’ diyerek haberin doğruluğunu arkadaşına anlatırdı. Eskiden bir haberi arkadaşına anlatan birisi ‘Televizyondan duydum’ der, doğruluğunu tasdiklerdi. Şimdilerde ise, doğruluk kaynağı sanki televizyon ve gazetelerde yok oldu. Ancak, izleyebilenler ‘CNN’de duydum deyince habere inanılıyor. Bernard Goldberg ünlü bir Amerikalı televizyon gazetecisidir. ‘Bias’ (peşin hükümlü) adlı gazeteciliği sorgulayan bir kitap yazdı. Serbest düşünceli medyanın, hep taraf tuttuğunu yazmış kitabında. Gazeteciler, kendilerini toplumu kurtarmak için tayin edilmiş kişiler olduklarını sandıklarını söylüyor. Gazeteciler, kamuoyunu oluşturmakta gerçekte ne kadar etkilidir?
1992 seçimlerinde gazetelerin yüzde 89’u Clinton’a oy verirken, halkın oyu yüzde 43 kadardı. George Bush’a halkın yüzde 37’si oy vermiş, gazetecilerin ise sadece yüzde 7’si Bush’u başkan görmek istemişti. Anlaşılıyor ki, kitleler her gazeteciye inanmıyor.
Bizde de durum aynı. Basına güven ne zaman başlar?
Ertuğrul Özkök, Hürriyet’te Aydın Doğan’ın ürettiği ürünleri tenkit edebildiği zaman, Mehmet Yılmaz, Milliyet’te Aydın Doğan’ın yanlışlarını yazabildiğinde; Fatih Çekirge, star Gazetesi’nde, Uzanlar’ın eksikliklerini tartışmaya açabildiğinde; Akşam Gazetesi, Karamehmet’in yanlışlarını yazabildiğinde; Sabah Gazetesi, Dinç Bilgin’i sorgulayabildiğinde gazetelerin inanılırlığı tekrar geri gelebilir.
Televizyon gazeteciliği veya yazılı basın gazeteciliği mi daha zordur? TV gazeteciliği daha kolay. Röportaj yapmak isteyen ünlüleri bulmak, onlar ekrana çıkmak istedikleri için daha kolay oluyor. Böyle bir gazeteci, haberi ekrana taşır işi biter. Yazılı basın gazetecisi ise, haberi alır, ancak aynı haberi okuyucusuna bir gün sonra ulaştırabilir.
Bütün dünyada basındaki sorunlar aynı. Ancak, sizin bir gazeteniz veya televizyonunuz olsaydı, kendi yayın organlarında, kendinizin tenkit edilmesine müsaade eder miydiniz?
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:55